Eşit işe eşit ücret prensibi / Eşdeğer işe eşit ücret ()[1] (Equal remuneration for work of equal value[2] or Equal pay for work of equal value/ Equal pay for comparable work): Avrupa’da 19. yüzyıldan itibaren gündeme gelen bu prensip; cinsiyet, yaş ve ırk üzerinden kişilere verilen ücretlerin farklılaşmasına karşı dile getirilen toplumsal ve siyasal talepleri kapsamaktadır. 20. yüzyılla birlikte çalışma hayatında kadın-erkek eşitliğine ve fırsat eşitliğine dair tartışmaların yaygınlaşması bu prensibin de yaygınlaşmasına olanak tanımıştır. Eşit işe eşit ücret prensibi eşdeğer işlerde çalışan kişilerin eşit ücret alması üzerine kuruludur. Burada eşdeğerlik ‘öğrenim, bilgi, beceri, deneyim, bedensel ve zihinsel çaba, sorumluluk derecesi ve çalışma koşulları’ üzerinde değerlendirilmektedir ve sektör, kurum ya da işletmenin büyüklüğü gibi faktörler bu değerlendirme aşamasında gözetilmemektedir.[3] Yalnız aynı işletme içerisinde değil, aynı zamanda farklı kuruluşlarda aynı işi yapan kişileri de kapsayan bu prensip, taşeron şirkette çalışan, kamuda çalışan ya da memur statüsündeki bir bekçinin farklı ücretler alması örneğindeki gibi durumların ortadan kaldırılmasını da işaret etmektedir. [4]
[1] UN Women, 2015, Progress of the World’s Women 2015-2016 Transforming Economies, Realizing Rights
[2] UN Women, 2015, Progress of the World’s Women 2015-2016 Transforming Economies, Realizing Rights
[3] Doğan Kestane, 2003, Performansa Dayalı Ücret Sistemi ve Kamu Kesiminde Uygulanabilirliği, Maliye Dergisi, 142, 126-144.
[4] B.A. Güler, t.y., Ücretlendirme, [Power Point Sunumu] 80.251.40.59/politics.ankara.edu.tr/bguler/pp/ucretlendirme.ppt
Bizi Takip Edin