IMRA ‘Birlikte Yaşam’ İçin Yola Çıktı
IMRA Genel Başkanı Doç. Dr. Sare Aydın, “Mülteciler ve Sivil Toplum” çalıştayında, kardeş hukuku ve milletlerarası hukuğa uygun yaşama koşulları oluşturma konusunda çalışmalar yürütmek için yola çıktıklarını belirterek, STK’lara “Bu yolu sizlerle birlikte yürümek istiyoruz” çağrısında bulundu.
Yedi ay önce çalışmalarına başlayan ve geçtiğimiz ay resmi kuruluşu gerçekleştiren International Migration and Refugee Association, (IMRA) İstanbul Üniversitesi Göç ve Göçmen Politikaları işbirliğiyle “Mülteciler ve Sivil Toplum Çalıştayı” düzenledi. Çalıştaya mülteciler tarafından kurulmuş veya mülteciler alanında çalışan STK’lar’ın temsilcileri ve akademisyenler katıldı.
Açılışta konuşan aynı zamanda derneğin kurucu üyelerinden de olan İstanbul Üniversitesi Göç ve Göçmen Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, geçen sekiz yılda, Suriyeli mülteciler için barınma, sağlık, eğitim, istihdam gibi alanlarda önemli adımlar atıldığını, şimdi artık daha zor ve önemli bir aşamada olduğumuzu kaydetti.
Kaynaşma İçin Tampon Kurumların Gerekliliği
Yeni bir topluma katılan toplumların ev sahibi toplumla kaynaşması ve birlikte huzur ve barış içinde yaşayabilmesi için aracı kurumlara ihtiyaç olduğunu ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuda önemli görevler üstlendiğini belirten Adıgüzel, “Bu çalışmaların beş yıl önce başlaması gerekiyordu. Ama o zaman Suriyelilerin kalıcı olacağı pek öngörülmüyordu. Bu gün artık hem Suriyeliler hem de bizim toplumumuz kalıcılık konusunu kabullenmiş durumda. STK’lar bu süreçte öncelikli olarak temel hakların elde sağlanması için uğraştılar. Ancak bundan sonrası için barış içinde birlikte nasıl yaşayacağımızın koşullarını oluşturmak durumundayız” dedi. Entegrasyon, birlikte yaşama, uyum çalışmalarının daha zor çalışmalar olduğunun altını çizen Adıgüzel, dünyada yükselen yabancı karşıtlığının, ırkçılık gibi hastalıkların ülkemizde de görüldüğünü hatırlattı. İkinci zorluğun sivil toplum bilinci oluşturmak olduğunu da kaydeden Adıgüzel, IMRA’nın bu anlamda önemli bir işlevi olacağına vurgu yaptı.
Birlikte Yaşama Konusunda Sivil Toplumun Rolü Önemli
IMRA Genel Başkanı Doç. Dr. Sare Aydın da açılış konuşmasında derneğin kuruluş süreci ve amacı hakkında bilgi verdi. Göç konusunun önümüzdeki yüzyılda en önemli meseleler arasında olacağını belirten Yılmaz, Türkiye’de yaklaşık 6 milyon mülteci, sığınmacı, göçmen gibi farklı statüde göçle gelen farklı milletlerden insanlar olduğunu kaydetti. Birlikte yaşama konusunda sivil toplum kuruluşlarına önemli bir görev düştüğünü belirten Yılmaz, bu yolu mülteci alanında kurulan Suriyeli ve Türkiyeli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte yürümek istediklerini vurguladı. Çatışmadan uzak barış ve huzur içinde birlikte yaşamanın yollarını örmeye çalıştıklarını kaydeden Yılmaz, “Türkiye’de doğan 400 bin çocuk var. Burada yaşayan milyonlarca kadının güvenli bir şekilde yaşaması artık masamızda durması gereken bir konu. Bir arada kardeş hukukuna, milletler arası hukuğa uygun bir şekilde yaşamak ve dünyanın sürekli ürettiği nefret siyasetinden uzak durmak için bunu yapmamız gerekiyor. Biz IMRA olarak bunu masaya koyduk ve hedefimiz bu yolu sizlerle birlikte yürümek ve çalışmalar yapmak” diye konuştu.
Suriyeli STK’ların geniş bir katılım gösterdiği çalıştayın ilk oturumunda sivil toplum kuruluşlarının işlevi, dünya ve ülkemizdeki uygulamalarla ilgili sunumlar yapıldı. Prof. Dr Ömer Çaha, Prof. Dr Adem Eser ve Doç. Dr Yunus Kaya’nın yaptığı sunumların ardından ikinci oturumda Suriyeli STK’larla birlikte iş birliği konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. IMRA çalıştayla ilgili hazırlayacağı raporu önümüzdeki günlerde paylaşacağını da kaydetti.
IMRA Hakkında
Akademi, medya, mülteci alanından 26 kişinin öncülüğünde kurulan IMRA, eğitim başta olmak üzere saha çalışmaları, araştırma ve savunuculuk faaliyetleri yapmayı hedefliyor. Kuruluş amacını, Türkiye ve Dünya’da uluslararası göç dinamiklerini tespit etmek, kamuoyu ile politika yapıcıları bu konuda doğru bilgilendirmek, uluslararası göç yaşayan insanların haklarını her mecrada savunmak ve sosyo-ekonomik uyumlarına katkıda bulunmak olarak tanımlayan dernek, insan onuruna uygun olarak tüm insanların eşit hak ve fırsatlara sahip olması gerektiği inancıyla, uluslararası göç yaşamış her tür yasal statüdeki insanın ayrım yapmaksızın ihtiyaç ve sorunlarına yönelik çalışacağını kaydediyor.
Bizi Takip Edin