Bu Yabancı Fon Meselesi de Ne? 2:
Yabancı Fon Almak Meşrudur
İdeal olan düzende sivil toplum kendi tespit ettiği sorunun çözümü için ihtiyaç duyduğu finansal destek için fon arayışına girer. Kendi ajandasında böyle bir konunun desteklenmesi yönünde bir fikir olan fon kuruluşları ise bu desteği onlara sağlar. Bu anlamda yabancı fon almak kadar meşru bir şey olamaz.
Sivil toplumun (1) misyonu var olan bir sorunu ya da ihtiyacı “mesele” haline getirmek. Birçok kişinin, bazen de herkesin zaten farkında olduğu bir sorunun çözümü için ya da görmezden gelinen bir toplumsal grubun ihtiyaçlarının karşılanması için adım atmak. Buradaki sorun veya ihtiyacı ilgili karar vericilerin çözmesi için dikkatlerini çekmek. Karar vericileri iknayı mümkün kılmak için daha kalabalık olduğunu göstermek, farkındalığı artırmak, kitleselleşmek.
Örneğin yaşadığımız sokakta kaldırımda bir çukur var. Herkes farkında ve muzdarip. Ama yanından geçmeyi tercih ediyorlar. Sokakta bir de görme engelli bir kişi ikamet ediyor. Bir gün bu çukur yüzünden büyük bir kaza geçiriyor ve bu olay mahalledeki birkaç kişiyi artık harekete geçiriyor. Bu çukurun kapatılması için belediyeye başvuruyorlar ama sonuç alamıyorlar çünkü belediyenin bu konuda finansal bir kaynak sıkıntısı var. Sonrasında sokakta imza toplayarak kişilerin fikirlerini alıyorlar, daha fazla ses çıkarıyorlar. Belediye de bu konuya kayıtsız kalamıyor, fon arayışına geçiyor. Uluslararası bir fon kuruluşunun erişim ve altyapı konusunda bir fon başvurusunun açık olduğunu görüyor. Fona başvuruyor ve başvurusu olumlu sonuçlanıyor. Verilen destek sayesinde bu çukurun kapanması ve mahalledeki birkaç farklı problemli yerin de düzeltilmesi sağlıyor.
Burada tabi çok basit ve karikatür bir senaryo yazdım. Ama aslında sivil toplum dediğimiz şey ve yaptığı iş bu kadar basit. Yabancı fon kuruluşlarından destek almak meselesi de bu kadar basit ve meşru. İdeal olan düzende sivil toplum kendi tespit ettiği sorunun çözümü için ihtiyaç duyduğu finansal destek için fon arayışına girer. Kendi ajandasında böyle bir konunun desteklenmesi yönünde bir fikir olan fon kuruluşları ise bu desteği onlara sağlar. Bu anlamda yabancı fon almak kadar meşru bir şey olamaz.
Bunun dışında kalan, proje merkezli, fona göre proje yazan “tabela STK’ları” da yok değil. Onları görmezden gelmek de mümkün değil. Ama onların suçunun cezasını bir şeyleri çözmeye çalışan Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki ve farklı farklı konularda çalışan sivil toplumdan çıkarmak da uygun değil. Burada bir sorun varsa eğer fon kuruluşlarının sorunu olmalı. Fon kuruluşları değerlendirme kriterlerini gözden geçirmeli, etkisi olmayan işlere fon vermediğini anlatmalı. Sivil toplum da kendi içerisinde böylesi kurumları gördüğünde bir süreç başlatmak yönünde adım atabilir. Kısacası her şeyi de “devletten” beklememek gerek(!) Var olan mekanizma ve yapıların daha iyi işlemesi talep edilecekken tamamen kesilmesine neden olabilecek taleplerin kendilerine meşru zemin bulması sivil toplumun geleceği açısından çok tehlikeli. Bu geleceği birlikte inşa etmeye çalışmak için neler yapmak gerek? Bunu da birlikte düşünmek için adım atabiliriz.
(1) Burada her sivil toplum deyişimde aktivizm de demek istiyorum. Benim için benzer bir şeyi temsil ediyor. Sivil toplumun aktivizmle mesafeli bir kavram olmaması için çabalamak gerektiğine inandığıma dair yazım için bkz.
Bizi Takip Edin