28 Şubat Platformu: Darbeciler yargılanırken mağdurlar neden içeride?
28 Şubat’ın yıldönümünde birçok STK’nın bir araya gelerek oluşturduğu 28 Şubat Platformu, İstanbul Beyazıt Meydanı’nda bir açıklama yaptı. Açıklamada 28 Şubat darbesinin tasarlanması ve uygulanmasında katkısı olan tüm unsurların yargılanması için çağrıda bulunuldu. 28 Şubat darbesinin 19. yılında darbeyi takip eden süreçte yapılan başörtüsü eylemlerinin simgesi olarak hatırlanan Beyazıt Meydanı’nda 28 Şubat Platformu tarafından “28 […]
28 Şubat’ın yıldönümünde birçok STK’nın bir araya gelerek oluşturduğu 28 Şubat Platformu, İstanbul Beyazıt Meydanı’nda bir açıklama yaptı. Açıklamada 28 Şubat darbesinin tasarlanması ve uygulanmasında katkısı olan tüm unsurların yargılanması için çağrıda bulunuldu.
28 Şubat darbesinin 19. yılında darbeyi takip eden süreçte yapılan başörtüsü eylemlerinin simgesi olarak hatırlanan Beyazıt Meydanı’nda 28 Şubat Platformu tarafından “28 Şubat dönemini tarih önünde telin ediyoruz” başlıklı bir basın açıklaması yapıldı. Yapılan açıklamada “Ülkemizdeki darbeler zincirinin son bulması için 28 Şubat Darbesi’nin tasarlanması ve uygulanmasında katkısı olan tüm unsurlar yargılanmalıdır. Bu dönemden kalan tüm düzenlemeler temizlenmelidir” cümlelerine yer verildi.
Katılımcıların taşıdıkları pankartlarla “Darbeciler Yargılanırken Mağdurlar Neden İçeride?” diye soruldu; “İşbirlikçiler yargılansın Mağdurların Hakları Geri Verilsin”
“28 Şubat’ın Tüm Aktörleri Yargılansın” çağrılarında bulunuldu.
Eylem alanında 28 Şubat döneminin gazete manşetlerine ve dönemin fotoğraflarına yer veren bir sergi de yer aldı.
DARBEYİ YAPAN SADECE ASKERLER DEĞİL
Platform bileşenlerinden Mazlumder İstanbul Şubesi’nin başkanı Ramazan Beyhan da açıklamaya katıldı. Kendisine 28 Şubat’ın sivil toplum karnesini sorduk.
“28 Şubat bir darbedir ve darbe her şeyden önce insanlık onuruna karşı işlenmiş bir suçtur. Çünkü bu meşru bir idareyi tahkir etmek ve görevden uzaklaştırmaktır. Milleti hafife almaktır” diyen Beyhan şöyle devam etti: “Ülkemizde darbe söz konusu olduğunda ilk akla gelenler askerler oluyor ama darbe süreçlerine baktığımızda askerlerin yanında başka bileşenler olduğunu görüyoruz. Bunun içerisinde sendikalar, iş adamları, bürokrasi ve sivil toplum kuruluşları var. Örneğin 28 Şubat döneminde Fethullah Gülen adeta askerin sözcülüğünü yapıp ‘beceremiyorsanız bırakın’ şeklinde bir ifade kullanıyor. Halbuki belki de gelmiş geçmiş en başarılı hükümetlerden bir tanesi dönemin hükümeti. Neyi becerememişler diye sormak gerekiyor. O dönem milletin hissiyatını paylaşan gerçek sivil toplum kuruluşları tepki gösterdiler ama sivil toplum görünümlü olup başka amaçlara hizmet edenler ya darbeye sessiz kaldılar ya da açıktan destek verdiler.”
Basın açıklamasının ardından Ak Parti İstanbul Gençlik Kolları üyeleri de İstanbul Üniversitesi önünde “Bir Daha Yaşamamak İçin El Ele” sloganıyla 28 Şubat yasakları döneminde yapılan “Başörtüsüne Özgürlük için El Ele” eylemlerini hatırlatan bir el ele tutuşma eylemi gerçekleştirdi.
Bizi Takip Edin