Kuraklıkla ve Yoksullukla Mücadele İçin ‘Başka Bir Tarım Mümkün’
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen “Başka Bir Tarım Mümkün” projesi, iklim değişikliği ve yoksullukla mücadele etmeyi hedefliyor. Özellikle kır yoksulluğuna çözüm olmak için, proje kapsamında birlik ve kooperatifleri destekleniyor, alternatif ürün çalışmaları yapılıyor ve yerel tohum merkezleri açılıyor.
İzmir’ de üreticilerin ürünlerini aracısız olarak pazarlamasına olanak sağlayan “Başka Bir Tarım Mümkün” projesi hakkında İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Şevket Meriç sorularımızı Sivil Sayfalar için yanıtladı.
“En genel anlatımıyla kuraklıkla ve yoksullukla mücadele olarak tanımlanabilir. Üreticilerimizin ürünlerini aracısız olarak pazarlamalarını sağlayacak altyapıları hazırlıyoruz. Bunların en bilineni üretici pazarlarımızdır. Fuarlar, festivaller ve e-ticaret imkânları da yine bu maddenin altındadır. Küçük ölçekli üreticiler, kadınlar ve gençlerin tarımda hak ettiği yeri almaları ve tarımsal kaynaklı gelirlerini arttırarak kır yoksulluğuna çözüm olmaya devam ediyoruz.”
Başka Bir Tarım Mümkün projesi hakkında bilgi verebilir misiniz?
“Başka Bir Tarım Mümkün” aslında var olana bir başkaldırı diyebilirim. Mevcut düzen altında ezilen ve yok olmaya mahkûm edilen köylülerimizin ve üreticilerimizin hak ettiği değere ulaşması, ürettiği ile doyması-doyurması ve Atatürk’ün söylediği gibi ‘Milletin Efendisi’ olana kadar verilecek mücadelenin bir anlatımı ve politikalar bütünü diyebilirim.
En genel anlatımıyla ‘Başka Bir Tarım Mümkün’, kuraklıkla ve yoksullukla mücadele olarak tanımlanabilir. Üreticilerimizin ürünlerini aracısız olarak pazarlamalarını sağlayacak altyapıları hazırlıyoruz. Bunların en bilineni üretici pazarlarımızdır. Fuarlar, festivaller ve e-ticaret imkânları da yine bu maddenin altındadır. Küçük ölçekli üreticiler, kadınlar ve gençlerin tarımda hak ettiği yeri almaları ve tarımsal kaynaklı gelirlerini arttırarak kır yoksulluğuna çözüm olmaya devam ediyoruz.
Bir diğer başlığımız ise birlik ve kooperatifleri desteklemek. Hepimizin yıkıcı etkilerini en yakından gözlemlediği doğal afetleri yaşıyoruz. Deprem, sel, dolu, yangın ve bu afetlerin sonrasında ilk başvurduğumuz yerler hep kooperatifler olmuştur. En doğru ve en adil örgütlenme biçimi kooperatiflerdir. O nedenle kooperatif ve birlikleri desteklemek ilkemiz olmuştur. Sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşmanın ve adil bölüşümün birinci basamağı kooperatifleşmedir. Kooperatifler aynı zamanda toplumsal dayanışma modelidir.
Diğer adım ise alternatif ürün çalışmalarıdır. Bu anlayışla yeni ürün çalışmalarımız devam ederken, var olan ürünlerin marka tasarım ve ihracat yeteneklerini artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 25 Haziran’da açılışını gerçekleştirdiğimiz İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi (İZTAM) sözü geçen konularda kooperatiflerimize hizmet verecek. İhtiyaçları olan kooperatiflere, marka tasarım çalışmaları ve ihracat gibi konularda her türlü desteği vereceğiz. Bu sayede ortaya çıkan nitelikli ürünler ile ülke ekonomisine katkı koyamaya devam edeceğiz.
“Başka Bir Tarım Mümkün” felsefesinin ayaklarından bir diğeri de Yerel Tohum Merkezleri. İlkini 2009 yılında Seferihisar’da açtığımız Can Yücel Merkezi’nin ikincisini Bornova Âşık Veysel Rekreasyon Alanı’nda faaliyete geçirdik. Bu merkezlerde yerel tohumların çoğaltılması ve üretilmesi konularında çalışmaları yürütüyoruz. Yerel tohumlar ve yerel ırkları, dolayısıyla genetik çeşitliliğimizi korurken tüm yurttaşlarımızın sağlıklı ve güvenli gıdaya erişimleri için çalışıyoruz.
Can Yücel Tohum Merkezlerinin suya daha az ihtiyaç duyan, bölgesel iklim koşullarına uygun ve kullanılabilir su kaynaklarımızı tüketmeyen, yerel tohumlarımızı uygun havzalarımızda üretici ve kooperatiflerimizle el ele yaygınlaştırıyoruz. Bu sayede tarımsal alanda %77’ye varan su tüketimini azaltmayı ve gelecek nesillere daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünya bırakmayı hedefliyoruz.
‘Asıl Hedefimiz, İklim Değişikliği ve Yoksullukla Mücadele’.
Proje fikri nasıl ortaya çıktı, hedefleriniz nelerdir?
Aslında bütün hikâye 2009 yılında Başkanımız Sayın Tunç Soyer’in Seferihisar Belediye Başkanı olmasıyla başladı. 2009 yılında Seferihisar Türkiye’nin ilk Cittaslow ünvanlı kenti olmasıyla, küçük ölçekli üretici, kooperatifler ve yerel ürünleri destekleyici projelerin ardı ardına hayata geçirilmesi ile Başka Bir Tarım Mümkün anlayışı da başlamış oldu. Asıl hedefimiz, iklim değişikliği ve yoksullukla mücadeledir.
Çalışmalarınızı İzmir’ in hangi bölgelerinde ve hangi alanlarda yapıyorsunuz?
Projelerimizin ana paydaşı köylü ve çiftçilerdir. Özellikle kent kırsalında tarımsal üretimin teşvik edilmesi ve desteklenmesine yönelik önemli çalışmalar yürütmekteyiz. Küçükbaş hayvan, manda, yem, gübre, arılı kovan, meyve ve zeytin fidanı gibi hibelerle yerel üreticilerimizi desteklemekte, sözleşmeli alımlar ile üretici kooperatiflerine güç vermekteyiz. Kırsal desteklerimiz nedeniyle İzmir’in kent ve kırsalı dâhil tamamında ve hatta tüm yurdumuzu etkileyen çalışmalarımız mevcut.
Kırsal kesimde küçük ölçekli üreticilerimiz ve kooperatiflerimize verdiğimiz destekler sayesinde elde edilen ürünleri, Kadifekale, Kültürpark, Buca ve son olarak Bergama üretici pazarları ile kentte yaşayan yurttaşlarımıza ulaşmasını sağlıyoruz. Ayrıca sayıları sekize ulaşan Halkın Bakkalı şubeleri ile 30’a yakın kooperatiften 400 kalem ürün ile gerek İzmir gerekse ülkemiz genelinde üretici kooperatiflerinin ürünlerini aracısız halkımıza ulaştırıyoruz. Bu sayede tüketicinin sağlıklı ve güvenli gıdaya erişimini, üretici ve üretimin de sürdürülebilirliğini sağlamış olacağız.
Çiftçilerle nasıl iletişim kuruyorsunuz? Ortak çalışmalarınız nelerdir?
Tarımsal üretimin desteklenmesine yönelik sürdürdüğümüz tüm projelerimizi yerel paydaşlarımızla birlikte yürütüyor, köy ve kasabalarımızda çiftçi eğitimleri düzenliyoruz. Küçükbaş hayvan, manda, arılı kovan gibi desteklemeler öncesi tüm üreticilerimize yetiştiricilik eğitimleri veriliyor. İlçe belediyeleri ve her ilçemizde yer alan Yerel Hizmet Müdürlükleri aracılığı ile yürüttüğümüz tüm çalışmaları yerel halk ile paylaşıyor, projelerimizi tüm köylerimize ulaştırıyoruz. Kooperatif örgütlenmesinin burada da asıl araç olduğunu belirtmem gerekiyor.
Pandemi döneminde çalışmalarınızda yaşadığınız zorluklar oldu mu? Olduysa ne tür çözümler geliştirdiniz?
Kısıtlamalar nedeniyle özellikle de kırsalda yürüttüğümüz eğitim çalışmalarımızda aksamalar meydana geldi. Yüz yüze iletişim kurmakta yaşadığımız sıkıntılar nedeniyle tüm projelerimizi web üzerinden paydaşlarımıza ulaştırmayı hedefleyen mobil uygulamalar geliştirmeye çalışıyoruz.
“Doğayla dost üretim” kavramı, “Başka Bir Tarım Mümkün” vizyonunun önemli bir unsuru”
Eklemek istedikleriniz…
Öncelikle pandemiyle birlikte sağlıklı ve güvenli, aynı zamanda yeterli gıdaya erişimin önemiyle bir kere daha yüzleştik. Her geçen gün gıdanın maliyetinden çok temini ve üretimin sürdürülebilirliği daha ön plana çıkıyor. “Doğayla dost üretim” kavramı, “Başka Bir Tarım Mümkün” vizyonunun önemli bir unsuru.
Kentli tüketicilerin, üreticilerimizi desteklemek için üretici pazarları ve Halkın Bakkallarını tercih etmeleri sağlıklı, güvenli ve doğaya saygılı üretilen ürünlere erişim için bir kolaylığın yanı sıra toplumsal dayanışma aynı zamanda.
Bizi Takip Edin