Nazanin Zaghari-Ratcliffe Geçici Olarak Serbest Bırakıldı
Hem İran hem de Birleşik Krallık vatandaşı olan ve on senedir Londra’da yaşayan Thomson Reuters Vakfı’nın hayır kolunda proje müdürü 38 yaşındaki Nazanin Zaghari-Ratcliffe, Nisan 2016’da gerçekleştirdiği aile ziyaretinden sonra eve dönüş yolunda tutuklanmasının ardından ilk kez geçici olarak serbest bırakıldı.
Zaghari-Ratcliffe 2007’den beri hayatını Londra’da şekillendirmiş ve ilk önce 2009 yılının Şubat ayından 2010’un Ekim ayına kadar BBC için çalışmış, ardından da Thomson Reuters’ta proje müdürlüğü görevine başlamış. Bu süreçler içerisinde İran’daki ailesini düzenli olarak ziyaret eden Zaghari-Ratcliffe, 2016 yılının Nisan ayında o zaman 22 aylık olan kızı Gabriella ile yine bir aile ziyaretinin ardından eve dönmek için havaalanında uçağına binmek üzereyken tutuklanıp İran İslami Cumhuriyeti’ni “yavaşça devirmeyi” planladığı gerekçesiyle beş yıl cezaya çarptırılmıştı. Tahran’da bulunan Evin Hapishanesi’nde tutulan Zaghari-Ratcliffe’in o günden beri 22 aylık küçük kızını ve Birleşik Krallık’ta kalan eşi Richard Ratcliffe’i görmesine izin verilmiyordu. Tutukluluğu süresince İran’dan çıkmasına izin verilmeyen Birleşik Krallık vatandaşı Gabriella Ratcliffe’e ise Zaghari-Ratcliffe’in İranlı ailesi bakmaktaydı.
Zaghari-Ratcliffe tutukluluğunun başlamasından bu yana özellikle kızını görebilmek amacıyla geçici olarak serbest bırakılabilmesi için izin başvurusunda bulunuyordu ve şimdiye kadar hepsi reddedilmişti, bu sebeple de otorilerin bu hafta içinde üç günlük izin vermeleri herkesi oldukça şaşırtan bir gelişme oldu. 26 Ağustos’ta sonlanması beklenen iznin uzatılması için Zaghari-Ratcliffe’in avukatları başvuruda bulundu.
Zaghari-Ratcliffe ile telefonda konuşan eşi Richard Ratcliffe ise Observer’a yaptığı açıklamada ikisinin de oldukça iyi ve mutlu olduklarını söyleyerek sözlerine şunları ekliyor: “Özgürlüğü tatmak ona moral vermiş olmalı ve geri dönmek de onun için çok zor olacaktır. Verilen son birkaç gün çok yıkıcı olacaktır. Umut edelim ki verilen izin uzatılabilsin.”
Zaghari-Ratcliffe’in izin haberini aldıktan sonra on dakika içerisinde hazırlanıp hücresinden çıkması istenmiş, çıkışını ailesine hapishanenin kapısının önündeki bir yabancıdan ödünç aldığı telefon ile haber veren Zaghari-Ratcliffe şimdi ise tutukluluğa geri dönme konusunda gergin. İran’a girmemesi tavsiye edilen eşi Richard Ratcliffe yaptığı açıklamaya şunları da ekliyor: “Gabriella annesine ‘Anne ne zaman hapse geri döneceksin?’ diye sorduğunda, Nazanin biraz gergin ve endişeli hissediyor. Dün Nazanin Gabriella’yı yıkamış, oldukça memnundu. Gabriella da bundan çokça keyif almış, sonra saçlarını kurulayıp taramışlar. Gabriella’nın kendine ait fikirlerinin oluşmaya başladığına şahit olmak Nazanin için şaşırtıcı olmuş. Artık kendi ekmeğini falan yapabiliyormuş. Elbette iki yıl evvel bunların hiçbirini yapması mümkün değildi. Bu sabah Nazanin Gabriella’yı yuvaya götürmüş. Gabriella annesinin öğretmenini ve yuvasını görmesini istemiş. Onun için oldukça duygusal bir durum. Annesini arkadaşlarına gösterip ‘Bakın bu benim annem, hapisten çıktı.’ diyormuş.” Konuşmalarında değindikleri bir diğer konu ise Zaghari-Ratcliffe hakkında tüm gazetelerin ön sayfalarında çıkan destek içerikli haberler, bunca insanın desteğini arkasında hissetmek onu oldukça etkilemiş. Birleşik Krallık’ta bulunan İran büyükelçisinin kendisiyle ilgili tweetini de okuyan Zaghari-Ratcliffe oldukça sevinmiş, Dış İşleri Bakanı Jeremy Hunt ise tweetinde Zaghari-Ratcliffe’in tutuklanmasını “büyük adaletsizlik” olarak değerlendiriyor.
Uzun uğraşlardan sonra kazanılan izin kararının çıkmasındaki en büyük etkenlerden biri de Richard Ratcliffe’in eşi için iki senedir yürüttüğü destek kampanyası. Bu hafta sonu Edinburgh Fringe Festivali’nde Zaghari-Ratcliffe’ten esinlenilerek Emi Howell tarafından yazılan Nazanin’in Hikayesi adlı bir oyuna katılan Richard Ratcliffe, “Dün oyunu izlemek tamamen farklı bir deneyimdi. Üzücü bir hikaye ama kesinlikle mutlu bir sonla izlenmesi çok daha kolay bir hikaye. Henüz tamamen mutlu bir sona erişemedik fakat kesinlikle bu oyunu son izleyişimdekinden çok daha mutlu bir sona sahibiz şimdi.” diyor.
Geçtiğimiz Mayıs ayında Richard Ratcliffe yaptığı açıklamada umutlu olmak için çok sebep olduğunu ve yürüttüğü destek kampanyasının meyvelerini vermeye başladığını belirtmişti, dediği gibi de oldu. Ratcliffe ayrıca tutukluluğun sebebiyle ilgili olarak da Zaghari-Ratcliffe ile konuştuklarını ve kendisine bir yargıcın hapishanede bulunma sebebinin 1979’da gerçekleşen devrime kadar giden ve iptal edilmiş bir silah anlaşması üzerinden sürdürülen ülkeler arasındaki uzun süreli anlaşmazlık olduğu söylenmiş. İranlı otoriteler tutuklamanın 450 milyon poundluk borçla olan bağını reddetse de Ratcliffe sözlerini şu şekilde sürdüyor: “Nazanin yaptığı bir şeyden dolayı içerde tutulmuyor, hükümetin yapmadığı bir şeyden dolayı içerde.” İran’ın devrim öncesi hükümeti 1979 yılında Birleşmiş Krallık’tan 1750 tank sipariş etmiş, ki bunların çoğu devrim yapıldıktan sonra İran’a iletilmemiş. Birleşik Krallık yetkilileri ise borcu üstlendiklerini daha önce açıklamalarına rağmen borcun ülkeler arasındaki huzur bozulmadan nasıl iade edileceği henüz bilinmiyor.
Fakat tutuklamanın sebebi olarak gösterilen bir diğer gelişme ise 2012’den beri İran’da ofisi bulunmayan Reuters. Zaghari-Ratcliffe, Thomson Reuters’da bir medya eğitim programı yürütüyordu ve bazı yasal hizmetlerde görev alıyordu. Hem Reuters hem de Zaghari-Ratcliffe işinin İran ile hiçbir bağlantısı olmadığını yineliyor. İranlı otoritelerin Reuters’a olan tepkisinin sebebi ise 2012 yılında yapılan bir hata. Sonradan düzeltilse de İran Kültür ve İslami Rehberlik Bakanlığı, Reuters’ta görevli olan 11 çalışanın basın kartlarını teslim etmelerini talep ettikleri olay şu şekilde gelişmiş: Reuters hazırladığı bir haberin başlığını ilk önce “İran’da Suikastçi Olarak Binlerce Kadın Ninja Yetiştiriliyor” iken hatanın fark edilmesi ile haber başlığı “İran’da Üç Bin Kadın Ninja Yetiştiriliyor” olarak düzeltiliyor. Tutuklamanın sebebi olarak Zaghari-Ratcliffe’in İran İslami Cumhuriyeti’ni “yavaşça devirmeyi” planladığının öne sürülüp detay verilmemesi dikkatleri İran’ın Birleşik Krallık ve Reuters ile ilişkilerine çekiyor. Fakat bir diğer akla gelen konu ise İran’ın özellikle 2015 yılından bu yana özellikle hem Birleşik Krallık hem de İran vatandaşlığı bulunan 30’u aşkın kişiyi ülkeyi ziyaretleri sırasında dönüş yolunda gözaltına almış olması. Geçtiğimiz Mayıs ayında çifte vatandaş olan ve British Council’de çalışan, on seneyi aşkın süredir Londra’da yaşamını sürdüren ve orada felsefe dalında yüksek lisans çalışmalarını sürdüren Aras Amiri de hasta olan büyükannesini ziyaretinden sonra “düşmanlarla iş birliği yapma” gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. Yine aynı şekilde geçtiğimiz Nisan ayında Londra’daki Imperial College’da bilgisayar mühendisliği ve matematik profesörü olan çifte vatandaş Abbas Edalat tutuklanmıştı. Tahran’da 2015 yılından bu yana özellikle Birleşik Krallık’ta kendilerini yetiştiren ve çifte vatandaşlığı bulunan analistlerin, yazarların tutuklanıyor olması akıllara 2015 yılında İran’ın nükleer kullanımıyla ilgili olarak ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Rusya, Çin ve Almanya ile yaptığı anlaşmayı getiriyor. Temmuz 2015’te yapılan uzun süreli anlaşmaya göre İran nükleer bomba geliştirmek için herhangi bir araştırma yapılmayacağına ve yapılan aktivitelerin durdurulacağına dair söz vermişti. Bu olaydan sonra 2011 yılında protestocular tarafından saldırıdan beri İran’da büyükelçiliği bulunmayan Birleşik Krallık ve İran arasındaki buzlar çözülmeye başlamış ve elçiliğin yeniden açılması için 2015 yılında görüşmelere başlanmıştı.
Tutuklamaların daha ne kadar süre devam ettirileceği ve hangi gerekçeyle yapıldığı henüz bilinmiyor. Ancak Zaghari-Ratcliffe kızı Gabriella ile biraz daha vakit geçirebilmek için 24 Ağustos’ta izninin uzatılmasına ilişkin yaptığı başvurunun onaylanması ona kızıyla birlikte birkaç hafta daha kazandırabilir. Devletler arasındaki tüm bu anlaşmazlıkların sonuçlarına katlanması gereken kişi olarak hem annesinden hem de babasından ayrı olarak büyümek zorunda bırakılan dört yaşındaki Gabriella’nın seçilmiş olması kulağa inanılmaz gelse de, aslında dünya üzerinde maalesef ki hiçbir fark gözetmeksizin en sık karşılaşan manzaralardan birisi olmaya devam ediyor.
Kaynaklar: The Guardian, Reuters, Guardian, Guardian, Guardian, Telegraph, BBC, BBC, Guardian,
Bizi Takip Edin