İzmir’de Yaşadıkları Derin Yoksulluk Koşullarında Hayatını Kaybeden Beş Çocuk İçin Derin Yoksulluk Ağı’ndan Açıklama

İzmir'in Selçuk ilçesinde, eşi hapiste olan ve hurdacılık yaparak çocuklarına bakmaya çalışan bir anne hurda parasını almak için evden ayrıldığı sırada, yaşları 1-5 arasında değişen 5 çocuğunu yangında kaybetti. Derin Yoksulluk Ağı, yaşadıkları derin yoksulluk koşullarında hayatını kaybeden beş çocuğun vefatına dair Dayanışma Yaşatır: "Yoksulluğun Sessiz Çığlığını Duyun” çağrısıyla açıklama yayınladı.

Yaşadıkları derin yoksulluk koşullarında hayatını kaybeden beş çocuğun vefatına dair Derin Yoksulluk Ağı’nın Dayanışma Yaşatır: “Yoksulluğun Sessiz Çığlığını Duyun” çağrısıyla yaptığı açıklama:

İzmir Selçuk’ta yaşadıkları derin yoksulluk koşullarında hayatını kaybeden beş çocuğumuzun vefatına dair açıklamamızdır. Dayanışma Yaşatır: “Yoksulluğun Sessiz Çığlığını Duyun” İzmir Selçuk’ta, hurda toplayıcılığı ile geçinen bir yalnız annenin en küçüğü 1, en büyüğü 5 yaşında olan beş çocuğunun tek başlarına kalmak zorunda oldukları bir baraka evde çıkan yangında hayatını kaybettiğini derin bir üzüntüyle öğrendik. Bu korkunç olay, yoksulluk içinde büyüyen çocukların ne kadar büyük risklerle karşı karşıya kaldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Bu kayıplar yalnızca bir kaza değil aynı zamanda sosyal adaletsizliğin, çocuklarımızı koruyamayan yetersiz sosyal politikaların ve görünmeyen derin yoksulluğun sessiz çığlığıdır.  Türkiye’de varlıklarını ancak tek başlarına kalmak zorunda oldukları barakada tarifsiz bir acıyla hayatını kaybetmeleriyle hatırladığımız binlerce çocuğumuz var. İlgili kurumların, her bir çocuk için daha güvenli bir gelecek inşa etmek adına sürdürülebilir, kapsayıcı ve olası paydaşlar ile iş birliği içerisinde harekete geçmesi gerektiğini savunuyoruz.  Artık çocuklarımızın geleceği için kalıcı ve kapsamlı çözümler üretmeliyiz. Bu acı olay, yoksulluğun, barınma güvenliğinden sağlık hizmetlerine, eğitim fırsatlarından iş güvenliğine kadar her alanda sürdürülebilir sosyal politikaların gerekliliğini bizlere bir kez daha hatırlatmaktadır. Bu olayın bir milat olmasını ve artık hiçbir çocuğun böylesine acı bir sonla karşılaşmaması için gerekli adımların atılmasını temenni ediyoruz. Bir kez daha haykırıyoruz: Dayanışma yaşatır!