Açık Radyo’da Sur’dan sesler: ‘Yeter ki savaş dursun!’
07 Mart 2016
Açık Radyo’da yayınlanan Açık Gazete’de, geçtiğimiz hafta Haber Nöbeti için Diyarbakır’da bulunan bağımsız gazeteci Nevin Sungur’un Açık Radyo için derlediği söyleşilerden ve ses kayıtlarından oluşan kısa bir radyo belgeseli yer aldı. Sur’dan sesler, “Üç aydır dışarıdayız, yine razıyız biz, yeter ki savaş dursun” diyordu. Sokağa çıkma yasakları başlamadan önce 24 bin olan Sur ilçesinin nüfusu […]
Açık Radyo’da yayınlanan Açık Gazete’de, geçtiğimiz hafta Haber Nöbeti için Diyarbakır’da bulunan bağımsız gazeteci Nevin Sungur’un Açık Radyo için derlediği söyleşilerden ve ses kayıtlarından oluşan kısa bir radyo belgeseli yer aldı. Sur’dan sesler, “Üç aydır dışarıdayız, yine razıyız biz, yeter ki savaş dursun” diyordu.
- Sokağa çıkma yasakları başlamadan önce 24 bin olan Sur ilçesinin nüfusu bugün 2 bine düşmüş. Yüzlerce dükkan kapanmış, binlerce insan işsiz kalmış. Evlerin duvarlarında hâlâ yasak günlerinden kalma kurşun izleri göze çarpıyor. Bazı evler yakılmış, bazıları yıkılmış. Kapalı dükkanlarının önünde çaresizce oturan insanlar var.
- “Gidecek yerimiz yok, nereye gideceğiz? Ne yapalım kalıyoruz, güvenli olsa da olmasa da… Mecburen kalıyoruz, gidecek bir yerimiz yok. Zaten evimiz yandı…”
- Diyarbakır’da yaşanan sevinçleri, aşkları hasretleri ölümleri anlatan dengbejlik geleneği Kürt kültürünün en eski sözlü edebiyatı. Bir zamanlar bahçesinden kalabalıkların eksik olmadığı dengbej evi bugün sessiz, hüzünlü ve yaralı: “Olaylardan önce burası gerçekten insanların gelip görmek istediği bir yerdi, dengbejlerimizin sesi burayı inletiyordu.” (Turizm sorumlusu Mahmut Şimşek yasak döneminde dengbej evinin de hasar gördüğünü anlatıyor.)
- “Bundan 20 gün önce bir sabah geldiğimizde bu kapıların kırılmış olduğunu gördük, bu bizim mahzenimizdir. Diyarbakır’ın o tarihi evlerinde mahzen bölümü yakıldı, kapılar pencereler kırılarak içeri girildi, bu sizin gördüğünüz temizlenmiş hali.”
- Patlama sesleri kesilmeden devam ediyor. Sürekli bombalanan bu mahallelerde aralarında çoluk çocuk, yaşlı ve yaralıların da bulunduğu yaklaşık 200 sivilin bodrum katlarında mahsur kaldığı söyleniyor. Valilikçe yapılan açıklamaya göre sivillerin tahliyesi için yaşam koridoru oluşturma ihtimali var. Ancak henüz bir sonuç alınabilmiş değil. İçerde mahsur kalanların aileleri, komşuları çaresizce beklemeye devam ediyor. “Her gün o tankların topların seslerini dinliyoruz, biliyoruz ki o tanklar o toplar patladığında mutlaka birileri yaralanıyor, ölüyor. Çoluk var çocuk var, hala sivil insanlar var orada, bu da ayrı bir acı veriyor bize. Biz burada eskiden şenlik yapıyorken, biraz neşeleniyorken, bugün gelip derin derin oturup top seslerini dinliyoruz.”
- Soru: “Bu saatten sonra barış olacak mı? Olur mu?”
“İnşallah olsun diyoruz, olsun diyoruz, biz barıştan yanayız, olmasını istiyoruz, ama bu şekilde barış kesinlikle olmaz.”
“Hepimiz öyle istiyoruz, kimse ölmesin, analar ağlamasın, bu gençler ölmesin kimse ölmesin. Biz barış istiyoruz, biz savaş istemiyoruz, bak evden çıkmışız dışardayız yine de bu savaş bitsin, biz dışarda kalak, hiçbir şey olmaz, insan yıllarca dışardadır bir şey olmaz, üç aydır dışardayız, yine razıyız biz yeter ki savaş dursun…”
- Bütün barış çağrıları, çabaları sonuçsuz, cevapsız kalıyor. Diyarbakır herkesin gözü önünde adım adım savaşa sürükleniyor.
Bizi Takip Edin