40 Tilki İnisiyatifi ‘Flört Şiddeti’ İçin Harekete Geçti
“Flört şiddetini engellemediğimizde, yaşanan ilişkilerin evliliğe dönüşmesiyle daha aşina olduğumuz bir sorun olan aile içi şiddetin katlanarak büyüyeceğini düşünüyoruz” İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Projeler ve STK Yönetimi yüksek lisans programında tanışan altı kadının ‘flört şiddeti’ kavramını gündeme getirmek, bu konudaki deneyimleri paylaşmak amacıyla kurduğu ’40tilki Kadın İnisiyatifi’ ile çalışmalarını konuştuk. Bir araya gelmenize yüksek lisans […]
“Flört şiddetini engellemediğimizde, yaşanan ilişkilerin evliliğe dönüşmesiyle daha aşina olduğumuz bir sorun olan aile içi şiddetin katlanarak büyüyeceğini düşünüyoruz”
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Projeler ve STK Yönetimi yüksek lisans programında tanışan altı kadının ‘flört şiddeti’ kavramını gündeme getirmek, bu konudaki deneyimleri paylaşmak amacıyla kurduğu ’40tilki Kadın İnisiyatifi’ ile çalışmalarını konuştuk.
Bir araya gelmenize yüksek lisans vesile olmuş, 40tilki’nin ortaya çıkışının motivasyonu neydi peki?
Birbirimizle tanışmamız yüksek lisans programı vesilesi ile oldu. Hepimiz sivil toplum alanı ile ilgiliydik ve bu alanda kendimizi geliştirmek istiyorduk. Ek olarak toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri konusuna da duyarlıydık. Bu ortak özellikler bizi bir araya getirdi aslında. Daha sonra hangi konu üzerine çalışabiliriz ve neler yapabiliriz şeklinde yaptığımız uzun süren sohbetler sonucunda da 40tilki Kadın İnisiyatifi ortaya çıktı.
İlginç bir isim seçmişsiniz, niye 40 tilki?
Kendimize isim arayışında olduğumuz süreçte internetteki sözlüklerin birinde kafada 40 tilki dolaşmasının, dilimizin ‘multitasking’ sözü olduğuna dair bir yoruma denk geldik aynı anda birçok işi yapabilme becerisi anlamında kullanılan ‘multitasking’i kadınlarla çok özdeşleştirdik. Başka bir sitede ise “kafada 40 tilkinin dolaşması” deyiminin insanların kafasındaki art niyetli, sinsi düşünceleri yansıttığını ve bu konuda da kadınların daha başarılı olduğu gibi bir açıklama gördük. Kadınların “hinlik peşinde dolaşma” konusunda daha yetkin olduğunu söyleyen bu açıklama aslında kadınlar üzerine üretilen cinsiyetçi ve ataerkil söylemi yansıtan küçük bir örnek gibi geldi bize. Her ne kadar flört şiddeti gibi spesifik bir konu üzerine çalışsak da büyük resme baktığımızda yapmak istediğimiz şey; üretilen bu söylemin bir parça da olsa değişmesini sağlamak. Bir yandan da odaklandığımız konuyu olabildiğince daraltmış bile olsak, flört şiddeti ile ilgili 40 tane farklı alt konu bulabiliriz. Buradan yola çıkarak metaforik olarak 40tilki ismini kendimize uygun bulduk.
Flört şiddetiyle ilgili çalışma fikri nasıl gelişti?
Flört şiddeti üzerine çalışmamızın en önemli nedeni, bu konunun Türkiye’de bilinen ve konuşulan bir konu olmaması. Maalesef Türkiye’de flört şiddeti ile ilgili yapılan çalışmalar da çok sınırlı sayıda. Ancak baktığımızda flört şiddeti toplumda özellikle gençler arasında oldukça yaygın olan bir sorun. Bu nedenle çok konuşulmayan ve üzerinde çok çalışılmamış bir kavram olan flört şiddeti kavramını yaygınlaştırmak ve bu konuda farkındalığı artırmak istedik. Flört şiddetine maruz kalan kişilerle yaptığımız röportajlarda da görüyoruz ki flört ilişkilerinde tahmin edemeyeceğimiz boyutlarda yaşanan bir şiddet var. Flört şiddetini engellemediğimizde, yaşanan ilişkilerin evliliğe dönüşmesiyle daha aşina olduğumuz bir sorun olan aile içi şiddetin katlanarak büyüyeceğini düşünüyoruz.
“Flört şiddetinin fiziksel, cinsel olduğu kadar duygusal, sosyal ve dijital gibi farklı türleri de var ve erkekler özellikle duygusal ve sosyal şiddete kadınlar kadar maruz kalıyor”
Kadınlar bu durumda neler yaşıyor?
Öncelikle bu noktada flört şiddetinin cinsiyetinin olmadığını vurgulamak gerekiyor. Biz yalnızca kadınların değil erkeklerin de flört şiddetine maruz kaldığını her seferinde hatırlatıyoruz. Çünkü flört şiddetinin fiziksel, cinsel olduğu kadar duygusal, sosyal ve dijital gibi farklı türleri de var ve erkekler özellikle duygusal ve sosyal şiddete kadınlar kadar maruz kalıyorlar. Ancak tabi ki somut araştırmalar olmadığından oran veremesek de kadınların erkeklerden çok daha fazla flört şiddetine maruz kaldığını gözlemliyoruz. Şiddeti her kadın çok farklı yaşıyor, genellemek çok zor. Görüştüğümüz uzmanların dile getirdiklerini iletecek olursak; genellikle şiddete maruz kalmış bir kadın; kendine güvenini kaybetmiş, çevresinden, ailesinden veya arkadaşlarından uzaklaşmış, izole, kendisini yalnız ve güçsüz hisseden, karar verme ve problem çözme yeteneğini kaybetmiş durumdadır. Ancak tabi ki bu durum yaşanan şiddetin boyutuna, ilişkinin yoğunluğuna, kadının kişisel özelliklerine göre farklılık gösterebilir.
Sosyal medyanın yaygınlaşması bu konuyu çeşitlendirdi mi? Flört şiddetine hangi konular giriyor?
Flört şiddeti fiziksel, cinsel, psikolojik, sosyal, dijital gibi farklı biçimlerde ortaya çıkabiliyor. Sosyal medyanın yaygınlaşması elbette konuya yeni bir boyut getirdi. Çünkü sosyal medya yeni ilişkilenme biçimlerini ortaya çıkardı. Örneğin dijital şiddet kavramı büyük çoğunlukla sosyal medya aracılığı ile hayatımıza girdi. Dijital şiddet; partnerin şifresini isteme, sosyal medya hesaplarına girerek neler yaptığını, hangi fotoğrafı beğendiğini, kiminle konuştuğunu takip etme, benzer şekilde e-mail hesaplarını, cep telefonunu kontrol etme ve buralarda gördükleri üzerinden partnerinden hesap sorma şeklinde gelişen bir şiddet türü. Sosyal medya şiddete eğilimli kişilerin partnerleri üzerinde sosyal ve duygusal baskı kurmasını kolaylaştırdı demek yanlış olmaz. Ayrıca kimi zaman sosyal medya, kişinin görüntülerini izinsiz kullanma, kişiyi tüm sosyal çevresine ifşa etme gibi tehditlerle bir şantaj aracı olarak da kullanılabiliyor.
“Çocukların tehdit, şantaj gibi şiddet durumlarına boyun eğmemesi ailenin ne olursa olsun çocuğunun arkasında olması ile mümkün”
Belki daha çok ‘akran şiddeti’ konusu gibi ama lise dönemi ilişkilerinde genç kızların bu konularda yaşadığı sorunlar nelerdir? Şiddetin nerede başladığını nasıl ayırt edebilirler?
Lise dönemi hayatın yeni öğrenilmeye başlandığı yıllar… Hem çok fazla şeyin yaşanıp, öğrenildiği hem de hata yapmaya çok müsait olunan bir yaş. Özellikle lisede kız ya da erkek arkadaşa sahip olmak, o gence arkadaşları gözünde büyük bir sosyal prestij ve statü sağlayan bir durum. Yalnız olmadığını, beğenildiğini çevresine göstermenin de bir yolu. Böyle bir durumda şiddeti görebilmek, ayırt edebilmek ve onun karşısında durabilmek daha zor olabiliyor. Zaten en büyük problem kişinin yaşadığı şiddetin farkına varamaması, örneğin en basitinden kıskançlığın aşırıya kaçtıkça şiddete dönüştüğünü, kişiyi kısıtladığını genellikle göremiyoruz. Kıskançlığı hala sevginin bir göstergesi olarak değerlendiriyoruz. Kıskançlığın ve yaşanan şiddetin romantikleştirilmesi çok ciddi bir sorun. Eğer ilişkinin herhangi bir evresinde bizi huzursuz eden, içten içe adını koyamasak bile rahatsız olduğumuz, korktuğumuz anlar oluyorsa burada genç kızların duygularını dinlemesi önemli. Bu hissedilenler aslında yaşanan şiddetin yansımaları ve kendi duygularımızın bizi uyarmaya çalışması. O nedenle duygularımızı dinlemek ve onlara güvenmek büyük önem taşıyor.
Peki ebeveynler sizce nelere dikkat etmeli?
Flört şiddetine uğrayan bir kişinin bu şiddet sarmalından çıkabilmesinin en önemli yolu ilişkisini bitirdiğinde sevilip desteklendiği, güvenli bir sosyal çevreye sahip olacağını bilmesidir. Bu nedenle aileler çocuklarına her durumda yanlarında oldukları mesajını doğru şekilde vermeliler. Onları yargılamaktan çok anlamaya çalışmalılar. Çocuklar başlarına ne gelirse gelsin ailelerinin onların yanında olacağını bilirse kişi, şiddet yaşadığı ilişkisine mahkum olmadığını görür ve yaşanan sorunlar ilerlemeden daha kolay alışabilir. Özellikle çocukların tehdit, şantaj gibi şiddet durumlarına boyun eğmemesi ailenin ne olursa olsun çocuğunun arkasında olması ile mümkün.
Bizi Takip Edin