300 Vekil Olana Kadar Mücadeleye Devam
Haziran seçimlerinin sona ermesiyle meclise giren kadın vekil sayısı kesin olmayan sonuçlara göre 104. bu da oransal olarak meclisin 6'da 1’ine tekabül ediyor.
Eşitlikçi bir temsiliyet anlayışından uzak hem niceliksel hem de niteliksel olarak erkek ezici çoğunluğun olduğu TBMM kapılarını yeni dönem için açmaya hazırlanıyor. Siyasi partilerin kadınları seçilme ihtimali düşük yerlerden aday gösterdiği seçilen kadınların birçoğuna da sembolik yer verildiği görülmüştür. Bu sonuçların kadınların büyük bir kısmının ve kadın örgütleri tarafından yeterli bulunmadığı kendileri tarafından defaeten deklare edilmiştir. Hem kadın vekillerin durumunu hem de kadın örgütlerinin meclisten beklenti ve tutumlarını öğrenmek üzere Kadın Adayları Destekleme Derneği’nden (KADER) Nuray Karaoğlu ve Demir Leblebi Derneğinden Sevna Somuncuoğlu ile konuştuk.
1-24 Haziran seçimleri tamamlandı. YSK’nin kesin sonuçları 5 Temmuz’da açıklaması bekleniyor. Meclis’te artık 600 milletvekili var. Milletvekillerinin 497’si erkek, 104’ü kadın. Kadın adayların neden listelerde seçilecek yerlerden yer bulamıyor? Meclis’e giren kadın sayısı neden bu kadar düşük? Bu durum kadın seçmenleri nasıl etkiliyor?
Sevna Somuncuoğlu: Siyaset yapan bir kadın olmak dünyanın her yerinde zor ama bizim gibi bir seçim sistemi ve siyasi parti yasası olan ülkelerde daha da zor. Hem seçim sisteminin çok sesliliği engellemek üzerine oluşturduğu barajlar hem de parti içi hiyerarşi kadınlar için siyaset yapmanın önündeki somut engeller. Ancak sanırım somut olmayan engelleri aşmak daha da güç. Tabi bu aşamada karşımıza ataerki her yerde olduğu gibi çıkmaktadır. Dolayısıyla listeler hazırlanırken karar verenler arasında ne kadar kadın var? Partilerin üst yönetiminde ne kadar kadın var? Bu sorulara vereceğimiz cevap farklılaştığında listelerde farklılaşma gözleyebileceğimize inanıyorum.
Temsiliyetin düşük olduğu yerlerde sesiniz de o kadar duyulur. Meclisteki vekil kadınların sayısından çok ne kadar kadın dayanışmasına inandıkları yani ne kadar kadın olduklarına da bakmak gerekir. Kadın meselesini dert edinen vekil kadınların sayısı parlamentodaki vekil kadın sayısı ile aynı değil. Yani biz seçmen kadınlar olarak bir avuç vekil kadına önce kadın meselesinin önemini anlatmak, sonra onları partiler üstü dayanışmaya davet etmek ve sonrasında sesimizi güçlü duyurmak gibi uzun ve meşakkatli bir yolu takip etmek zorundayız. Yani hep yaptığımız gibi.
Nuray Karaoğlu: Sistem erkek egemen bir yapı dolayısıyla kadınlar dışarda kalıyor. Siyasetin kuralları ve siyaset yapma biçimi erkek egemen yapı içinde belirlenmiştir. Aday belirleme yöntemleri kadınların ulaşabileceği şekilde olmuyor ve karar verenler arasında kadın sayısı çok az veya hiç yok. Kısaca erkekler karar alıyor ve erkekler adaylaşıyor. Erkekler adayların kimler olacağına karar veriyor. Bu dönem milletvekili sayısı 600’e yükselmesine rağmen kadın oranında artış olmadı. Kesin sonuçlar YSK tarafından 5 Temmuz’da belirlense de 104 kadının meclise girdiği gözüküyor. Diğer yönden bu dönemde daha önce hiç kadın seçilemeyen illerden kadınların seçildiğini görüyoruz.
- Meclis’in Ekim ayında çalışmalara başlaması bekleniyor. Eski Meclis’e baktığımızda kadın ve erkek vekiller arasında soru önergeleri ve verdikleri teklifler arasında nasıl farklar oluştu? Bu bağlamda kadın vekiller kadın kimliğini Meclis’te nasıl var edebilir?
Sevna Somuncuoğlu: Meclis içyapısından yani iç tüzükten bağımsız düşünemeyiz eski meclisin yapısını. Soru önergeleri aslında iktidarı denetlemenin bir yöntemi. Ancak işleyişe baktığınızda soru önergesine konu ettiğiniz meselenin meclis tutanaklarına geçmesinden fazla bir işlevi olmuyor. Çünkü iç tüzük yürütmeyi denetleme yetkisi konusunda yeterli dengeyi oluşturamamıştı. Vekiller arasında kadın olanların verdikleri soru önergeleri ve yasa teklifleri muhalefet ya da iktidar vekili olmaları ile çok farklılaşıyor. Parti disiplini eğer yürütme organında söz sahibi iseniz zaten soru sormanıza da izin vermiyor. Muhalefet partisi mensubu vekil kadınların sordukları sorular ve teklifleri elbette son yıllarda kadın kazanımlarını elimizde tutabilmek için gösterilen çabalar.
Yeni sistemle birlikte meclisin yapısı uyum yasaları ile tam olarak nasıl işleyecek şimdiden bilemiyoruz. Yapılan bir kaç değişiklik ile yürütme kendini yasamadan epey bağımsızlaştırdı bu beraberinde denetimsizliği de getirecek. Güçlü bir meclis hayal gibi duruyor. Yasa yapma yetkisi artık sadece vekillerde. Bürokratlar yani yürütme için çalışan devlet memurları artık yasa önerisi hazırlamayacak. Bu işletilebilse meclis denge görevi görebilir ama yapılan değişiklikle cumhurbaşkanlığı kararnamesi tanımlaması yine karşımıza KHK diye bildiğimiz ve bir anlamda yürütmeye yasa yapma yetkisi veren bir düzenleme.
Vekil kadınların bütün bu düzenlemeler karşısında ellerinde tek bir şey kalıyor. Kadın dayanışması. Bu bir hayal gibi görünebilir. Siyaset üstü bir kadın grubu neden oluşturulamasın. Bu yönde çalışmalar yapılan ve başarı elde edilen birçok parlamento var dünyada. Tabi bunu başarmak şu an parlamentoda görev alan kadınların ne kadar kadın oldukları ile orantılı. Erkek siyaset içinde kadınlığının farkında olarak siyaset yapmayı sürdürebilen kadınlar bu konuda umudumuzu yeşertebilir.
Nuray Karaoğlu: Kadın milletvekillerinin soru önergelerinde şiddet, taciz, tecavüz, hapishanedeki kadınlar ve çocuklar ve kadınların eğitim & sağlık olanaklarına kavuşmasının ağırlıklı olduğunu gözlemliyoruz. Buna rağmen, erkek vekillerin savunma, güvenlik, ekonomi, tarım, sanayi ve bilişim alanında soru önergeleri verdiklerinizi görüyoruz. Aslında bu durum ataerkil zihniyetin milletvekillerinin soru önergelerine yansımasının somut bir göstergesidir.
- Parlamenter sistem sonlandı. Yeni hükümet sistemi için çalışmalar başladı. Bu sistem Meclis’teki kadın vekilleri nasıl etkileyecek? Kadın vekillerin yeni sistem konusundaki en öncelikli çalışmaları ne olacak?
Sevna Somuncuoğlu: Az önceki soruda bu soruya cevap verdim sanırım.
Nuray Karaoğlu: Öncelikle yeni olan başkanlık sisteminin ne getireceğini hep birlikte göreceğiz. Bizim açımızdan önemli olan parti farkı gözetmeksizin kadın milletvekillerinin kadın sorunları vb. konularda ortaklaşa karar alma olanaklarını yaratabilmeleri. En azından bir araya gelip tartışabilmeleri, kadın konusunda ortak kararlara imza atabilmeleri. Sonuçta sistemin değişmesi sistemin gücünü oluşturan erkeklerin değişmesi anlamına gelmiyor. Kadın erkek eşitliği konusunda oluşacak zihniyet değişimine ihtiyaç var.
- Meclise oransal olarak en çok kadın vekil gönderen parti HDP oldu. HDP ve diğer siyasi partileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Nuray Karaoğlu: HDP cinsiyet eşitliği ve kadın politikaları konusunda oldukça yol kat etmiş bir siyasi partidir. Kendi tüzüğü ve programında eşitlik konusunu öne çıkaran ve pratikte de bunu gösteren bir siyasi parti. Eş başkanlık sistemini kurması önemli. Kadın örgütlenmeleri güçlü. Parti içinde güç ve yetkinin paylaşılması onu diğer partilerden farklı kılıyor.
Sevna Somuncuoğlu: HDP seçim bildirgelerinde başından beri kadın meselesine değinen, sorunun temeline ilişkin çözümler öneren, eşitliği sağlayacak politikalardan ve programlardan söz eden tek parti. Vekil kadın oranı da en yüksek olan parti- gerçi oran hala %50 değil ama. Üstelik şimdiye kadar meclise gönderdiği vekil kadınlar kadın meselesini önceleyen ve bu yolda çalışmalarını yönlendiren kadınlar oldu. Bu dönemde beklentim mecliste oluşturulacak partiler üstü bir kadın grubu çalışması yapmaları. Bunun için bazı temel noktalarda ve kadın olmak paydasında ittifaklar geliştirebilir diye düşünüyorum. Bu umuda ihtiyacımız var. Yoksa her gün kendini kanaat önderi sayan bir aklı kıt kadın düşmanı demeçler verip ortalıkla rahat rahat gezmeye devam edecek hatta cezasızlık politikaları nedeniyle daha da cesaretlenecekler.
Diğer partilerdeki vekillere baktığımızda CHP içindeki kadın politikasından birkaç primitif öneri dışında parti olarak pek bir şey duymadık. Ancak kadın olduğunun bilinci ile politika yapan kadınlar CHP içinde de var. Ancak bu soy kadınlara yani parti içinde başka kadınların da yolunu açacak kadınlara CHP iki dönemden fazla şans tanımıyor. Birçok örnek sayılabilir. Bu yolla parti içi kadın dayanışması da gelişmiyor ve hatta rekabeti körüklüyor.
AKP ise tam bir biat partisi ve kadın vekillerin bağımsız düşüncelerini ortaya koymalarına izin veren bir yapıları yok. Ancak meseleyi kadın olmak ortak paydasından geliştirerek birlikte çalışılabilecek bireylere ulaşılsın diliyorum.
MHP ise bizi daima şaşırtan parti olmaya devam edecek. İyi partinin ayrışması ile şimdi MHP içinde birçok genç kadın yeni görev almaya başladı. Belki en erkek partimizde de bir değişim başlar. Yani öyle olsun istiyorum.
5- Türkiye’deki 137 kadın sığınma evinde kalan ve şiddetten kaçan yaklaşık 12 bin kadın 24 Haziran seçimlerinde güvenlikleri sağlanamadığı gerekçesi ile oy kullanamadı. Seçimlerden önce bu sürece ilişkin bir çalışmanız oldu mu ya da bu konudaki tutumunuz nedir?
Nuray Karaoğlu: Biz KA.DER olarak kadınların siyasete katılımını, aynı zamanda hakların kullanımını; karar alma süreçleri, oy verme, oy’una sahip çıkma ile seçme ve seçilme olmak üzere bir bütün içinde değerlendiriyoruz. Oy kullanmanın çok önemli bir hak olduğu bilinciyle oy kullanamayan kadınların oy kullanmasına yönelik farkındalık çalışmalarımız her şekilde sürüyor (Kadınlara yönelik aktif yurttaşlık eğitimleri). Daha önce de bu konuda taleplerimiz oldu. Bu durumda kalan kadınların oy kullanamaması ayrıca çok büyük haksızlık. Kadınların Her koşulda ve kendi özgür iradeleriyle oy kullanmaları oldukça önemli.
Sevna Somuncuoğlu: 12 bin kadının oy kullanamaması üstelik devletin güvenlik sağlayamayacağı gerekçesiyle saçmalık ötesi bir durum. Üstelik sadece sosyal medyada ses getiren ve bu mecrada eylem yapılan bir durum oldu. Demir Leblebi olarak itirazımızı diğer kadın örgütleriyle birlikte duyurmaya çalıştık. Aslında bu durum bile daha fazla eylemek zorunda olduğumuzu bize tekrar tekrar gösteriyor.
Dayanışmayı arttırmak, daha çok yan yana gelmek ve kadınların birbirleri ile temasını arttırıp birbirimizi dinlemek yolunda çalışmalıyız.
Bizi Takip Edin