KA.DER: Demokrasi herkes içindir!

Geçen günlerde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Hollanda’da aracının durdurulması üzerine KA.DER (Kadın Adayları Destekleme Derneği) bir basın bülteni yayınladı. Basın bülteni şu şekilde; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın;   –          aracının Hollanda girişinde durdurulması, –          ülkeye girişine izin […]

Geçen günlerde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Hollanda’da aracının durdurulması üzerine KA.DER (Kadın Adayları Destekleme Derneği) bir basın bülteni yayınladı.

Basın bülteni şu şekilde;

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın;

 

–          aracının Hollanda girişinde durdurulması,

–          ülkeye girişine izin verilmemesi,

–          polisin uyguladığı şiddet dili,

–          antidemokratik ve insan haklarına aykırı bir biçimde “İstenmeyen Kişi” ilan edilmesi ve

–          güvenlik güçleri eşliğinde “özgür iradesi” dışında, tehdit edilerek sınır dışı edilmesini kınıyoruz.

 

Gerekçe olarak ‘kamu düzeni’ ve ‘güvenliği’ gösteren Hollanda Başbakanı, bu tutumla sadece Bakan Kaya’ya değil, Türkiye halkını da yok saymıştır. Bir ülkenin “seçilmiş” politikacısının ülkeye alınmayıp, bir yandan da sosyal medya ve güvenlik güçleri ile şiddet uygulanması, insan hakları, kadının insan hakları ve demokrasi adına büyük bir ayıptır, kabul edilemez.

Bakan Kaya, Hollanda’nın “istenmeyen kişi” kararı nedeniyle Schengen anlaşmasına dahil diğer Avrupa Birliği ülkelerine de giremeyecektir. Yeniden Hollanda’ya gelmesi halinde 6 ay hapis cezasına çarptırılacak ve yeniden sınır dışı edilecektir.

Yaşam, inanç, ifade, hareket ve eğilim özgürlüklerinin merkezi olan Hollanda’nın bu tutumu, kendi değerlerini ve demokrasisini inkar etmektir.

Hollanda’dan bu anti-demokratik kararı geri çekmesini ve ortaya çıkan diplomatik krizi uzlaşma ile çözmek için gereken adımları atmasını, hükümetin ve muhalefetin de barış dilini kullanarak tüm dünyaya örnek olmasını bekliyoruz.

Kitleleri kin, nefret ve düşmanlığa iten söylemlerden bir an önce vazgeçilmesini istiyoruz. Tüm dünyayı etkisi altına bu korku bulutunun dağılmasının, demokrasi, özgürlük ve barış için son derece önemli olduğuna inanıyoruz. Nefrete nefretle, düşmanlığa düşmanlıkla cevap vermek ne ülkemiz ne de dünya siyasetçilerine yakışan bir tutum değildir.

Referandum sürecinde, tüm siyasilerin Resmi Gazete’de 22 Mart 2008’de yayınlanan “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un yurt dışında propaganda yapılmasını yasaklayan 10. maddesine dikkatini çekiyoruz. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) da 15 Şubat 2017 tarihli 109 No’lu kararında bu yasaya dayanarak, yurt dışında (ve gümrük kapılarında), açık ve kapalı alanlarda, yazılı ve görüntülü her türlü propagandayı yasaklamıştır.

Bu hassas süreçte, tüm siyasi partilerin öncelikle kendi ülkelerindeki yasalara uyması gerektiğini hatırlatmak isteriz.

Demokrasi “herkes” içindir, “herkes” için talep edilmelidir

Kadın Adayları Destekleme Derneği