Türkiye’de İlk Kez Paylaşma Günü’nü Kutluyoruz!
Türkiye’de bugün ilk kez TÜSEV’in öncülüğünde Paylaşma Günü’nü kutluyoruz. TÜSEV, katılımcı kuruluş ve bireylerin desteği ile #PaylaşmaGünü sayesinde Türkiye’de bağış kültürünün yaygınlaşmasını, bireylerin yaratabilecekleri faydaya olan inançlarının perçinlemesini ve sivil topluma dair ilgili farkındalığın artmasına katkı sağlamayı umuyor. TÜSEV’den Birce Altay, paylaşmanın dönüştürücü ve iyileştirici gücünü temsil eden günde, herkesi cömertliğe ve iyi bir şey yapmaya davet ediyor. Siz de Paylaşma Günü’ne bireysel ya da kurumsal olarak katılabilir; paylaşmanın gücünü ve iyileştirici etkisini herkesle paylaşabilirsiniz.
Bugün 1 Aralık ve Türkiye’de ilk kez bugün Paylaşma Günü adıyla yeni bir özel günü kutluyoruz. Pandemi sürecinde, muhtemel afetler kapımızda iken ve ekonomik sorunlarla mücadele ederken kutluyor olmamız çok daha anlamlı. TÜSEV’in öncülük ettiği bugün, halihazırda dünyada 70’ten fazla ülkede uygulanan #GivingTuesday’in Türkiye uygulaması olarak nitelendirilebilir. Küresel düzeyde kutlanan ve kutlandığı her ülkede yerel etkisi oldukça büyük olan bu hareketi Türkiye’de başlatan TÜSEV’den Birce Altay’a bugünün nasıl bir gün olduğunu; pandemi koşullarında nasıl bir katılım öngördüklerini, hedeflerini, bireysel ve kurumsal olarak nasıl dahil olunabileceğini ve bugüne ilişkin gelecek planları dahil birçok soru sorduk.
Cömertliğin ve İyi Bir Şey Yapmanın Kutlandığı Gün: Paylaşma Günü
Paylaşma Günü’nü en yalın ve somut örnekle nasıl anlatırsınız? Nasıl bir gün?
#PaylaşmaGünü en basit tanımıyla cömertliğin, iyi bir şey yapmanın kutlandığı bir gün. Aslında ilgili herkesi, tüm paydaşları iyilik etrafında toplanmaya, bir araya gelmeye ve harekete geçirmeyi hedefliyor. Bunu yaparken de “nasıl?” sorusunun yanıtını, tamamen bugünün parçası olmak isteyenlere bırakıyor. Örneğin bir bireyin ihtiyacı olan komşusuna vakit ayırması da bir kuruluşun çalıştığı alanda farkındalık yaratma faaliyetleri de özel sektör kuruluşlarının istediği alanda sosyal faydaya katkı sağlaması da #PaylaşmaGünü’ne katılmanın, bugünü kutlamanın yolları arasında.
Paylaşma Günü fikri nereden çıktı? Bu ithal bir gün mü?
#PaylaşmaGünü bugün dünyada 70’ten fazla ülkede uygulanan #GivingTuesday’in Türkiye uygulaması. Küresel çapta kutlanan, kutlandığı ülkede yerel etkisi oldukça büyük olan bu hareketin Türkiye’de de başlaması bizi heyecanlandırıyor. Bu başlangıcın zaman içinde Türkiye’de yerleşen, kendi yollarını, yöntemlerini üreten ve olabildiğince çok kişi tarafından bilinen ve kutlanan bir güne dönüşmesini arzu ediyoruz.
Herkesin daha iyisini hayal ettiği bir konuda paylaşabileceği, yapabileceği bir şeyler olduğunu hatırlaması ve bunun için harekete geçmesi için bir başlangıç sorusu. Kimi vaktini, kimi uzmanlığını, kimi de varlığını paylaşabilir. Belki de en önemlisi neyini paylaşırsa paylaşsın, bunun yaratacağı etkiye inanması.
Pandemi koşullarında, tekrar kısıtlamalar gündeme gelmişken, ekonomik sorunlar ve afetlerle mücadele ettiğimiz bir zamanda, Paylaşma Günü neden ilgi çeksin?
#PaylaşmaGünü aslında tam da ilgili herkesi kendine bu soruyu sormaya davet eden bir gün olarak düşünülebilir bana kalırsa. Herkesin daha iyisini hayal ettiği bir konuda paylaşabileceği, yapabileceği bir şeyler olduğunu hatırlaması ve bunun için harekete geçmesi için bir başlangıç sorusu. Yukarıda da bahsettiğim gibi, bunun yapılandırılmış tek bir yolu da yok.
Kimi vaktini, kimi uzmanlığını, kimi de varlığını paylaşabilir. Belki de en önemlisi neyini paylaşırsa paylaşsın, bunun yaratacağı etkiye inanması. Bahsettiğiniz gibi, zor zamanlardan geçtiğimiz bir dönemde içimize kapanıp karamsarlığa kapılmanın kolaylaştığını düşünüyorum. Paylaşmanın dönüştürücü, iyileştirici gücünü temsil eden #PaylaşmaGünü belki en çok da böyle bir dönemde ihtiyacımız olan şeyi hissetmemize katkı sağlayabilir. Hep birlikte göreceğiz.
Paylaşma Günü Türkiye gibi afet zamanlarında daha çok bağış ve destekle bulunan, “duygusal bir toplum” olarak bilinen bir toplumda, nasıl karşılık bulur? Ne öngörüyorsunuz?
TÜSEV olarak sonuncusunu 2020 yılı Mart ayında yayımladığımız Türkiye’de Bireysel Bağışçılık ve Hayırseverlik 2019 raporunda bireylere “daha iyi bir toplum için mevcut sorunların çözümünde sizin ne kadar etkiniz olabilir?” diye sorduk. Görüşülen kişilerin toplamda %56’sı “ne olabilir ne olamaz; etkim olamaz ve hiçbir etkim olamaz” diye yanıtlamış. İlgili tüm tarafların bir arada kutlayacağı #PaylaşmaGünü’nün bu algının dönüşmesine de katkı sağlamasını da umuyoruz. ‘Benim yaptığımdan ne olacak?’ gibi, kendi dönüştürücü gücünü göz ardı etmesine sebep olan ve belki de harekete geçmesini engelleyen bir soruyu, afet dönemlerindeki gibi “ben ne yapabilirim? Nasıl katkı sağlayabilirim?” sorusu ile değiştirmesine katkı sağlayacak ve bunu sürekli kılabilecek bir harekete dönüşmesi bizi mutlu edecek. Daha iyisi için yaptığı şey, ilişkilendiği biçim ne olursa olsun bunu kutlamak için de bir günümüz olacak #PaylaşmaGünü sayesinde. Bunu da oldukça önemsiyoruz.
#PaylaşmaGünü’nün bir tarafının STK’ların ve bireylerin yollarının kesişmesine katkı sağlamasını umuyoruz. Bunun yanı sıra STK’ların kendi çalışmaları altında #PaylaşmaGünü çatısı altında bir araya gelmelerini de önemsiyoruz.
Paylaşma Günü Çok Ortaklı, Kolektif Bir Hareket
İlk kez kutlanacak olması nedeniyle, hedeflerinizi sınırlı mı tuttunuz? Somut olarak ne hedefliyorsunuz?
TÜSEV olarak bireylerin kendilerine soracağı ‘ben ne yapabilirim?’ sorusunu sosyal fayda için çalışan, çalıştıkları alanda uzman olan, etkiyi çoğaltmak üzerine kafa yoran sivil toplum kuruluşlarının yanıtlayabileceğini düşünüyoruz. Bu sebeple #PaylaşmaGünü’nün bir tarafının STK’ların ve bireylerin yollarının kesişmesine katkı sağlamasını umuyoruz. Bunun yanı sıra STK’ların kendi çalışmaları altında #PaylaşmaGünü çatısı altında bir araya gelmelerini de önemsiyoruz.
Bu sene temelini attığımız #PaylaşmaGünü çok ortaklı bir hareket olma özelliği de taşıyor. Özel sektör kuruluşlarının da bir parçası olabilecekleri ve kendi sosyal faydaya katkı sağlama faaliyetlerini #PaylaşmaGünü kapsamında hayata geçirebilecekleri bu gün için, ilk sene hedefimiz #PaylaşmaGünü’nü olabildiğince tanıtmak ve yaygınlaştırmak, parçası olmak isteyen herkesi de dâhil olmaları için teşvik etmek.
Bunun yanı sıra, ilerleyen senelerde #PaylaşmaGünü’nün etkisini ve katılımını artırmak için yerelde yaygınlaştırma çalışmaları hayata geçireceğiz. Bugünün yalnızca İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlere özgü bir hareket olmasındansa, tüm ülkede kutlanacak bir cömertlik hareketi haline gelebilmesi için çalışacağız. Paydaş ağını genişletmek için de faaliyetler tasarlamak planlarımız arasında; ilk sene olmasına rağmen eğitim kurumlarından katılımcılarımız var, bu bizi çok heyecanlandırıyor. İlerleyen yıllarda katılımcı eğitim kurumlarının sayısını artırmak, ilgili olan yerel yönetimleri de bu harekete dahil etmek gibi planlarımız var.
Paylaşma Günü’nde Hayata Geçirilecek Faaliyetlerin Çeşitliliği
1 Aralık 2020 Salı, Paylaşma Günü’nde bizi ne bekliyor? Ne umalım?
#PaylaşmaGünü katılımcılarının o gün içinde hayata geçirecekleri faaliyetler çok çeşitli. Farkındalık yaratmak için düzenlenen dijital kampanyaların yanı sıra, gönüllü çağrısında bulunan, izinleri dahilinde kaynak geliştirmek için çalışan kuruluşlar da var. Hayata geçirilen bu faaliyetlerin tamamı yoğun bir iletişimle yaygınlaştırılacak, hatta katılımcı kuruluşlar bunu yapmaya başladılar bile. Pandemi şartlarından ötürü, aslında #PaylaşmaGünü’nün çok önemli bir bölümünü oluşturan ve sahada gerçekleştirilen gönüllülük esaslı, fiziksel faaliyetler bu yıl maalesef mümkün olmayacak. 1 Aralık Salı günü için beklentimiz #PaylaşmaGünü kapsamında hayata geçirilecek her türlü iyiliğin görünür olması ve olabildiğince yaygınlaşması yönünde.
Paylaşma Günü’nü nereden ve nasıl takip edelim?
#PaylaşmaGünü ile ilgili ayrıntılı bilgi için www.paylasmagunu.org adresini ziyaret edebilirsiniz. Bunun yanı sıra aktif olarak Instagram hesabımızdan iletişimimizi sürdürüyoruz. Aynı zamanda Twitter ve Facebook hesaplarımızdan da gelişmeleri takip edebilirsiniz.
Bireysel olarak nasıl Paylaşma Günü’ne dahil olabiliriz?
Bunun o kadar çok yolu var ki örnek verirken bir şeyleri dışarıda bırakmış olmaktan imtina ediyoruz aslında. Çok basit birkaç örnek vermem gerekirse, bir kişinin 1 Aralık Salı günü sağlık çalışanlarına duyduğu minneti paylaşması da #PaylaşmaGünü’ne katılmasının bir yolu olabilir, apartmanında yaşayan birinin bir ihtiyacını karşılamak için vakit ayırması da bir STK’nın çalışmalarının duyurulmasına katkı sağlaması da bir STK’ya bağış yapması da.
#PaylaşmaGünü diye bir gün olduğunu ve bugünün iyilikte buluşmak için iyi bir fırsat olduğunu bir arkadaşına anlatması, onu teşvik etmesi de #PaylaşmaGünü’ne dâhil olması için bir yol olabilir örneğin. Biz de 1 Aralık Salı günü bu örnekleri görebilmeyi umuyoruz.
Kurumsal olarak Paylaşma Günü’ne nasıl dâhil olabiliriz?
Kuruluşların #PaylaşmaGünü’ne dâhil olması da aslında bireylerinki gibi çok yönlü ve çeşitli yöntemlerle olabiliyor. Kimi kuruluş sosyal faydaya katkı sağlamak için hayata geçirdiği çalışmaların iletişimini #PaylaşmaGünü’nde yapabiliyor, kimisi de #PaylaşmaGünü’ne özel olarak tasarladığı faaliyetlerini o gün içinde hayata geçiriyor.
Daha önceden ilişkilendikleri STK’ları #PaylaşmaGünü kapsamında desteklemeleri de bunun bir yolu olabiliyor. Küresel örnekleri incelediğimizde #PaylaşmaGünü’ne özel tasarlanmış işbirlikleri dikkatimizi çekiyor. Bağış eşleştirme yöntemleri, çalışanların gönüllülüğe teşvik edilmesi, müşterilerinin #PaylaşmaGünü’ne dâhil edilmeleri için yapılan çağrılar da sayılabilir yöntemler arasında.
Bizi Takip Edin