Buradayız Hatay Derneği, Kenti Yeniden Canlandırmak için Çalışıyor
Burs vermek, yıkılan bölgedeki esnafa destek olmak, ihtiyaç sahibi ailelere farklı konularda ulaşmak amacında olan Buradayız Hatay Derneği'nin Kurucusu ve Başkanı Mehmet Ali Gümüş ile misyonlarını ve yürüttükleri faaliyetleri konuştuk. Buradayız Hatay Derneği olarak hangi ihtiyaçtan ve hangi hedefleri gerçekleştirmek için yola çıktınız? 6 Şubat depremlerinden sonra şehrimiz Antakya tamamen yıkılmıştı. Depremin ilk zamanlarında ülkeden ve dünyanın her yerinden yardımlar akıyordu. Bu sıralarda hayatta kalan Antakyalıların çoğu başka yerlere gitmek zorunda kalmıştı. Bizler hem söz konusu yardımların uzun vadede kalıcı olmadığını bildiğimiz için sürdürülebilir projeler üretmek adına hem de burada hayatı yeniden başlatıp başka yerlere giden hemşehrilerimizi yeniden kendi memleketimize döndürebilmek için yola çıktık.Antakya’daki hayatın canlanabilmesi, insanların burada yaşama tutunabilmesi için kalıcı ve sürdürülebilir projeler odaklı çalışıyoruz.Kendinizi ve ekibinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Kendimi tanımlayamam ama öncelikle belirtmek gerekir ki ekibimiz her Antakyalı gibi hem maddi hem manevi çok ağır kayıplar yaşamış ve hala Antakya’da yaşamaya devam etmeye çalışan Antakyalılardan oluşuyor. Ekibimiz şartlar ne olursa olsun; kalbiyle, aklıyla, sabrıyla zorlukların üstesinden nasıl geldiğini ve insanı ne kadar uç noktalarda fedakar olduğunu gösteren insanlardan oluşuyor. Yardımdan ziyade kendimizi yan yana, omuz omuza bir dayanışma ağının içerisinde görüyoruz. Gündelik ya da kısa vadeli ‘yardımlardan’ ziyade Antakya’daki hayatın canlanabilmesi, insanların burada yaşama tutunabilmesi için kalıcı ve sürdürülebilir projeler odaklı çalışıyoruz. Kurulduğunuzdan bu ana dek neler yaptınız? Neleri hayata geçirdiniz? Yakında hayata geçecek projeler neler? Henüz depremin ilk haftalarında yani insanların derin bir umutsuzluk ve korku halinde olduğu günlerde açtığımız 'Buradayız Hatay' Instagram sayfasında Hatay’da yeniden açılmaya başlayan işletmeleri paylaşmaya başladık. Bu sayede özellikle başka yerlere gitmiş vatandaşlarımıza moral verirken diğer yandan dükkanını açan veya açmak isteyen vatandaşlarımıza güç vermiş olduk. Sayfamız çok hızlı büyüdü. Hala da insanlar Hatay’da neyi nerede bulabileceğine bakmak için sayfalarımızdan faydalanıyor. Bu nedenle çok mutluyuz. Hatta ben de hala her ihtiyacım için işletmeler sayfasına bakıp faydalanıyorum. Finansal kaynağı nasıl yaratıyorsunuz? Hangi aktörlerle iş birliği yapıyorsunuz? Finansal kaynağımız bağışlar ve kurumsal iş birlikleri. Fonzip üzerinden düzenli bağışçılarımız var; ayrıca özel gün sertifikalarını satın alarak derneğimize bağış yapabiliyorlar.
Dayanışma, Dayanışma…!
Sahada faaliyet yürüten ve diğer kentlerden gelen STK’lardan farklı olarak ne yapıyorsunuz? Diğer STK’lar ile iş birlikleriniz var mı? Diğer kentlerden gelen STK’ların buralardaki çalışmalarının kıymetini anlatmaya gerek yok ancak bizim şöyle bir farkımız olduğunu gözlemliyorum; az önce belirttiğim gibi derneğin tüm kurucuları, gönüllüleri, çalışanları Antakyalı. Tarifi mümkün olmayan bir acıyı birlikte yaşamış insanlar. Dışlayıcı bir dil gibi algılanmasın lütfen, sadece durum tespiti olarak bu acı yaşamayanın anlayabileceği bir acı ya da şu an yaşadığımız şartlar içinde olmayanın anlayabileceği şeyler değil. Dolayısıyla Antakya’nın, Antakyalıların ne istediğini, neye ihtiyacının olduğunu, ne duymak istediğini, geleceğe dair endişelerini en iyi biz biliyoruz. Çünkü biz yaşıyoruz. Gerek yerelde gerek ulusalda diğer sivil toplum örgütleri, platformlar ve inisiyatifler ile iş birliğini çok önemsiyoruz. Başından beri söylediğimiz gibi dayanışma, dayanışma...! Bizi davet eden, iş birliği içinde olmak isteyen birçok sivil inisiyatifle bir araya geldik. Halihazırda bazı sivil toplum örgütleriyle Hatay için oluşturmaya çalıştığımız bir çatı platform var. Bunun üzerinde de çalışıyoruz.İlk günlerden bu yana sivil toplum çok iyi refleks geliştirdi ve o günlerden bu günlere hala sahadalar.Eleştirel bir bakışla Hatay’daki mevcut durumu değerlendirir misiniz? Depremden bu yana Hatay’da neler değişti ve düzeldi? Siz kurulduğunuzdan bu yana kentteki, bölgedeki ve ulusal düzeydeki sivil aktörlerin sorunların çözümüne etkisi ve katkısını nasıl değerlendirirsiniz? Hatay’ın şu anki durumunu hem kamu yönetimi anlamında hem de insanlık medeniyetinin geldiği nokta itibariyle tek kelime ile tarif edebilirim: ayıp. Burada yaşanan devletin ve insanlığın ayıbı olarak tarihe geçti. “Hatay’da neler değişti?” sorusuna şunu söyleyebilirim; merkezler dışındaki yerlerde özellikle kırsalda hayat yeniden başladı, zor şartlar da olsa. İlk günlere kıyasla çok fazla dükkan yeniden açıldı buralarda. Bazı mahalleler için dışarıdan baktığınızda çadır ve konteynerları görmezseniz, hayat normale dönmüş gibi görünüyor. Ama merkezi yerlerde, mesela Antakya merkezde, yaşam tamamen bitti. 6. ay itibariyle hala yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Henüz hiç enkaz kaldırılmamış mahalleler var. Korkunç ve insanı mahveden görüntüler. Tüm bu eksiklere rağmen ilk günlerden bu yana sivil toplum çok iyi refleks geliştirdi ve o günlerden bu günlere hala sahadalar. Özellikle birkaç STK burayı bırakmadı. Onlara bu vesileyle teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca yerel sivil halkın dayanışması da devam ediyor. Zaten bunlar da olmasa biz en başından bitmiştik açıkçası.
Bizi Takip Edin