“Ailelerin Mücadelesi Başka Kadın ve Çocukların Öldürülmesinin Önüne Geçiyor”
Sosyal medyadan Ecem Balcı adına hastagler açarak duruşmalara çağrıda bulunan Gökhan Balcı mahkeme sürecinde bir tek Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan destek aldığını söylüyor. Davayı takip eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu da ailelerin bireysel adalet mücadelesinin, başka kadın ve çocukların öldürülmesinin önüne geçtiğini ifade ediyor.
Kocaeli’nin Gölcük İlçesi’nde 17 yaşındaki Ecem Balcı 5 Ocak 2018’de kayboldu. 43 gün sonra Gölcük’ün Ayvazpınar köyündeki ormanlık alanda yapılan kazıda cesedi bulunan Ecem Balcı’nın, annesinin erkek arkadaşı Süleyman Kara, tarafından öldürüldüğü ortaya çıkarken, Ecem Balcı’nın kayboluşundan 9 gün sonra annesi Esra Ercömert ise Kandıra’nın Kaltalkayası Mevkii’nde kayalıklardan denize atlayarak, yaşamına son vermişti. Ecem Balcı’nın babası Gökhan Balcı, Giresun’da şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Rabia Naz Vatan’ın babası Şaban Vatan gibi tek başına adalet arayışını sürdürüyor. Gökhan Balcı “Adalet yerini bulana kadar mücadele etmeye devam edeceğim” diyor.
5 yaşındayken annesiyle ayrıldıklarını ve 11 yaşına kadar Ecem’e kendisinin baktığını söyleyen Gökhan Balcı Ecem’in kayboluşunu şöyle anlatıyor: “11 yaşındayken annesi Ecem’i benden aldı. 16 yaşına geldiğinde Ecem’de göğüs kanseri çıktı. Ameliyat edildi. Yarısını almışlardı. Tekrar ameliyat oldu. Göğsünün tamamı alındı. Ağır gelmeye başladı. Estetik ameliyatı olmak istiyordu. Her şey yolunda gitmeye başlamıştı. Daha sonra annesi Süleyman Kara ile birlikte olmaya başlamış. Define işine girmişler. Ecem de bu define işlerinden haberdarmış. Süleyman Kara, 5 Ocak günü Ecem’e mesaj atıyor, ‘Defineyi bulduk. Oradan çıkan bir taç var onu sana vereceğim. Seni gelip alacağım’ demiş. Mesajdan sonra gelip Ecem’i alıyor. Sonrasında Ecem’den haber yok. 5 Ocak günü Ecem’in telefonundan annesine ‘Ben İzmir’e gidiyorum. Kafama estiği zaman gelirim’ mesajı geliyor. Annesi, Ecem’in Süleyman Kara ile gittiğinden haberi yok. Annesi bana Ecem’den gelen mesajı da söylemedi. 9 Ocak’ta annesi, eşimin telefonuna ‘Ecem 5 gündür kayıp, babasının dikkatine’ diye mesaj attı.”
“Süleyman Kara’yı Kendi Ellerimle Polise Teslim Ettim”
Ecem’in kayboluşunu öğrendikten sonra hemen polise başvurduğunu söyleyen Gökhan Balcı o süreci şöyle anlatıyor: “Annesi de gece 12 gibi Süleyman Kara ile birlikte karakola geldi. Kayıp başvurusunda bulunup gitti. Otobüs terminallerine gittim. Herhangi bir yerden bilet aldığı görünmüyordu. Kafelere, gençlerin gidebileceği her yere baktım. Sabaha kadar Gölcük’ü dolaştım. Ertesi Cumhuriyet Başsavcılığına gidip dilekçe verdim. Sonra Ecem’in erkek arkadaşını aradık. Ecem’in kayıp olduğunu ve bu konuda bilgisi olup olmadığını sorduk. Arkadaşı ‘Evet haberim var. Bana 5 gün önce ‘Süleyman amca gelip beni aldı’ diye mesaj attı bana daha sonra da ulaşamadım’ dedi. Süleyman’ın kim olduğunu Ecem’in erkek arkadaşından öğrendik. Sonra kardeşim ve birkaç arkadaşımla birlikte gidip Süleyman’ı bulduk. ‘Kızım nerede, elimde mesajlar var. Kızımın yerini söyle’ dedim. ‘Bilmiyorum’ dedi. Ona hiçbir şey yapmadan polise götürdük. Mesajları da polislere teslim ettim. İfadesini aldılar o arada savcı evinde arama izni çıkarttırdı. Polisler evini arayınca, müzeden çalınmış tarihi eserler, silah, uyuşturucu bulunca tutuklandı. Ecem’in yerini öğrenmek için götürdük karakola, tarihi eser kaçakçılığından tutuklandı.”
Failin Telefon Tayıtları Televizyon Kanalında Ortaya Çıktı
Ecem’in kayıp olduğu sürede birçok kayıp yakını gibi televizyon programına da çıktığını belirten Gökhan Balcı,“Soruşturma devam ederken Balçiçek İlter’in ve Müge Anlı’nın programından aradılar. Yayına çıkmayacaktım ancak polis ‘Bize faydası olur’ dedi. Öylece televizyon yayınına çıktım. Süleyman Kara’nın ailesi de katıldı programa ve Ecem’i kötülemeye başladı. Ancak Süleyman Kara’nın telefon kayıtları ortaya çıktı. Balçiçek İlter’in ekibi Ecem’in sim kartının Süleyman Kara’nın telefonuna takıldığını buldu. Bunlar gerçekleştiğinde Ecem kaybolalı 40 gün olmuştu. Bu kayıtların ortaya çıkmasının ardından Süleyman Kara’nın ailesi gözaltına alındı. Yapılan araştırmalarda Süleyman Kara, Ecem’in sim kartını kendi telefonuna takıyor. Önce Ecem’in ağzından annesine mesaj atıyor. Ardından yanlışlıkla Ecem’in hattından arkadaşını arıyor. Mobese görüntüleri ve sinyallerle de bu durum kanıtlanıyor” diyor.
Ecem’in cansız bedeninin kayboluşundan 43 gün sonra Süleyman Kara’nın itirafı üzerine bulunduğunu söyleyen Gökhan Balcı, “43 gün boyunca aradı polis Ecem’i. Süleyman Kara içeride itiraf edip, Ecem’i nereye gömdüğünü, başının hangi tarafta olduğunu tüm ayrıntıları anlatıyor. Diz derinliğinde bir çukura koymuş Ecem’i. Çıplaktı. Kıyafetlerini de çöpe attığını söylemiş. Cesedin çıkarıldığı yerde bir inceleme yapılmıştı. O raporda Ecem’in nasıl öldüğüne dair bir ifade bulunmuyordu. Oysa Ecem’i Süleyman Kara’nın gömdüğü yerden çıkarttıklarında görmüştüm. Boynunda morluklar vardı” ifadesini kullanıyor. Adli Tıp Raporu’nu henüz mahkemeye ulaşmadığını belirten Gökhan Balcı, cinsel saldırının olup olmadığının rapordan sonra anlaşılacağını söyledi.
Dava sürecinde sosyal medya platformunda kampanya yürüten Gökhan Balcı, “Bu süreçte sadece Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan destek alıyoruz. Mahkemeye de müdahil olmak istedi ama kabul edilmedi” diyor.
“Adalet Yerini Bulana Kadar Mücadele Edeceğim”
30 Nisan’da 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma 11 Temmuz’a ertelenirken Gökhan Balcı her duruşmada failin kendisi ve yakınları tarafından hakaretlere ve suçlamalara maruz kaldıklarını söyledi. Davadan beklediği sonucu almazsa AYM ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de başvuracaklarını belirten Balcı, “Bu dosyada herhangi bir boşluk ya da şüphe yok. Süleyman Kara’nın gereken cezayı alacağını düşünüyorum. Ancak almazsa bu davayı nereye taşımam gerekiyorsa oraya taşıyacağım. Adalet yerini bulana kadar mücadele etmeye devam edeceğim” diyor.
“Mücadele Sadece Sosyal Medya İle Olmaz”
Kadın Cinayetleri Platformu adına davayı takip eden Ayşen Ece Kavas ise hem Rabia Naz Vatan’ın babasının hem de Ecem Balcı’nın babasının verdiği bireysel adalet mücadelesinin başka ailelere de örnek olduğunu ifade ediyor. Ailelerin bireysel adalet mücadelesinde yargıyla karşı karşıya gelmeyi göze aldığını vurgulayan Kavas, “Ailelerin bu şekilde çocuklarına sahip çıkması ve adalet mücadelesi vermesi çok önemli. Bu mücadele aynı zamanda başka çocukların ve kadınların öldürülmesinin önüne geçen ve adaletin sağlanması açısından çok önemli bir durum” dedi.
Rabia Naz Vatan ve Ecem Balcı davalarında sosyal medyanın önemli bir etkisi olduğunu belirten Kavas sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak mücadele sadece sosyal medya ile olmaz. Sosyal medya medyanın görmediğini görünür ve duyulur hale getiriyor. Bu aynı zamanda toplumun öfkesinin de yansıması oluyor. Fakat bu yansıtılan öfke mücadeleye yansımalı. Rabia Naz için 45 ilde eylem yaptıktan kısa bir süre sonra dosyasında ilerleme oldu. Yani ne kadar çok insan mücadele ederse çözüme de o kadar yaklaşılıyor. Davalar takip edilebilir, eylemler düzeltilebilir, sosyal medyadan destek olabilirler. Ve bu davalarda adalet mücadelesi kamuoyunun gözü önünde verildiğinde adaletin sağlanması mümkün olabiliyor. “
Bizi Takip Edin