Kadınlar Erdoğan’a tepkili: ‘Anne olmak için yaratılmadık’

09 Haziran 2016
BBC Türkçe’den Selin Girit, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadınlarla ilgili sözlerine kadınların gösterdiği tepkileri derledi: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasetin zirvesindeki, kimine göre Türkiye’nin en güçlü ismi. Ağzından çıkan her söz büyük önem taşıyor. Ancak çoğu da tartışmalı. Pazar günü Kadın ve Demokrasi Derneği KADEM’in yeni hizmet binasının açılış töreninde yaptığı konuşmadaki bazı sözleri de bunun son […]

BBC Türkçe’den Selin Girit, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadınlarla ilgili sözlerine kadınların gösterdiği tepkileri derledi:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasetin zirvesindeki, kimine göre Türkiye’nin en güçlü ismi. Ağzından çıkan her söz büyük önem taşıyor. Ancak çoğu da tartışmalı.

Pazar günü Kadın ve Demokrasi Derneği KADEM’in yeni hizmet binasının açılış töreninde yaptığı konuşmadaki bazı sözleri de bunun son örneklerinden biriydi.

Erdoğan konuşmasının bir yerinde “Anneliği reddeden, evini çekip çevirmekten vazgeçen bir kadın, iş dünyasında istediği kadar başarılı olsun eksiktir, yarımdır,” dedi.

İş hayatının annelik rolüne alternatif olarak görülmemesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, “Çalışıyorum diye annelikten imtina eden bir kadın, aslında kadınlığını inkar ediyor demektir” diye konuştu.

İstanbul sokaklarında görüştüğümüz kadınlar aynı fikirde değil. Anne olup olmaması kadını tarif eden başlıca özellik olmamalı diye düşünüyorlar.

bbc1

Taksi şoförü Çiğdem Akman: “Benim tercihim”

İstanbul’daki çok az sayıdaki kadın taksi şoföründen biri olan Çiğdem Akman, “Çocuk yapmamak benim tercihim. Sadece anne olmak için yaratılmadık,” diyor.

Erdoğan’ın sözlerini çok sert bulduğunu söyleyen Akman, “Hayatımın hiçbir döneminde anne değilim diye kendimi eksik hissetmedim. Kadınlara böyle dayatma yapamazlar. Kimse kimseye müdahale edemez. Bunu kesinlikle bir hakaret olarak görüyorum. Hem kendime hem de tüm kadınlara yönelik” diye konuşuyor.

‘Kızım adına hakaret sayıyorum’

Zeliha Yıldırım da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine tepki gösteriyor. Bu sözleri bekar kızı açısından bir hakaret olarak gördüğünü söylüyor:

“Düşünülmeden edilmiş bir laf. İlla doğurmak mıdır kadın olmak? Kadın kariyeri için evlenmeyebilir, çocuk yapmayabilir ama hayatın bir parçasıdır. Benim de bir kızım var. Bekar. 38 yaşında. Ama ben onu hiç de eksik görmüyorum. Bu sözleri hakaret sayıyorum ben kızım adına. Kızım doğurmadı diye kişiliği mi eksik, yarısı mı yok? Annelik bir kadın için her şey demek değil ki.”

bbc2

Kızları evli olmayan Zeliha ve Hatice hanımlar Erdoğan’ın sözlerini hakaret olarak görüyor.

Hatice Hanım söze giriyor. Erdoğan’ın açıklamasının kendisini çok üzdüğünü anlatıyor: “Benim de iki kızım var. Evlenmediler. Ama hiç de eksik falan değiller. Tahsilleri, kariyerleri, çevreleri var. Her türlü imkanı kendileri yaratıyorlar.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ailece çok sevdiklerini anlatarak söze başlayan Semiha Akyüz, “Ancak” diyor, “bu cümlesi ister istemez insanı düşündürüyor.” Akyüz sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Ben Allah’a inanan bir insanım. Yaradan bazı kadınlara annelik vermeyebilir. Sağlık sorunu olabilir. Biz iki kız kardeşiz. Benim iki çocuğum var, ablamın hiç çocuğu olmadı. Yıllarca denedi. Olmayabiliyor.”

bbc3

Handan Aydemir de aynı görüşte. “Anne olabilen kadın var, olamayan kadın var. Ama anne olmayı istememek de bir tercihtir. Çocuk sahibi olup olmamak bireylerin kendi kararlarıdır,” diyor. Aydemir sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Sonuçta Allah vergisi bir şey. Anne olmayan kadın yarımdır demek çok abes bir şey bence. Allah isterse olur bir insanın çocuğu, istemezse olmaz. O bir eksiklik değildir. Bunu dile getirmek de bence çok ayıptır.”

‘Erdoğan’ın şahsi görüşü’

Bu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadın ve annelik rolü hakkında yaptığı ilk açıklama değil.

Örneğin daha geçtiğimiz hafta “Müslüman aileler doğum kontrolü yapmaz” demiş, Aralık 2014’te bir nikah töreninde yaptığı konuşmada “Bu ülkede yıllarca doğum kontrolü ihaneti yaptılar ve neslimizi kurutma yoluna gittiler” ifadelerini kullanmıştı.

Bundan bir ay önce KADEM’in düzenlediği I. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nde yaptığı bir konuşmada ise kadın-erkek eşitliğinin doğaya aykırı olduğunu öne sürmüştü.

Daily Sabah yazarı Meryem İlayda Atlas’a göre, tüm bunlar Erdoğan’ın şahsi görüşleri olmaktan ibaret ve kadınların hayatını etkilemiyor.

bbc4

Atlas, “2012’deki kürtaj tartışmasından beri Sayın Erdoğan, çeşitli zamanlarda sosyal hayata dair kendi görüşlerini toplumla paylaşıyor. Sevilen bir lider, karizmatik bir lider. Bizim toplumumuza has bir baba figürü gibi bir etkisi var. Görüşleriyle kendisini ortaya koyuyor. Ama bu görüşler yasal bir düzenleme ve baskıya dönüşmüyor. Örneğin üç çocuk temennisi, Çin’deki tek çocuk politikasına benzer bir uygulamaya dönüşmüyor” diye konuşuyor.

Meryem İlayda Atlas, Erdoğan’ın sözlerinin kişileri hedef alan bir söylem olmadığı, genel bir temenni olduğu ve hakaret olarak görülemeyeceği kanaatinde. Atlas bu sözlerin kalkınmacı bir ekonomik kaygı çerçevesinde de değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor.

“Batılı ülkeler genç nüfusunu kaybetmiş, müthiş bir emeklilik yüküyle, üretmeyen, tüketmeyen bir nüfusla karşı karşıyalar. Bunun toplumsal mühendislik olduğunu düşünmüyorum. Kürtaj, doğum kontrolüyle ilgili söylenen sözlerin, çocuk sahibi olmakla ilgili teşviklerinin çok rasyonel, ekonomik bir kaygıdan kaynaklandığını düşünüyorum.”

İstatistiklere göre, Türkiye’nin nüfusu son bir yıl içinde yüzde 1,3 oranında artarak 78 milyonun üzerine çıkmış durumda. 2000 yılında Türkiye’nin nüfusu 68 milyonun gerisindeydi.

Kadınlar için ‘acil tehlike’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini protesto etmek için pazartesi günü İstanbul’da bir protesto gösterisi düzenlendi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun çağrısıyla yapılan gösteride, “Kadınların Hayatlarına Karışamazsın”, “Kadın Düşmanları Sussun. Kadınlar Kurtulsun” gibi pankartlar taşındı, Erdoğan’ın sözlerini hakaret olarak değerlendirdiklerini söyleyen aktivistler suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.

Platformun Başkanı Gülsüm Önal, anne olmayan kadının eksik ve yarım diye tanımlanmasının hem bir insan hakları suçu olduğunu hem de Türkiye’nin anayasası ve kanunlarına göre de bir suç teşkil ettiğini savunuyor.

Önal, Erdoğan’ın sözlerinin kadınlar için acil bir tehlike doğurduğu kanaatini de paylaşıyor:

“Türkiye’nin en tepesindeki siyasi yetkili böyle konuşunca, onun alt kademelerindeki kolluk, yargı, sağlık hizmeti çalışanlarının hepsi bu söyleme göre davranmaya başlayabiliyor.

“Kadın cinayetlerinde artık sanıkların, kadın öldüren faillerin ‘anneliği reddetti’ demesi bile mümkün hale gelebilir. Bu türden davalarda yargı kadına ayrımcı davranabilir.”

Kadın kuruluşları tepkili.

Önal, şahsi görüşü bile olsa Cumhurbaşkanlığı makamından bu gibi açıklamalar yapılmaması gerektiği görüşünde. Zira Önal’a göre, bu açıklamalar yasalarda olmasa da uygulamada değişikliklere yol açıyor.

“Kürtaj tartışması başladığında kadın hareketi önemli bir mücadele yürüttü. Yasayı değiştireceklerdi, değiştiremediler. Kürtaj tabii ki bir doğum kontrol yöntemi değildir. Ama başa geldiyse her tür camiadan kadının kullandığı bir haktır. Biz yasamızı geri vermedik, savunduk ve kazandık.

“Ama gelin görün ki uygulamada aile planlaması merkezleri kapatıldı, yerine çoğu yerde tüp bebek merkezleri açıldı. Doğum kontrol yöntemleri kısıtlanıyor. Ertesi gün hapı diye bilinen ilaç tamamen piyasadan kaldırıldı.

“Kadınların istenmeyen gebelikleri 10 haftaya kadar, cinsel saldırı sonucu oluşmuşsa 20 haftaya kadar sonlandırma hakları var. Ama kamu kurumlarında gebelik sekiz haftayı geçince bu hak uygulanmıyor. Tabii kürtaj işleminin sürdüğü kamu kurumlarında. Zaten birçok merkez de kapanmış halde.”

Kaynak: BBC Türkçe

https://www.sivilsayfalar.org/tkdfden-cumhurbaskanina-acik-mektup-soylemleriniz-erkek-siddetini-guclendiriyor/