Kentlerde Sağlıklı Ve Temiz Gıdaya Erişimin Yolu:
Gıda Toplulukları ve Kooperatifleri
Gıda toplulukları ve Kooperatifleri çalıştayının dördüncüsü 29 Aralık 2019 tarihinde Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Çalıştay, gıdanın bütün yönlerini tartışan, üzerine düşünen yeni fikirler üreten toplulukları bir araya getirdi.
Çalıştay, gıdaların üretim, işleme, dağıtım ve tüketim süreçlerinin şeffaf, doğa dostu ve insan sağlığını ön plana çıkaran yöntemlere ilgi duyan her topluluğun katılımına açık. Kurucu isim olan Yeryüzü Derneği, çalıştayın düzenlenmesinde her sene farklı paydaşların olduğunu söylüyor. Bu sene 26A Kolektifi, Ataşehir Tüketim Kooperatifi Girişimi, Antalya Gıda Kooperatifi, Bios Coop – Yunanistan, BİTOT Gıda Topluluğu, Bursa Gıda Topluluğu, Çevre ve Arı Koruma Derneği, Ege Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü Gıda Topluluğu, Eskişehir Yıldıztepe Kooperatifi, Kadıköy Kent Konseyi Gıda Çalışma Grubu, Nusratlı Kadın Kooperatifi Girişimi, Sıfır Gelecek, Silivri Gıda Topluluğu, Refikler Komünü, Yeryüzü Derneği, Yeryüzü Kooperatifi Girişimi, Yeşil Düşünce Derneği, Yeşil Gıda Topluluğu olmak üzere on sekiz paydaş yer aldı.
Çalıştaya deneyim aktarımı sağlamak adına Selanik’teki Koukouli Kooperatifi’nden Nikos Mysirlis çağrıldı. Mysirlis konuşmasında, Koukouli Kooperatifi’nin Yunanistan’daki ekonomik kriz sonrası işsiz kalan kişilerin kurduğu, Selanik’te yaşayan 20 kişiyle 80 üreticinin dahil olduğu bir kooperatif olduğunu belirtti. Kooperatifin yalnızca kendi ortaklarının ürettikleri ürünleri sattığını, bu anlayışla ilerleyerek iki sene önce Selanik’teki iki dükkânlarından elde ettikleri cironun 1 milyon Euro’ya ulaştığını söyledi. Tüm ortakların işsiz kalan üniversite mezunları olduğunu ve tamamen güven esasına dayalı bir çalışma gerçekleştirdiklerini söyledi.
İklim Krizi ve Gıda Tedariki, çalıştayın dikkat çeken oturumlardan bir tanesi oldu. Sıfır Gelecek gönüllülerinden Özdeş Özbay’ın moderatörlüğünde, yine Sıfır Gelecek gönüllülerinden ve Yeryüzü Kooperatifi ortaklarından Ayşe Özden’in sunuş yaptığı oturumda tarımsal faaliyetlerin iklim krizinden olumsuz etkilendiği, bununla birlikte endüstriyel tarımın ve mevcut gıda sisteminin iklim krizini tetikleyen başlıca etkenlerden biri olduğu üzerinde duruldu. Endüstriyel tarımın getirdiği yoğun mekanizasyonun, gıdanın dağıtımında kullanılan fosil kökenli yakıtların, üretim girdilerinin kimyasal ilaçlara ve sentetik gübrelere kaymasının, vb gibi faktörlerin etkisiyle endüstriyel tarım ve global gıda sisteminin iklim krizine etkisinin % 40-50’ler civarına ulaştığı konuşuldu. Tüm bu sebepler nedeniyle tarımın bir enerji tüketicisi haline geldiği belirtildi. La Via Campasina’nın sloganı “Küçük ölçekli çiftçiler dünyayı soğutuyor.” sorunun çözümünü özetleyen bir cümle olarak nitelendirildi.
Bunun dışında “Yonca Demir ve Bulut Aslan’ın yaptığı Organik Tarım Türkiye’yi Besler Mi?” adlı araştırmanın sonuçları üzerinde duruldu. Bu iki akademisyenin Türkiye’de çok tüketilen bütün bitkisel ürünleri içeren, yeterince enerji veren ve yağ – protein – karbonhidrat açısından dengeli, yıllık bir menü hazırladığında, Türkiye’deki ekilebilir alanların %54’ünün, tüm ülkeyi beslemek için yeterli olduğu sonucuna dikkat çekildi. Bu vegan menü dışında hepçil beslenme ile hayvanları besleyecek ürünlerin üretimini de hesaba katarak bir çalışma yaptıklarında Türkiye’deki ekilebilir alanların %63’ünün yeterli olduğunu sonucuna ulaştıkları belirtildi. Organik tarımın gıda üretim sistemindeki krize çözüm önerisi olabilmesinin ancak bütüncül bir yaklaşım gerektirdiği söylendi. Üretimden dağıtıma oluşan gıda zayiatının sürecin parçasından ayrı düşünülemeyeceğine dikkat çekildi.
Toplantıdaki diğer panellerde üreticiler ile türeticiler, gıdaya erişimdeki radikal yöntemler, yerel yönetimler ve gıda toplulukları arasındaki iş birliği konuları, gıdaya erişimde katılımcılık modelleri ile endüstriyel üretimin iklim krizindeki rolü ele alındı. Gıda üzerindeki tahakkümü kırmak, kentlilerin sağlıklı ve temiz gıdaya erişimini güçlendirmek ve üretici ile türetici arasındaki dayanışmayı arttırmak için Türkiye’nin dört bir yanındaki gıda kooperatiflerini her sene bir araya getiren çalıştay aynı zamanda adil, yerel, temiz ve doğaya saygılı üretim yapan çiftçileri, ve üreticileri ile bu gıdalara uygun fiyatlarla ulaşmak isteyen türeticileri de bir araya getirdi. Çalıştayda gıda topluluklarının ve kooperatiflerinin ihtiyaç listesinin çıkartılabileceği, dijital çağın getirdiği olanaklardan yararlanarak üreticilerin daha çok görünür kılınması gerektiği hakkında tartışıldı. Bu tartışmaların sonraki senelerde derinleşeceği ön görüldü.
Bizi Takip Edin