TÜSODER: “Tüketicilere ve Firmalara Katkı Sağlamak, Yol Göstermek İçin Çalışıyoruz”

Merhaba sizi kısaca tanıyabilir miyiz? deniz önerTürkiye Atom Enerjisi Kurumu'nda araştırıcı ve üst düzey yönetici olarak çalıştıktan sonra 10 yıl önce emekli oldum. Uzmanlık alanım özellikle radyasyon kazalarının sağlık üzerine etkileri ve radyasyon güvenliğidir. Marmara Üniversitesi'nde de bu konuda kısmi zamanlı ders vermekteyim. Uzmanlıklarım ve birçok sivil toplum kuruluşunda çeşitli kademelerde çalışmalarım, aylık, haftalık yazılarım gibi faaliyetlerin temelinde kendimi “sağlık gönüllüsü” olarak tanımlamak en yakın yaklaşım gibi geliyor. Başkanı ve genel sekreteri ile olan uyumlu çalışmamız sonucu önce dernek üyeliği, sonrasında Sağlık ve Gıdadan sorumlu Başkan Yardımcılığı ve Genel Başkanlık süreci geldi.  Tüketici Sorunları Derneği ile yollarınız nasıl kesişti? TÜSODER ile yollarımız 2016 Nisan ayında bir tüketici mağduriyetim dolayısıyla kesişti. Bozulan buzdolabımı tamir için internet üzerinden bulduğum Yetkili Servis’i ararken, servis bile olmayan kişilerce dolandırılacağım aklıma gelmezdi. Bu kişilerin yetkili servis olmadıklarını anlayınca, haklarındaki bütün belge, yazışmaları toplayıp ne yapabileceğim konusunda dernekten yardım istedim. Yazarı olduğum internet portalının editörünün sosyal medyada tüketici konusunda bir yönetim görevi olduğunu hatırlamıştım. Böylece tüketici hakları ile tanışmış oldum. İnsanları bu konuda uyarmak üzere yaşadıklarımı anlatmaya başladım. O tarihte TÜSODER Genel Başkanı olan Avukatımız ile Savcılığa yaptığımız ısrarlı başvuru ve takipçi olmamız ile 4 yılda da olsa bu kişilerin bulunup ceza almalarını sağladık. Yani tüketici mağduriyetinden Tüketici Dernek Başkanlığı'na bir yolculuk oldu.  TÜSODER ne zaman ve hangi ihtiyaca binaen kuruldu? Amacınız nedir? Derneğimiz tüketici haklarının ülkemizde yerleşmesi ve yaygınlaştırılması ile tüketicinin korunması konusunda aydınlatıcı, bilinçlendirici faaliyetlerde bulunarak; tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek üzere 2014 yılında kurulmuştur.  Tüketiciler genellikle şikayetlerini iletip çözümü sizin bulmanızı isteme eğilimindeler. TÜSODER ise bireysel tüketiciye şikâyet dilekçesi yazmak yerine, daha zahmetli de olsa başlangıçta mağdur olmamaları için dikkat etmeleri gereken konulara odaklanmakta ve tüketici ve firmaların bilinçlenmesi ve  gelişmesi, yaşama uygun hale gelmesi için çalışma yapmak, bu alandaki teknik gelişmeleri izlemek, bilgi alışverişinde bulunmak. Dernek olarak çok yönlü faaliyetler yürütüyorsunuz. Çalışma alanlarınızı ve yaptığınız faaliyetleri paylaşır mısınız?  TÜSODER, Evrensel Tüketici Hakları kapsamına giren hemen her konuda öncü bilinçlendirme sağlamak; hakların uygulanabilmesi, yaygınlaşması ve gerekli önlemlerin alınması konusunda 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a uygun faaliyetlerde bulunmaktadır.  Evrensel Tüketici Hakları haklarından kastımız ise; Temel İhtiyaçların Karşılanması (Beslenme, Barınma, Ulaşım, Haberleşme, Enerji, Temiz Su vb) Sağlık ve Güvenliğin Korunması Ekonomik Çıkarların Korunması (Serbest Seçim) Bilgi Edinme Eğitilme Tazmin (Zararların Karşılanması) Temsil Edilme (Kamuoyu Oluşturma) Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkıdır. TÜSODER faaliyetlerini başlıklar altında toplayacak olursak; basın faaliyetleri,tüsoder raporlama, danışmanlık, eğitimler, Projeler ve etkinlikler olarak sıralayabiliriz. (Buradan 2019 yılı faaliyet raporu takdim yazımıza ulaşılabilir.) Dernek içi işleyişten bahseder misiniz?  Derneğimiz 11 yönetim kurulu üyesi, çeşitli alanlarda uzmanlık komisyonları ve çeşitli özel amaçlı çalışma grupları ile Dernek Tüzüğümüz ve Stratejik Planımız dahilinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Aralık ayında 3. yılını dolduracak olan bir çekirdek ekip ile yol alıyoruz. Kararlarımız öncelikle Yönetim Kurulu'nda tartışılır ve sonra Genel Kurul üyelerinin görüşüne sunulur. Bütün çalışmalarımız uzman gönüllüler ile yürütülmektedir. Hak savunucusu bir dernek olarak üye sayımızın 4-5 de birini hukukçular oluşturmaktadır. Yine sivil toplum konusunda deneyimli aktif üyelerimiz, acil tıp, organ bağışı konularında sağlık profesyonelleri, enerji, sigorta, vergi, bankacılık, kimya, çevre mühendisleri, iş güvenliği uzmanları, özel eğitimciler gibi çok geniş farklı uzmanlar yanı sıra engelli dernekleri, hasta ve hasta yakını dernekleri, çeşitli mesleki sivil toplum kuruluşu yöneticisi olan üyelerimiz bulunmaktadır. Bu nedenle çok geniş bir çalışma sahamız söz konusu olabilmektedir. Üyelerimiz kendi alanlarında araştırma dosyaları, raporlar hazırlayıp yönetimle paylaşabilir ya da ihtiyaca binaen yönetim güncel tüketici sorunlarını gündeme getirip çözümü için üyelerinden görüş talep edebilmektedir. Derneğimiz Sivil Toplum Kuruluşları ile iş birliğine, paydaşlığa, ortak çalışmalara önem verir. Bu kapsamda dezavantajlı gruplar, engelli hakları, hasta haklarını savunan sivil toplum kuruluşları ile projeler yapmaktadır. Yerel Yönetimler, Kent Konseyleri, Kamu Kurumları ile de çeşitli çalışmalarda paydaşlıklar söz konusu olmaktadır.  Özellikle pandemi dönemini tüketiciler açısından nasıl değerlendirdiniz? Ön plana çıkan en önemli konular sizce nelerdi? Pandemi dönemiyle özellikle sağlık ve güvenlik kapsamında tüketicilere yönelik eğitim, bilgilendirme çalışmalarımızı arttırdık. Tüketicilerin bu dönemde e-ticaret alışverişlerinin artması, yeni ihtiyaçlar (maske, antiseptik, dezenfektanlar vb) nedeniyle aşırı talep artışı olan ürünlerin teminindeki güçlükler, haksız fiyat artışlarına dikkat çekmek; güncel sağlık uyarıları paylaşımları, canlı yayınlarla bilgilendirmeler, basına sürekli uzman desteği gibi oldukça yoğun bir dönem yaşadık. Derneğimiz özellikle sağlık ve hukuk konusunda sahip olduğu çok sayıda uzmanı ile sivil toplum, kent konseyleri, üniversite kulüpleri, TV, Radyo, internet haber kanalları benzeri tüm platformlarda özellikle pandemi döneminde büyük katkı sunmuş ve sunmaya devam etmektedir. Pandemi sürecinde çalışmalarınız aksadı mı?  tusoderBu konu artıları eksileri ile bir miktar dengelendi diye düşünebiliriz. Sivil Toplum için yüz  yüze yapılan çalışmalar, iş birlikleri çok değerli ve tercihimiz de bu yöndedir. Biz de pandemiden payımızı aldık. Saha etkinlikleri, salon toplantılarını gerçekleştiremedik ve birkaç planlı etkinliğimizi iptal etmek zorunda kaldık. Buna rağmen içimize kapanmadık ve dijital araçlarla ülke çapında sesimizi duyurmaya devam ettik.  Farklı konularda eğitimler düzenliyorsunuz. Eğitimlerinizin temel amacı nedir?  TÜSODER başlıca sağlık, hukuk, sağlık hukuku, sigorta, enerji, engelli, emlak gibi evrensel tüketici haklarını içeren konularda eğitimler düzenlemekte. Derneğimizin faaliyet raporlarını inceleyecek olursanız özellikle üye sayımızın dörtte biri hukukçu olmak üzere ülke çapında bilinirliğe sahip birçok alanda gönüllü uzmanımız bulunmakta ve görünür eğitimler dışında yüzlerce tüketici sorusunu cevaplandırıp yol göstermektedir. Proaktif bir yaklaşım ile tüketici bilincini geliştirmek temel hedeflerimizden biridir. Örneğin sağlığın korunması ve geliştirilmesine yapılacak yatırım, sağlıklı, üretken, istihdama katılan bireyler demektir. Kronik hastalıklar, tedavi süreçleri giderlerin artması, belki iş kayıpları ve dolayısıyla gelir azalmasına bağlı olarak temel ihtiyaçların karşılanamaması sonucunu doğuracaktır. Genel olarak Türkiye’de tüketiciler açısından en sorunlu alan sizce hangisidir? Gözlemlerinizi bizimle paylaşır mısınız? Bence en önemli sorun gerçek satıcı/hizmet sağlayıcı olmayan kişilerin tuzaklarına düşmek. Çok cazip fiyatlar, reklam kampanyaları ile neredeyse tüketici hipnotize ediliyor. Kalitesi ile bilinen bir markanın adı kullanılarak, hatta web siteleri taklit edilerek son kalan ürünleri satın almaya özendiriliyor. Tüketiciye ya alakasız bir ürün geliyor ya da hiç teslim edilmiyor. Burada hak arama yolları çok işe yaramıyor. Kargo firması vb. aracılığı ile satıcıya ulaşmaya çalışsanız bile gerçek bir kişi/firma olmadığı için ücret iade süreci işlemiyor.  Bu satıcılar sık sık firma ismi değiştiriyorlar. Dolandırıcılık söz konusu olduğunda Savcılığa suç duyurusunda bulunmak dışında seçeneğiniz kalmıyor ya da icra takibi ile paranızı geri almaya çalışmanız. Gözlemlerimize göre de genellikle bu kadar küçük meblağlar için tüketici uğraşmıyor ve bu insanlar büyük miktarda haksız kazanç elde ediyorlar. Tüketicilerin kendi haklarını arama noktasında yeterince bilinçli davrandığını ve bilgi sahibi olduğunu düşünüyor musunuz? Derneğimize gelen sorulara, sosyal medyadan takip ettiğimiz tüketici şikayetlerine baktığımızda bir miktar kıpırdanma olsa bile, yeterli bir bilinçten söz etmek mümkün değil. Firma ve markaları sosyal medyada şikâyet etmek, itibarlarına zarar vermek, çağrı merkezi personeline bağırıp, çağırmak gibi uygulamalar tüketici aleyhine hukuki sonuçlar da doğurabilmekte, haklı iken haksız duruma düşülmekte. TÜSODER olarak İstanbul’da bir ilçede Tüketici Örgütü Temsilcisi olarak Tüketici Hakem Heyetinde yaklaşık 3 yıldır görev yapıyoruz. Her ne kadar hak arama bilinci olduğu için müracaat etmiş olsalar da birçok dosya tüketici mağduriyetini ispat edemediği için olumsuz sonuçlanabilmektedir. Alış-veriş kararından başlayarak, cayma hakkı, ayıplı ürün ve hizmetlerde satıcı ve hizmet sağlayıcı ile yazılı iletişim kurma,  haklarını bilme ve talep etme konusunda bilinç henüz oldukça düşük. Bu da bizim gibi tüketici sivil toplum kuruluşlarına ve sesimizi duyuracağımız platformlara büyük sorumluluk yüklüyor.  Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? Bize kendimizi anlatma fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ediyoruz. Tüketici Sorunları Derneği-TÜSODER, gittikçe büyüyen uzman gönüllü kadrosuyla tüketicilerin karşı karşıya olduğu risk ve tehlikeler konusunda; önleyici, koruyucu, eğitici çalışmaları ile tüketicilerin maddi ve manevi sağlıklarını koruma farkındalığını artırmaya devam edecektir. Tüketici olarak sorunlar yaşayanların bizi izlemekle kalmayıp, ortak çözüm yollarını bulmak üzere derneğimize gönüllü olmalarını, uzmanlık alanlarına göre  çalışma grupları ve komisyonlarımızda yer almalarını arzu ederiz.

İlgili İçerikler