Sivil Toplumun Daha Çok Dijital Desteğe İhtiyacı Var
Türkiye’de Sivil Toplumun Teknolojiye ve Dijital Dönüşüme Uyumu adlı dosyamızda bugün Sivil Toplum Geliştirme Merkezi’nin (STGM) TechSoup ile ortaklığı kapsamında hayata geçirilen TechSoup Türkiye Bağış Programı’nı ele alıyoruz.
STGM’nin teknolojiyi ve dijitali stratejik bir alan olarak görmesiyle hayata geçen TechSoup Türkiye, Techsoup’un küresel yayılan 40’dan fazla ülkedeki yerel partnerlerinden biri… STGM, TechSoup Türkiye aracılığı ile Microsoft, Google ve Bitdefenrder gibi şirketlerin kar amacı gütmeyen kuruluşlara sağladığı teknoloji bağış programlarını yürütüyor. STK’lar kaynak geliştirme, ofis yazılımları, bulut çözümleri ve reklam bağışları gibi birçok konuda Techsoup Türkiye’nin bağışlarından faydalanıyor.
Türkiye’de çalışmalarını dijitale taşımayı ve bunu bağışlar ile hayata geçirmeyi düşünen tüm STK’ların başvurdukları ilk kurum olan TechSoup Türkiye’nin, teknolojiye ve dijital dönüşüme yaklaşımını, STGM Dijital İşler Koordinatörü Özgür Mehmet Kütküt ile konuştuk.
Kütküt’e göre, emekleme aşamasını henüz tamamlamayan sivil toplumun, dijitalleşme karnesini iyileştirmesi için iş süreçleri ile birlikte, bağış, katılım süreçleri ve örgütlenme çalışmalarını da dijitalleştirmesi gerekiyor. TechSoup Türkiye ve STGM’nin sınırlı kaynaklarıyla, STK’ların dijital kapasitesini artırmada yeterli olamayacağını vurgulayan Küktüt, tüm kurumların dijital kapasitelerini artırmak ve nihayetinde yurttaşların dijitalleşmesini sağlamak için, ulusal düzeyde çeşitli programlara ihtiyaç olduğunu söylüyor.
TechSoup Türkiye’nin çalışmalarından Türkiye’de STK’lar yeterince haberdar mı?
Türkiye’deki Sivil Toplum örgütleri (STÖ) çalışmalarını dijitalleştirmeyi düşündükleri zaman Techsoup Türkiye karşılarına çıkıyor. Bu, biraz ihtiyaçlarla ilgili… Dijitalleşme süreci içerisinde insanlar ne kadar yer alır, geleneksel iş süreçlerini dijital araçlarla ne kadar sürdürürlerse, STÖ’ler için de talep artacak. Elbette daha fazla çalışmamız, tanıtmamız gerekiyor, ancak 1500’ün üzerinde STÖ, Techsoup Türkiye üzerinden uygunluk değerlendirmelerini tamamladı.
STGM, Dijitalleşmeyi Stratejik Bir Alan Olarak Görüyor
Sizden faydalanan kaç STK olduğuna, alınan destek miktarına, hangi hizmetlerden yararlandığına dair bir veriye ulaşabilir miyiz?
1500’ün üzerinde Techsoup Türkiye’ye kayıtlı STÖ var ve bugüne kadar 5 binden fazla ürün, servis veya hizmet STÖ’lere ulaştı. Bunlar içerisinde Microsoft Office, sivil toplum için Google bağışı (G-Suite ve reklam bağışları) önde yer alıyor.
TechSoup Türkiye’nin sağladığı hizmetlere dair Youtube videolarınız da var. Beklediğiniz ölçüde izleniyor ve fayda sağlıyor mu? Somut çıktıları ortaya koyan bir örnek ya da veri var mı elinizde?
Techsoup’taki çeşitli ürün ve hizmetlerle ilgili bir seri webinar gerçekleştirerek bu webinar kayıtlarını YouTube üzerinde paylaştık. Sınırlı bir ilgi var, ancak telefon üzerinden idari ve kayıt süreçlerinde destek veriyor. STÖ’lerin takıldıkları konularda, STGM Destek Noktası aracılığıyla da destek sunuyoruz.
Çalışmalarınıza dair etki analizi ya da ölçümleme yaptınız mı?
Techsoup’un tüm çalışmaları, global olarak takip edilerek farklı örneklemlerde ve alanlarda analiz ediliyor. Ancak yalnızca içeride kullanabileceğimiz dokümanlar olarak sınıflandırıldığı için detay veremiyorum.
TechSoup Türkiye’dan hizmet alan-fayda sağlayan bir STK’nın nasıl bir fayda sağladığına dair, yorumlarını paylaşan bir STK yetkilisi örneği var mı?
Bu konuda çeşitli çalışmalarımız oluyor, ancak bağışçı partnelerin izniyle hikâyeler paylaşılabildiği için, henüz bunu size sunamıyoruz. Kısa bir süre sonra, paylaşabilmeyi umuyoruz.
Dijitalleşme, Techsoup Türkiye’nin Sınırlı Kaynaklarıyla Sağlanamaz
TechSoup Türkiye, STGM ile birlikte, teknolojiyi kullanma, çalışmalarını duyurma ve farkındalık yaratma konusunda sizce başarılı mı?
STGM 2004’ten beri Türkiye’deki hak temelli STÖ’lerin kapasitelerini güçlendirecek yaygın çalışmalar yapıyor. Türkiye’nin her kentinde etkinlikler düzenliyor ve her kentinden STÖ’leri çalıştıkları alandaki diğer STÖ’lerle buluşturuyor. Bunun yanında STGM hak temelli STÖ’lerin erişebilecekleri bilgi notları, yayınlar üretiyor ve sivil toplum alanında savunuculuk çalışmaları yapıyor.
Özellikle 3 yıldır sürdürdüğümüz dijital güçlendirme çalışmalarıyla birlikte farklı dijital kapasiteye sahip hak temelli STÖ’lere yüz yüze eğitimler de vermeye başladık. Web oluşturma sitesi eğitimlerinden, dijital yönetişime, sosyal medya iletişimine ve veri okur-yazarlığına kadar pek çok farklı başlıkta eğitimler düzenlemeye devam ediyoruz.
STGM’nin stratejik bir alan olarak gördüğü dijital güçlendirme çalışmalarına başlarken Techsoup’la yollarımız kesişti ve Türkiye’de bu bağış programını oldukça özverili bir çalışmayla hayata geçirdik. Türkiye’deki tüm STÖ’lerin kullanımına sunduk. Global standartlara tam uyum göstererek yürüttüğümüz programı daha da geliştirmeye çalışıyoruz.
Henüz amaçladığımız idealden uzağız, ancak konunun ülke içinde ele alınması gereken bir boyutunun olduğunun da altını çizmemiz gerekiyor.
Dijital okuryazarlık nesiller değiştikçe elbette artacak, ancak bu yalnızca STGM’nin sınırlı kaynaklarıyla STÖ üyeleri açısından değişebilecek bir durum değil. Bu konuda ulusal farklı programlar düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Siyasi Sistemin De Dijitalleşmesi Gerekli
Türkiye’de STK’ların teknoloji karnesine ilişkin değerlendirmeniz nedir? Sivil toplum, teknoloji kullanımı ve dijital araçlara uyum konusunda bir aşama kaydetti mi?
Kesinlikle. Her geçen gün bu karne daha iyi bir hale geliyor, ancak pek çok sektör gibi sivil toplum da henüz emeklemeyi tamamlamaya çalışıyor. Temas edebildiğimiz STÖ’lere farklı beceriler kazandırmaya, dijital süreçlerle ilgili aktarımlar yapmaya çalışıyoruz. Kaynak geliştirmeden ofis yazılımlarına, bulut çözümlere ve reklam bağışlarına kadar pek çok konuda STÖ’ler Techsoup bağışlarını kullanıyor.
Bunun yanında genç nesillerin STÖ’lerin çalışmalarında etkin rol almasıyla birlikte bulundukları yer dönüşüyor ve STÖ’ler de dijitalleşiyor. Buradaki ideal nokta, %100 dijital okuryazarlık olabilir, ama daha önce de söylediğim gibi bütüncül politikalara ihtiyaç var. Sivil toplum açısından mevzuatın dijital süreçlere uyumlaştırılmasını da eklememiz gerekir: mevzuatın dijitalleşmesi gibi…
TechSoup Türkiye’nin çalışmalarına geri dönüşler nasıl? STK’lar sizden en çok neyi talep ediyor? Hangi konuda size eleştirilerini iletiyor ya da memnuniyetini dile getiriyor.
Aslında talepler oldukça fazla ve çeşitli. Global bağış sürecinin iyileştirilmesine yönelik hem teknik, hem idari pek çok başvuru aldık. Bunlarla ilgili hem teknik altyapının iyileştirilmesi için, hem de yasal gerekliliklerle ilgili kolaylıklar sağlamaya çalışıyoruz. Bunun yanında en sık aldığımız talep eğitim ve bire bir destek oluyor. Eğitim taleplerini STGM’nin Dijital Güçlendirme Eğitimlerine yönlendiriyoruz, ancak bire bir taleplere yanıt veremiyoruz. Google Reklam Bağışları ile ilgili oldukça fazla iyi geri dönüş alıyoruz. İnternetteki kaynaklarla Google Adwords’ü öğrenerek yürüttüğü çalışmalarda reklamları kullanan oldukça fazla STÖ var.
STÖ’nün dijital iletişim stratejisini konuşabilmek için, o STÖ’nün üyelerinin büyük oranda dijital okuryazar olması gerekiyor. Bu konu, aynı zamanda bir örgütlenme meselesi de elbette. Yani, dijital iletişim stratejisi bir dijital örgütlenme pratiğini de içeriyor. Ancak bu, bir toplantı gününü belirlemekten fazlası olmalı. Bu da, yine yurttaşların dijitalleşmesine bağlanıyor.
Yurttaşların Dijitalleşmesi…
Eklemek istediğiniz bir konu var mı?
Sivil toplum, demokratik sistemin en temel unsurlarından birisi… Bu açıdan, demokrasinin ne kadar dijitalleştiği doğrudan doğruya sivil toplumun da en az ne kadar dijitalleşmesi gerektiğine dair bir perspektif sunar bize…Türkiye’de gerek devletin, gerek karar alıcı yapıların sunduğu dijital hizmetler bilgi edinme, başvuru, borç ödeme ve evrak temini üçgeninde sıkışmış görünüyor. Yurttaş katılımının sağlanabileceği araçlar ne belediyeler, ne hükümet ve bakanlıklar ne de farklı idari birimler tarafından sunulmuyor. Bu yönüyle dijital araçların aslında nasıl bir katılım aracı olabileceği herkesin sınırlı deneyimleriyle belirleniyor.
Şunu demeye çalışıyorum; sivil toplumun iş süreçlerini dijitalleştirilmesi mutlaka gerekli… Online bağış da toplamalı ama bunun ötesinde katılım süreçlerini, örgütlenme çalışmalarını da dijitalleştirmeli. Bunun için ilham alabileceği örneklere olduğu kadar bu talebi içermeye hazır yapılara da ihtiyacı var.
Başından beri altını çizmeye çalıştığım gibi, dijital okuryazarlıkla ilgili ulusal çalışmalara ihtiyacımız var. Örneğin, bir STÖ’nün dijital iletişim stratejisini konuşabilmek için, o STÖ’nün üyelerinin büyük oranda dijital okuryazar olması gerekiyor. Bu konu, aynı zamanda bir örgütlenme meselesi de elbette. Yani, dijital iletişim stratejisi bir dijital örgütlenme pratiğini de içeriyor. Ancak bu, bir toplantı gününü belirlemekten fazlası olmalı. Bu da, yine yurttaşların dijitalleşmesine bağlanıyor.
Bunu aşabilmek için, farklı grupları hedefleyen özel programlara ihtiyacımız var. Örneğin, ebeveynler için güvenli internete, taksiciler için yalan haberleri anlama ve dijital araçları kullanabilme gibi temel yurttaşlık becerileri diyebileceğimiz programlara ihtiyacımız var. Bu, toplumsal anlamda dijitalin kullanımını arttırarak, her kesimi dönüştürecektir.
Yine bu başlıkta, dünyadaki örgütlenme pratiklerinin nasıl dönüştüğünden de bahsetmeliyiz. “Dijital örgütlenme” gibi bir kavramdan söz edebiliyoruz. Genellikle bunların birer yurttaş hareketi olduğunu ve içinde yaşadıkları çağın sunduğu araçlarla dönüşüm talep ettiğini gözlemliyoruz. Bu farklı hareketlerin, mevcut pratiklerimizle örtüşmediğini de seziyoruz. Bu noktada bir karar verme iradesi göstermemiz gerekiyor. Eğer bu talepler haklıysa, dönüşmeye çalışmaya… Sadece sivil toplum açısından değil, tüm yapılar açısından bu düşünülmesi gereken bir talep.
Bizi Takip Edin