MASAK’tan ‘İltisak’ Güncellemesi…
Malî Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), geçtiğimiz Haziran ayında, “Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşların Terörün Finansmanı Amacıyla Suistimalinin Önlenmesine Dair Rehber”i güncelledi. MASAK, özellikle sadece uluslararası malî destek alan sivil toplum kuruluşlarını “potansiyel terör destekçisi” olarak değerlendirilebileceğini işaret ederek Türkiye sivil toplumuna “uyarı”da bulundu.
Avrupa Komisyonu, Türkiye’de sivil toplum başlığında ciddi gerileme yaşandığına dikkat çekerken, sivil toplum için malî bir baskı olarak tanımlanabilecek bir girişim de Malî Suçları Araştırma Kurulu’ndan (MASAK) geldi. “Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşların Terörün Finansmanı Amacıyla Suistimalinin Önlenmesine Dair Rehber”i güncelleyen MASAK, özellikle sadece uluslararası malî destek alan sivil toplum kuruluşlarının “potansiyel terör destekçisi” olarak değerlendirilebileceğini işaret ederek Türkiye sivil toplumuna “uyarı”da bulundu. İlk olarak 2009 yılında yayınlanan “Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşların Terörün Finansmanı Amacıyla Suistimalinin Önlenmesine Yönelik Rehber”, geçtiğimiz Haziran ayında güncellendi.
Güncellenen rehberde, “terörün finansmanı ile bağlantılı” şüpheli işlem tipleri ve STK’ler açısından dikkat edilmesi gereken hususlar şöyle yer buldu:
“Terörün finansmanı ile ilgili ulusal mevzuatta bahsedilen 13 Sıra No.lu Genel Tebliğin 6ıncı maddesine dayanarak hazırlanan Rehberlerde “terörün finansmanı ile bağlantılı” şüpheli işlem tipleri dâhilinde “Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlara İlişkin Şüpheli İşlem Tipleri” ayrıntılı olarak belirlenmiştir;
- Kâr amacı gütmeyen kuruluşların beyan edilen amacı, faaliyetleri ve görünen kaynakları ile finansal işlemlerin niteliği, büyüklüğü ve toplanan ya da aktarılan fon tutarları arasında uyumsuzluklar olması.
- Kuruluşun banka hesabı ile ilgili mali işlemlerin sıklığı ve tutarlarında ani artışlar ortaya çıkması.
- Kuruluşun hesabında fonların çok uzun süre bekletilmesi.
- Kuruluşun sadece yurt dışından bağış alması veya bağışların önemli bir kısmının yurt dışı kaynaklı olması.
- Kuruluşun yöneticilerinin yabancı uyruklu olması, özellikle yabancı yöneticilerin ülkeleriyle yapılan büyük tutarlı işlemlerin varlığı ve paranın gönderildiği yerin de riskli ülke olması.
- Kuruluşun izah edilemeyen bağlantılarının bulunması; örneğin birkaç kuruluşun birbirlerine para transferi yapması ya da aynı adresi, aynı idareciyi veya personeli paylaşması.
- Yeterli personeli, uygun bir işyeri ya da telefon numaraları bulunmayan kuruluşların, yoğun faaliyette bulundukları izlenimi yaratan hesap hareketleri bulunması.
- Çok sayıda bireysel ve ticari hesabın ya da kuruluş hesaplarının kullanılmasıyla fonların teslim alınması ve bu fonların kısa sürede yabancı lehdarlara transfer edilmesi.”
Güncellenen rehberin amacından, sivil toplum kuruluşlarını terörden ayrıştırmak olarak bahsedilse de MASAK’ın bu girişimi, sivil topluma yönelik yeni bir baskı aracı hâline dönüşeceği endişesini doğuruyor. Sivil topluma yönelik baskılar, birçok uluslararası raporda Türkiye’ye negatif puan kazandırırken, MASAK’ın rehberde bahsettiği sivil toplumla bağlantılı terörün finansmanı iddialarının yansımaları da görülmeye başlandı.
MASAK’ın güncellediği bu rehberin keyfiyete ve sivil toplumu itibarsızlaştırmaya neden olacağı yönünde birçok eleştiri mevcut. Söz konusu rehberi ilk kez gündeme getiren, T24’ten gazeteci Gökçer Tahincioğlu ise, “Zaten sayıları bir avuç olan STK çalışanları ve hak savunucuları, bütün bu tehditlerin yanında, artık mali nedenlerle de ‘şüpheli’ sayılıyor” diyor.
Bizi Takip Edin