“Yayıncılar Gelirlerinden Eser Sahipleri Adına Feragat Etmek İstemiyor”
SENARİSTBİR Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Sonyürek ile telif yasasında nelerin değişeceğini ve teliflerin ertelenmesine yönelik değişikliğe verdikleri tepkileri konuştuk. Sonyürek, TV'deki eserlerden telif toplamanın 1 veya 3 yıl süreyle devre dışı bırakılmak istenmesine karşı çıktıklarını anlatıyor.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında telif hakları üzerine yapılacak değişiklikler bir süredir sosyal medyanın gündem başlıklarından biri. Bunda SENARİSTBİR’in açtığı “telifertelenemez” Twitter hesabı ve buradan Yeşilçam sanatçılarıyla yürütülen çalışmanın katkısı büyük.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda değişikliğe gitmek için çalışmalarını sürdürüyor. Planlanan değişiklikte telif haklarıyla ilgili de bir bölüm bulunuyor. Sanatçıların telif almada sıkıntılar yaşadığı, genellikle de telif haklarını elde edemedikleri, kültür sanat dünyasında her zaman konuşulan ama bir türlü çözülemeyen sorunlardan biri. Yasada yapılacak yeni düzenlemelerle bunun önüne geçilmesi planlanıyor. SENARİSTBİR Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Sonyürek, düzenlemeyi genel olarak çok olumlu bulduklarını söylese de TV’deki eserlerden telif toplamanın 1 veya 3 yıl süreyle devre dışı bırakılmak istenmesine karşı çıktıklarını anlatıyor.
Üzerinde çalışılan telif yasası, beraberinde birtakım tartışmaları da gündeme taşıdı. Öncelikle siz yeni yasa çalışmalarını genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? İyi ve yetersiz (ya da kötü) bulduğunuz noktalar neler?
Yeni yasa çalışması genel anlamıyla çok olumlu. Çıkarılması düşünülen yasada ve bağlantılı hak sahipleri adına yeni haklar tanımlanıyor. En önemlisi de bu hakların sözleşmeyle devredilemeyecek olması. Böylece yapımcı ve yayıncıların kötüye kullanımlarının önüne geçilebilecek. Bu anlamıyla yasa telif toplamanın önündeki engelleri kaldıracak.
Yasada eserin alenileşmesinden hemen sonra başlayan telif hakkının 1 ila 3 yıl arasında ertelenmesi düşünülüyor. Sizin en çok karşı çıktığınız nokta da burası, #telifertelenemez hasthag’iyle bir kamuoyu da yarattınız. Teliflerin ertelenmesi hangi gerekçelere bağlı tutularak isteniyor? Siz hangi sebeplerle karşı çıkıyorsunuz?
Bu yasayla telifler toplanacak derken karşımıza yasayı etrafından dolanarak işlevsiz kılacak bir madde ekleme teşebbüsü geliyor; TV’deki eserlerden telif toplama 1 veya 3 yıl süreyle devre dışı bırakılmak isteniyor. TV’deki işler ticari ömrünü hızla tükettiği için herhangi bir süreyle telifin ertelenmesi demek fiili olarak telif toplanamaması ya da komik oranlarda toplanması demek. Bunu yayıncılar ve yayıncı ortağı olan yapımcılar istiyor. Gelirlerinden eser sahipleri adına feragat etmek istemiyorlar. Vahşi kapitalizmin refleksi diye tanımlayabiliriz; daha çok kar, daha çok kar.
Telifin baştan peşin olarak ödendiği savları var. Ancak Avrupa Birliği normlarında böyle bir uygulama yok. Kıta Avrupa’sında eser alenileştikten, ilk gösterimi yapıldıktan sonra telif devreye giriyor. Hatta bazı ülkeler ilk gösterimi de telif kapsamına sokuyor.
Türkiye, ABD ve Avrupa’nın aksine telif konusunda belli bir standart oturtamamış bir ülke. Bunun nedenlerini neye bağlıyorsunuz? Sendikalaşma eksikliği mi devletin ilgili kurumlarının ilgisizliği mi telif hakkının işlemesini engelliyor?
Kısaca geri kalmış bir ülke olduğumuz için diyebiliriz. Ülkemizde çıkartılan telif yasaları ne eser sahiplerinin mücadelesiyle ne de yasaları çıkaranların duyarlılıklarından kaynaklanmadı. Hep Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesindeki çalışmalarla oluşturuldu. Telifin bir hak olduğu bilinci genel bir kanı olmadığı için de yasalar delinerek bu haklar engellendi. Telif yasası 1995 yılında çıktığında son anda yasaya bir madde eklendi ve 1995 yılından önce üretilmiş eserler telif hakları kapsamının dışında bırakıldı. Binlerce eser yeniden yeniden gösterilirken tek bir lira telif ödenmedi. Yasa var ama telif yok. Sonra da bu haklar sözleşmeyle belirlenir denilerek yine bir suistimalden önü açıldı.
Var olan telif yasamız aslında teorik olarak hakları tanımlıyor ama uygulamada bütün bu haklar yapımcı ve yayıncılar tarafından baştan devralındığı için fiili olarak telifler toplanamaz hale geliyor. Yaşarken ve öldükten sonra 70 yıl kadar olan haklar bir imzayla devre dışı bırakılıyor. Yine telif yasası var ama toplanan telif yok. Eser ve bağlantılı hak sahipleri yeterli mücadeleyi göstermediği için de bir sonuç alınamıyor. Yayıncı ve yapımcıların bu hakları gönül rızasıyla vereceğini düşünmek hayli saflık olur. Genlerindeki daha fazla kar elde etme motivasyonu olduğu sürece bu hakları vermeyecekler.
Ancak sesimizi yükselterek, bunca yıldır yapılan haksızlıkları ifşa ederek, birlik olarak bu hakları kazanabileceğiz.
SenaristBir olarak yayınladığınız açıklamada geriye dönük olarak da telif hakkı ödenmemiş kişilerin mağduriyetinin giderilmesine vurgu yapıyorsunuz. Telif hakkının başlama süresinin yanında kapsadığı alanla ilgili de talepleriniz var. Yeşilçam sanatçılarıyla da bir araya gelerek videolar çektiniz. Sürecin nasıl devam edeceğini umut ediyorsunuz?
Her gün TV’lerde evimizin içine giren Kemal Sunal yaşadığı müddetçe tek bir lira telif almadı. Ne de vefatından sonra varisleri. Benzer durumda yüzlerce eser ve bağlantılı hak sahipleri var. Bu eserlerden yayıncı ve yapımcılar para kazanırlarken yönetmen, senarist ve oyuncuları hiçbir zaman telif alamadılar. Yeni yasada bu konuda düzeltme yapılmasını talep ediyoruz. Ayrıca 25 yıldır gasp edilen haklarının da tazmin edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Devlet çok uzun yıllardır kopyalama cihazları ve malzemelerinden bir vergi topluyor. Bu para uzun yıllardır toplandığı halde eser ve bağlantılı hak sahiplerine ödenmemektedir. Yeni yasada bu paranın bir kısmına bakanlık el koyacak. İşte bu el konulan paralardan hakları yenmiş kişilere ödemeler yapılarak 1995 yılındaki yapılan yasanın yarattığı tahribat bir nebze de olsa giderilebilir.
Kampanyamızın daha başındayız. Yasa meclise sunulacağı zaman bombardıman şeklinde videolarımız, haberlerimiz insanlara ulaşacak. Gerekirse Ankara’ya yürüyeceğiz. Gerekirse mecliste kamp kuracağız. Yasanın güçlüler tarafından yine delinerek işlevsiz hale getirilmesini engellemeye çabalayacağız.
Açıklamanız ve sosyal medyadaki çağrılarınıza Kültür Bakanlığı’ndan bir yanıt geldi mi? Sektöre yönelik çalışan diğer dernek, meslek birlikleri ve STK’larla işbirliğiniz ne ölçüde var? Telif haklarının iyileştirilmesi için bundan sonraki adımlarınız neler olacak?
Sektör bileşenlerinin birçoğu bu mücadelede bizimle hem fikir. Birkaç meslek birliğini saymazsak karşımızda olan bir STK yok. Zamanı geldiğinde sektörün gür sesini duyacaksınız.
Kültür ve Turizm Bakanlığı yasanın çıkarılmasında sektörün bazı bileşenlerinden daha ileri seviyede. Çünkü onlar Avrupa ve dünya örneklerini inceledikleri için telif meselesinde ne kadar geride olduğumuzu görüyorlar. Hatta biz meslek birliklerini bu konularda atıl buluyorlar ki sonuna kadar haklılar. Biz daha çok kendi içimizde savaşıyoruz. Yasanın çıkmasını engellemeye çalışan bazı sektör bileşenlerinin bakanlık nezdinde, siyasi alanda lobi yapma güçleri de bulunmakta. Biz de eser ve bağlantılı hak sahiplerinin seslerini olabildiğince yükselterek güçlülerin seslerini bastırmaya çalışacağız.
Bizi Takip Edin