“Anadilli Eğitim İçin Kapıları Zorlayalım”
2021-2022 eğitim-öğretim yılı için 4 Ocak'ta başlayan Yaşayan Diller ve Lehçeler dersi kapsamında anadil seçimi başvuruları yarın sona eriyor. Birçok kurum öğrencilerin tercihlerde anadilini seçme hakkını kullanması için velilere çağrıda bulunuyor. Abazaca, Adigece (Kiril), Adigece (Latin), Arnavutça, Boşnakça, Gürcüce, Kurmancca, Lazca ve Zazaca/Kırmancki dillerini içeren seçmeli dersler elden veya elektronik ortamda eğitim kurumu müdürlüklerine başvuru yapılarak seçiliyor.Laz Enstitüsü: "2019-2020 Eğitim Yıllarında Lazca Dersi Açılmadı"
2013-2020 Seçmeli Lazca Dersi raporunu yayımlayan Laz Enstitüsü, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) Yaşayan Diller ve Lehçeler dersi kapsamında, 2013’ten itibaren okullarda seçmeli olarak sunulmaya başlayan Lazca derslerindeki öğrenci sayısının 2013-2014’te 65 olduğunu bir sonraki yıl ise öğrenci sayısının 214’e yükseldiğini belirtiyor. Seçmeli dersler konusundaki eksiklerin giderilmesi gerektiği belirtilen raporda 2017-2018 ve 2019-2020 eğitim yıllarında Lazca dersin açılmadığı ifade ediliyor. Rapora göre öğrenciler ve öğretmenlerin Lazca derslere bakışı olumlu iken veliler ve okul müdürlerinin tutumları ise değişken.
“Toplumsal Baskı Artarsa Devlet Yüzleşmek Zorunda Kalacak"
Eren, azınlık hakları hukukunun anadilde eğitim hakkı konusunda devletlere sunduğu iki seçeneğin olduğunu "Birincisi azınlıklara ilköğretim okullarında anadillerinde “eğitim” yapma hakkı tanımak, bunun yanında resmi dil “öğrenimini” zorunlu kılmak, diğeri ise resmi dilde “eğitimi" zorunlu kılarken, azınlıklara anadillerini “öğrenme” hakkı tanımak. Devletin buradaki tercihi tahmin edeceğiniz üzere 2. madde doğrultusunda olmuş ve 2011 yılı sonunda ortaokullarda “Anadolu’da yaşayan diller ve lehçeler” başlığı altında seçmeli dersi koyarak, anadilini haftada 2 saat ile “öğrenme” hakkı tanımıştır." diye açıklıyor. 2020 yılı 21 Şubat Dünya Anadil Günü'nde İstanbul’da gösterilen dayanışmanın büyütülerek sürdürülebilmesi gerektiğini vurgulayan Eren, "Ötekileştirilmiş kültürel gruplar birlikte, dayanışarak toplumsal baskıyı ne kadar arttırabilirlerse; bir yandan Lozan’ı, diğer yandan Kopenhag’ı ne kadar zorlayabilirlerse devlet azınlık hakları (ötekileştirilmiş kültürlerin hakları) ile şimdiye kadar olmadığı bir biçimde yüzleşmek zorunda kalacaktır." diyor.“Bakanlığın Hazırladığı Ders Kitapları Tüm Zaza Coğrafyasına Hitap Etmiyor"

Bizi Takip Edin