Anadolu Din Ve İnançlar Platformu Ortaklıkları Artırma Amacında…
Alevi Düşünce Derneği’nden Doğan Bermek, bir süredir kuruluş çalışmalarını sürdürdükleri Anadolu Din ve İnançlar Platformu’nu anlatırken, “Amacımız inançların arasındaki farkları değil aralarındaki ortaklıkları yakalamak” diyor.
Kuruluş çalışmalarını sürdürdüğünüz platform hakkında bilgi verir misiniz? Bu platforma giden süreç nasıl oluştu, arka planında nasıl bir perspektif var?
Kurmakta olduğumuz platformun ismi; Anadolu Din ve İnançlar Platformu. Anadolu ya da Türkiye çok uluslu, çok inançlı bir topluluk. Çok uzun süredir beraber yaşamayı başarmışız. Gerek milliyetçi gerekse ayrımcı akımların etkileriyle birbirine epey yabancılaşmış inanç grupları var Anadolu’da. Bu yabancılığın sürüp gitmesine katkıda bulunan birtakım olaylar, harici müdahaleler de yaşanmış. Lozan aslında ‘bazılarını koruyayım derken’ müthiş bir ayrımcılık getirmiş. Şimdi bütün bunların aşılmasının yolu birbirimizden ne kadar farklı olduğumuzu değil de birbirimizle ortak yanlarımızın neler olduğunu bulup çıkartmak olsa gerek. Biz böyle düşünüyoruz en azından. Bu bağlamda 30-35 senedir din ve inanç özgürlükleri konusunda çalışan sivil toplum örgütlerinde görev yapıyorum. Bu çalışmaları sürdürürken sorunların herkes için aşağı yukarı aynı olduğunu veya birbirine yakın olduğunu görüyorsunuz.
Bunları Alevi sorunu, Ermeni sorunu, Katoliklerin sorunu ya da Yahudilerin sorunu ayrı ayrı ele aldığınız zaman, hem kamu yöneticilerinin kafası çok karışıyor hem bu toplumlar sanki birbirlerinden çok farklı mecralarda, çok farklı dünyalarda yaşıyormuş gibi görünüyor. Ve birbirlerinin sorunlarını da sahiplenemiyorlar, bu bilgi eksikliği nedeniyle. Oysa Mardin’deki Süryani sorunuyla Edirne’deki Yahudi’nin sorunu Erzincan’daki Alevinin sorunuyla, Konya’daki bir Mevlevi’nin sorunu arasında pek büyük fark yok. O nedenle 2011’de bir çalışma yapmıştık; Türkiye’deki İnanç Gruplarının Sorunları ismiyle. Bilgi Üniversitesi’nin çalışmasıydı çok olumlu sonuçlar vermiş idi. Alevi kurumları olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdığımız birkaç davamız vardı. O davaların kararları da gelirken mahkeme Alevi ve devlet gibi bakmadı konuya. Bütün kararlarda devlet ve inanç grubu diye bakılıyor. O da bizim için aslında biraz uyarıcı oldu, bunun üzerine Anadolu Din ve İnançlar Platformu diye bir platform kurma kararı verdik. Son bir yıldır uğraşıyoruz, şimdi son aşamasındayız ve önümüzdeki haftalarda hayata geçiriyoruz.
Platformun amacını nasıl anlatırsınız?
Amacımız değişik çalışma gruplarıyla sorunların çözüm yollarını oluşturmak, bunu halkın anlayacağı bir dille ve yöneticilerin kolay uygulayabileceği biçimlerde ve politikacıların da anlayıp savunabilecekleri, destekleyebilecekleri biçimlerde kamuoyunun, kamu yöneticilerinin önüne sunmaktır. Türkiye’deki yasal yapının biraz daha olumlu ele alınması gayreti diye de bakabilirsiniz buna.
Hedeflerinizde neler var?
Temel hedeflerimizin birincisi bu inançların arasındaki farkları değil arasındaki ortaklıkları yakalamak. Mesela biz geçen yıl Miraç üzerine bir çalışma yaptık, 1436 tarihli bir Miraçname’yi Çağatayca’dan Türkçe’ye çevirttik. O zaman başka inanç grupları da ilgilendiler, Miraç’la ilgili sunumlarımızı gördüler. Ve sonra öğrendik ki benzer şeyler Tevrat ve İncil’de de var. Yani şimdi biz miracı sadece İslam’ın içinde sanırız oysa miraç herkesin miracı… Bu ortaklığı niye bilmiyoruz? Ortaklığı aramıyoruz ki… Ne kadar farklı olduğumuzu anlatmaya çalışıyoruz. Neden farklıyız, nasıl farklıyız o kötü ben iyiyim böyle şeylerimiz de var. Oysa dinlerin arasında birbirine çok yakın, birbiriyle çok örtüşen hedefler var. Dinlerin tümünün derdi, insanların daha huzurlu, daha insanca yaşamasını sağlayacak düzenlemelere kavuşmak. Bunu hem anlatılır hem anlaşılır hale getirmeye çalışıyoruz bu belki hedeflerimizin en birincisi.
İkincisi; tabii geçtiğimiz 7-8 sene içinde şiddetin nasıl tırmandığını herkes biliyor. Bu şiddetin yarattığı inançlar arası düşmanlık, bu yüzden de inançların yanlış anlaşıldığı, yanlış yorumlandığı bir dünyadayız bugün. Yani İslamım dersen seni terörist zannediyor, öteki ‘Katoliğim’ derse ‘beni vuracak’ zannediyorum falan. Böyle bir garip dünya var. Bu dünyayı biraz daha birbiriyle ilişkili hale getirmek, birbirine biraz daha tanıtmak istiyoruz açıkçası. Bunun sadece Türkiye için değil Batı için de çok önemli olduğunu düşünüyoruz. 3 ayda bir bülten yayınlayacağız. Bültenimizin ana ürünü ya da ana omurgası Anadolu inançlarının ortak takvimi olacak. Her dinin kutsal günleri, bayramları var onları dahi bilmiyoruz. Aleviler için Muharrem bir matem ayıdır, matem orucudur. Çoğu kişi bunu daha bilmeyip ‘muharreminiz kutlu olsun’ diyebiliyor. İyi niyetli hani belki gönlümü almak istiyor ama bilmiyor. 3’er aylık aralarla inanç takvimlerini valilerin, emniyet müdürlerinin, müftülerin, inanç önderlerinin, kaymakamların eline ulaştırarak hem birbirlerine yani diğer inançlara karşı biraz daha duyarlı olmayı, inançlar arasındaki iletişimi, birbirine yakınlığı biraz daha arttırmayı amaçlıyoruz. Böyle hedeflerimiz var.
Bu platformda kimler yer alıyor?
Bir Süryani, bir Protestan, bir Alevi kuruluşu olarak başladık bu işe. Bir de Eğitim Reformu Girişimi var. Tabi onlar inançla ilgili değil bize eğitim konusunda destek verecekler. tabii onlar inançla ilgili değiller ama eğitim konusunda bize eğitim sorunlarında destek verecekler. Anayasa Der var, akademisyenlerle ilgili bir dernek var, Rumvader ile çok yakın ilişki içindeyiz. Ermeni vakıflarıyla yakınlaşıyoruz. Ama kimlerin katılacağı yer alacağı daha sonra tam anlaşılır. Bizde adettir önce biraz bakarlar insanlar ne olur ne olmaz bir yanlış yapmayayım diye. Herhalde 6 ay 9 ay sonra aşağı yukarı Türkiye’deki bütün inanç gruplarını aramızda göreceğiz diye düşünüyorum. İnanç gruplarından bireyler var. Ama zaten Türkiye’de temel bir sorun, inanç gruplarının tüzel kişilik hakları olmaması. Tüzel kişilik hakları olmadığı için kimin kimi temsil ettiğini bilmiyorsunuz. Biz olabildiğince geniş bir yelpazede, olabildiğince fazla rengi yan yana getirip bunların arasında bir uyum sağlamaya gayret edeceğiz. Bunun önemli bir çalışma olacağını da düşünüyoruz, faydalı bir çalışma olacağı kanaatindeyiz de ayrıca. Şimdilik gayretlerimiz bu doğrultuda gidiyor. Epey akademisyen arkadaşımız var destekleyecek bu çalışmaları, katılacak. Onların dilini toplumun anlayacağı dile çevirmek gibi bir çevirmenlik görevini de üstleneceğimizi düşünüyoruz.
Bizi Takip Edin