Dernekler Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ve Yeni Türkiye Sivil Toplumu -1
21 Ekim 2021 günkü ve 31635 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Dernekler Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, özellikle pandemi dolayısıyla donakalan genel kurullara dijital çareler sunarken, yeni soru işaretlerini de beraberinde getirdi.
2005 yılından bu yana sivil toplumun usuli kaderini belirleyen Dernekler Yönetmeliği üstündeki son değişiklik, 2020 yılının Mart ayından bu yana birçok örgütü hareketsiz kılan “genel kurul yapamazlık” haline bir yanıt getirdi. Yeni eklenen madde 15/A ile dernekler, genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarını elektronik ortamda da yapabilecekler. Bu toplantılar Bakanlık Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından uygun görülüp onaylanan elektronik sistemler üzerinden gerçekleştirilebilecek.
Bu sistem aracılığı ile gerçekleştirilen yönetim kurulu ve genel kurul toplantıları için yeni bir defter tutma sistemi de öngörülüyor. Maddenin lafzından anlaşılan, derneklerin “hibrit” toplantılar yapamayacağı yönünde ve açıklama gereksinimi bulunuyor. Elektronik ortamda alınacak yönetim kurulu kararları fiziksel ortamda tutulan yönetim kurulu karar defterinden ayrı olarak tarih ve sıra sayısı ile elektronik ortamda saklanacak.
Değişiklik Yönetmeliği, yüz yüze yapılacak toplantılar ile çevrimiçi toplantıları kanun önünde eşitliyor. Elektronik ortamda gerçekleştirilen toplantılara ilişkin her türlü bilgi, belge ve kayıt, yüz yüze toplantılarda olduğu gibi dernek tarafından muhafaza edilecek.
Bu kapsamda, verilerin 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun ilgili hükümlerine uygun olarak işleneceği ve muhafaza edileceği belirtilmişse de iç çekişmesi bulunan, hasmane devralma gibi tehlikelerle karşı karşıya olan veya son zamanlarda hedef haline getirilmiş sivil toplum örgütlerine herhangi bir siber saldırı halinde nasıl bir dijital koruma sağlanacağı, ağ ve sistem güvenliği; altyapı kuvveti ile açıklanıyor.
Değişiklik Yönetmeliğinin atıfta bulunduğu konulardan ikisi de demokratik biçimde söz almak ve önerge vermek. Bir sonraki güne devreden genel kurul pratiği bulunan dernekler için sistem güvenliği, sistemin içinde ne kadar kalınabileceği gibi sorular, uygulama başladığında yanıt bulacak.
Kıyaslamak gerekirse, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (“UYAP”) Avukat Portalı ve Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi (“UETS”) arayüzlerine benzeyen bir sistem öngörüldüğünü söylemek mümkün. Tıpkı avukatlar gibi, güvenli elektronik imza veya iki faktörlü kimlik doğrulama sistemi ile hazirun oluşturulabilecek.
Uzun zamandır çevrim içi görüşmeler içinde olan dernekler için idaresi kolay bir sistem olacaksa da özellikle bu tip toplantılarda hiç bulunmamış emek-yoğun işleri, sahada dayanışmayı veya nörolojik ve bedensel farklılıklara ve engellere yönelik öz savunuculuğu konu edinen dernekler için kapsamlı bir eğitim düzenlemek, Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne düşüyor.
Şube ve merkez genel kurulları sonuç bildirim sürelerine, sandık yönergesi, yerleşim yeri değişiklik bildirimi, dernek organlarındaki değişiklik bildirimi ve tüzük değişikliğine yönelik bildirim sürelerine 15 gün eklenerek bu süre 45 güne çıkarılıyor. Bu bildirim, değişiklik öncesinde de DERBİS sistemi üzerinden yapılabiliyordu.
Dernekler Yönetmeliği’nin dördüncü bölümünün adı “Yurt Dışından Alınan Yardımlar” iken, “Yurt Dışı Yardımlar” şeklinde karşılıklı hale getiriliyor.
Ana Yönetmeliğe 09.07.2020 günü getirilen bir başka değişiklik, yabancı dernekler ile yabancı vakıfların ve kar amacı gütmeyen kuruluşların şube ve temsilciliklerinin genel merkezinden aldığı paraların da aynı usulle bildirime tabi tutulmasıydı. Oldukça yamalı olan bu başlığın, alınan fonlar, bu fonların kullanım biçemi ve böylece gerçekleştirilen projelerin yarattığı ve yaratacağı çoklu menfaatler çatışmasıyla oluşageldiğini söylemek ise, malumun ilamından öte değil.
Bu noktada Değişiklik Yönetmeliği’ne sözü bırakmak en doğrusu:
“Yurt dışına yapılacak yardımlar ise, yardım yapılmadan önce dernekler tarafından mülki idare amirliğine bildirilir. Yabancı dernekler ile yabancı vakıfların ve kar amacı gütmeyen kuruluşların şube ve temsilciliklerinin genel merkezine ve yurt dışına gönderdiği para ve yardımlar da aynı usulle bildirime tabidir. Bu bildirimler Dernekler Bilgi Sistemi (DERBİS) üzerinden Dışişleri Bakanlığı ile paylaşılır. Ancak afet veya acil durumlarda bu bildirim afet veya acil durumun gerçekleştiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılabilir. Belirli bir proje kapsamında farklı tarihlerde yapılan yardımlara ilişkin yurt dışı bildirimi tek seferde yapılabilir.
Yurt dışına yapılacak yüz bin Türk Lirasını veya on bin Avro veya eşiti dövizi aşan nakdi yardımların, bankalar ve diğer finans kuruluşları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla yapılması esastır. Ancak, finansal erişimin güç olduğu ülkelere yapılacak yardımlar finans kuruluşları kullanılmaksızın ilgili mevzuata göre nakit beyan formu ile gümrük idaresine beyan edilmek suretiyle yapılabilir. Gümrükte beyan edilme suretiyle yurt dışına para çıkışı yapılan durumlarda ilgili beyan, veriliş tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde dernek tarafından mülki idare amirliğine bildirilir.
Yardım gerçekleştirildikten sonra faaliyet sonuç bildirimi doksan gün içerisinde mülki idare amirliğine verilir. Bu bildirime, yapılan yardımların gerçekleştiğine ilişkin form ve görsel materyaller ve benzeri kanıtlayıcı belgeler eklenir.”
Son on yılda ön plana çıkan ve kıtalararası insani yardım odaklı derneklerinin şu döneme dek teamülleştirdiği işlem sıralamasının kazüistik biçimde Yönetmeliğe işlendiğini belirtmek mümkün. Özellikle, belirli proje kapsamında tek bildirim şartı, Yönetmelikte yeni bir gri nokta yaratıyor.
Yardım alma bağlamında ise, EK-4, yurtdışından yardım almanın yanında yardım vermenin de eklenmesiyle; Yurt Dışından Yardım Alma Bildirimi 4/A, Yurt Dışına Yapılacak Yardım Bildirimi 4/B ve Yurt Dışına Yapılan Yardım Faaliyet Sonuç Bildirimi 4/C haline geliyor.
Değişiklik Yönetmeliği, Ana Yönetmeliğin 31. maddesinde yer alan defter tutma usulüne ilişkin oldukça önemli bir değişiklik getiriyor. Kamu yararına çalışma statüsü bulunan dernekler ile yıllık brüt gelirleri beş yüz bin Türk Lirasından fazla ise bilanço esasına göre defter tutma zorunluluğu, yerini üç misli miktara, “bir milyon beş yüz bin Türk Lirasına” bırakıyor. Bu değişimi Türk Lirasının güncel durumuna yormak mümkünse de şeffaflığa bir nebze de olsa gölge düşürdüğü açık.
Dernek adına gelir tahsil edilecekler arasına, Dernekler Kanunu’nun 24. maddesinde belirtilen temsilciler de giriyor. Değişiklik Yönetmeliği’nin 9. maddesi, Aynı Yönetmeliğin 46. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Yönetim kurulu asıl üyeleri” ibaresine “ile Kanunun 24. maddesine göre temsilci olarak görevlendirilenler” ibaresini ekliyor.
Bu değişim ile birlikte yeni kurulan dernek adlarında geçecek “Atatürk, Mustafa Kemal” sözcükleri ile birlikte, “Şehit, Gazi” sözcükleri de İçişleri Bakanlığı’nın iznine tabi tutuluyor. Şehit ve gaziler için yardım topladıklarını iddia ederek farklı illerde dolandırıcılık suçunu işleyen organize suç örgütlerinin türemesinin bu düzenlemede önemli bir payı var.
DERBİS’e veri girişi esnasında ortaya çıkan maddi hatalardaki çokluk, yeni bir düzenleme getiriyor. Değişiklik Yönetmeliği’nin 14. maddesi ile, dernek yönetim kurulu başkanı, DERBİS bağlamındaki yükünü müşterek ve müteselsilen görevlendireceği “idari sorumlu/teknik eleman” ile paylaşabilecek.
En önemli ve düşündürücü değişiklik ise, Yönetmeliğe “risk analizi ve denetim” başlığı ve devamı ile eklenen yeni maddeler… Bir sonraki yazıda bu değişikliğin yeni Türkiye sivil toplumuna yönelik örüntü tahayyüllerini ele alacağım…
Bizi Takip Edin