Kadınlar, Siyasetin Toplumun Taleplerine Cevap Vermediği Görüşünde
“Kadınların Gözünden Türkiye: Siyaset, Ekonomi ve Toplumsal Meseleler” isimli araştırmaya göre, farklı siyasi tercihlerden kadınlar; siyasetin toplumun ve vatandaşın taleplerine cevap vermediği konusunda ortaklaşırken, siyasetçilerin halkın taleplerini dikkate almaktan çok kendi çıkarlarını gözettiği algısına sahip…
Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları Derneği, (PODEM) Yaşama Dair Vakıf (YADA) işbirliği, Norveç Büyükelçiliği’nin desteğiyle yaptığı “Kadınların Gözünden Türkiye Siyaset, Ekonomi ve Toplumsal Meseleler” başlıklı araştırmanın bulgularını İstanbul’da düzenlediği toplantıyla paylaştı.
Renaissance İstanbul Oteli’nde düzenlenen toplantıda, araştırmaların bulguları paylaşılırken, katılımcıların raporla ilgili değerlendirmeleri de alındı. PODEM’in Toplumsal Algı Çalışmaları kapsamında yaptığı araştırmada, Türkiye çapında 2 bin 832 anket ve 84 derinlemesine görüşme gerçekleştirildi. Kasım 2018–Ocak 2019 Türkiye çapında 12 farklı ilde yürütülen araştırmada, kadınların siyasete dair algı ve deneyimleri odak alındı. Araştırmada, Türkiye genelinde farklı siyasi, ideolojik, bölgesel ve sosyo-ekonomik çevrelerden kadınların siyasete dair algı ve deneyimleri, onların gündelik hikayeleri üzerinden değerlendirilirken, makro ve mikro seviyede karar ve müzakere süreçlerine katılımları ve geleceğe dair beklentileriyle ilgili analizlere de yer veriliyor.
Kadınlar Siyasete Mesafeli
Araştırma sonuçlarına göre; farklı siyasi tercihlerden kadınlar, siyasetin toplumun ve vatandaşın taleplerine cevap vermediği yönünde ortaklaşırken, siyasetçilerin halkın taleplerini dikkate almaktan çok kendi çıkarlarını gözettiklerine dair geniş de bir algı var. Yine siyasi eğilimleri fark etmeksizin kadınlar çoğunluğu siyasetin vatandaşlara oy kaygısı çerçevesinden baktığını ve sadece seçim zamanlarında vatandaşla ilişkilerini güçlendirmeye çalıştıklarını düşünüyor. Kadınların siyasette yeterli seviyede ve aktif olamadıklarının vurgulandığı araştırmada, kadınların yerel yönetimleri, meclis siyasetlerinden daha olumlu, daha verimli buldukları belirtiliyor. Kadınlar, belediyelerin merkeze kıyasla şu anki konumlarından daha güçlü olmaları gerektiğini ancak güçsüz konumda olduklarını ve merkezi siyasi birimlerin etkisi altında kaldıklarını düşünüyor. Kadınların siyasetin gergin ortamından, huzursuzluğundan, yalan söylemlerden ötürü siyasete mesafelerini korudukları vurgulanan araştırmada, hemcinslerinin siyasette temsil edilmesini destekliyorlar, ama kendilerinin aday olmak istemediklerinin altı çiziliyor. Kadınların siyasete katılımı durumunda en çok gelişmenin eğitim, insan hakları ve aile alanlarında olacağı ifade ediliyor. Bu sorunları işsizlik, sağlık ve adalet takip ediyor.
Ekonomik Sıkıntı ve İşsizlik Kadınların Birincil Gündemi
Araştırmada kadınların, Türkiye’nin en büyük sorununu ekonomi ve işsizlik olarak gördükleri ve bu konuda kaygılı oldukları belirtiliyor. Ülkede ekonomik ve siyasi istikrarın temini, siyasi gidişatın nasıl ilerleyeceği, güvenlik ve savaş kaygısı, temel hak ve özgürlüklerin korunması gibi sorunların da ilk sıralarda zikredildiği vurgulanıyor. Kadınların çocuklarına yönelik kaygılarında; eğitim, işsizlikten hemen sonra gelirken, madde bağımlılığı da üst sıralarda yer alan kaygılardan. Kadınların çözüm önerileri arasında dışa bağımlılığın azaltılması ve yerel üretiminin artırılmasına (çiftçilerin desteklenmesine) yönelik politikalar, genç istihdamının teşviki; turizme yönelik yatırımlar, tüketim ürünlerinde fiyat denetiminin artırılması ve yolsuzlukla mücadele gibi alanlarda daha fazla politika üretimine ihtiyaç olduğunun altı çiziliyor.
Siyasi görüşü ve oy verdiği parti fark etmeksizin görüşmecilerin çoğunluğu adalet ve yargı sistemine dair kaygılı oldukları da belirtilen araştırmanın sonuçlarından bazıları şöyle:
Genel ülke siyasetinin gündemiyle kadınların gündelik hayat gündemleri arasında bir kopukluk öne çıkıyor. Kadınlar, sorunlarının çözümünde siyasetin etkin bir araç olacağını düşünmüyor.
Siyasetin kendilerini görmediği ve ilgilenmediği yönünde görüş hakim.
Kendilerine yakın gördükleri yerel yönetimlerde dahi merkez siyasetin etkisi ve merkezin gündemi önemli bir eleştiri noktası.
Kadınların siyaset alanını kendi gündelik hayatlarından ayrı konumlandırmalarında siyasetin gerilimli ortamı da etkili.
Özellikle meclis siyasetine tesir eden kaotik ortam ve gerilim, liderlerin söylemleri üzerinden yürüyen gerilimli gündemler, bir nevi şiddet ortamı kadınları siyasetten uzak tutuyor.
Yerel yönetimler, meclis siyasetinden daha yakın ve beklentiler yerel siyasette daha belirgin.
Kadınlar, özellikle de Suriyelilerle bir arada yaşama konusunda kadınlar da toplumun büyük bir kısmı gibi oldukça olumsuz bir noktada.
Kadınlar gündelik hayatla ve gündelik hayata yönelik yükleri ve işleriyle siyaset arasında bir ilişki kurmuyor. Kiminle evleneceklerini dahi kendileri seçmiyor, ev işlerinde de yükün önemli bir kısmını yükleniyorlar.
Ev, aile ilişkileri ve çocukla ilgili neredeyse tüm süreçlerin yönetimi, kararları ve verilen kararların yükü kadınların üzerinde.
Kadınlar kararlarda etkin oldukları alanları ev ve aileyle sınırlarken, kendilerine yönelik kararlarda eşleri, aileleri, yakın çevreleri belirleyici.
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.
Bizi Takip Edin