Çocuklarla Seçim Konuşmaları
Sivil Sayfalar 'Çocuklardan' ekibi 8, 9, 10, 11 yaşında olan 6 çocuk danışmanıyla Ceren Suntekin moderatörlüğünde seçimler hakkında değerlendirmeler yaptı.
Ceren: Çocuklar seçimler hakkında ne düşünüyorsunuz, bu süreçte en çok aklınızda kalan, dikkatinizi çeken şeyler neler oldu?
-İnsanların benimsemedikleri aday hakkında alay etmeleri, o kişilere hakaret etmeleri beni çok rahatsız etti. Bazı şeylerin eleştiri olmadığını aşırıya kaçan, özel hayatın sınırlarını aşan şeyler olduğunu düşünüyorum ve çok rahatsız oluyorum.
-Benim seçim deyince aklıma sandıklar ve sandık güvenliği geldi. Oy sayılarının yükseltilmesi ile ilgili şüphelerim var.
-Benim en çok ilgilimi çeken kısmı, başka ülkelerde yaşayan Türklerin de oy vermesi. Çünkü onlar kime oy verirlerse versin onlara göre bir şey değişmeyecek. Oy kullanmamaları gerekiyor bence.
– Benim seçim deyince aklıma pazartesi okul olmayacak olması aklıma geliyor.
Ceren: Nasıl bir seçim ortamı olsaydı bizim istediğimiz gibi olurdu sizce?
– Oyları insan değil de makineler kontrol edebilseydi güvenli olabilirdi. Mesela, A partisi için kırmızı pul, B partisi için sarı pul olacak şekilde düzenleme yapılırdı. Bunları makine kontrol eder ve bilgileri de bakanlığa gönderirdi. İnsanın karışmadığı dijital bir sistem daha iyi olurdu.
– Bence robotlar yaparsa da illa ki bir yerde arıza verir, yanlış sayar… Yani zor bir durum. Bence bir şey fark etmez. Robotlar da A partisine basacakken B partisine basabilir. Yine hatalar olabilir.
Ceren: Hala interneti olmayan, dijital konularda zorluk yaşayan köyler, kasabalar var. Türkiye’nin koşulları eşit değilken yine zorluk yaratır mı bu insansız sistem?
-Kâğıda basıyoruz ya oyumuzu, arkaya geçme konusunda yaşadığımız sıkıntıda belki robotlar yardımcı olabilir.
-Bir tane ekranla bu sorun çözülebilir aslında ve insanlardan alınan vergileri bu koşulları iyileştirmek için kullansalar böyle dijital sistemler kullanabiliriz.
Ceren: 18 yaşına kadar oy kullanılamıyor. 25 yaşına kadar da meclise girilemiyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
– Bence mantıklı düşünebilen çocuklar oy kullanabilmeli.
Ceren: kim onlar? Nasıl belirleyeceğiz mantıklı çocukları?
– Ağaç yaşken eğilir. Zekanın yaşla ilgilisi yok. Çocuklar zeki ve mantıklı ve oy kullanmalı.
– Çocukları mantık soruları ile dolu testten geçirebiliriz.
Ceren: Bu testi kim hazırlayacak peki? Hangi soruya, nasıl cevap verdiğinde bu çocuk mantıklı diyeceğiz?
-Soruları robotlar hazırlayabilir.
– O zaman partiler robotları hackler ve testleri de etkilerler.
– Robotlar çocukları dışarıdan tarayabilir.
– Çocuklar oy versin yani ne olabilir ki? Bir şey değişmeyecek, sadece daha fazla oy gelecek. Çocuklar da ya A diyecek ya B diyecek sonuçta. 9 yaş ve üstü bence oy kullanabilir.
– Bence de çocuklar oy vermeli ama yaş sınırı olması lazım. Seçimle ilgili okullarda eğitim verilebilir. Böylece çocuklar da daha bilinçli oy kullanırlar. Bence ideal yaş sınırı 5 yaş üstü.
– Tamam belki bizim gibi çocuklar verebilir ama bazı çocuklar mantıklı düşünemeyebilir. Bence 15 ve üstü daha uygun. Yetişkin olmaya daha yakın. Meclis yaşı da 25’ten 18’e inmeli. 18 yaştan büyükler yetişkin olarak kabul ediliyorsa seçme ve seçilme hakları da doğal olarak olmalı.
Ceren: Şu an ülkemizde çocuklar da oy kullanabiliyor olsaydı sizin dikkatinizi çeken bir aday, bir vaat oldu mu?
-Ben lunapark a gitmek istiyorum ve orada çok fazla mülteci olduğu için annem tehlikeli bulup beni götüremiyor. Ama ben okula giderken yol kenarlarında Kılıçdaroğlu’nun “Suriyeliler gidecek” sözünü gördüm ve lunaparka gidebileceğim artık diye rahatladım. Lunaparka gitme olasılığım yükselecek o kazanırsa.
– Açıkçası ben adayların çocuklarla ilgili bir şey yaptığını pek görmedim. Deprem olduğunda binalar kötü yapıldığı için yıkılıyor. Malzemeden çalıyorlar ve Japonya’da böyle olmuyor. Ray sistemi var. Belki başkan değişirse bu malzemeden çalma biter ve raylı sistem gelebilir diye düşündüm.
– Diyelim ki C Partisi ben çocuklara oyun parkı yapacağım, diyor. A Partisi hiçbir şey söylemiyor, B partisi ise gençlere bedava Wifi, diyor. Eğer C partisi seçilirse ve bu sözünü tutarsa, çocukların mutlu olduğunu gören anne babalar yine ona oy verir ve aslında C partisinin yaptığı diğer hatalar tekrarlanır.
Ceren: Yani adayların çocuklar için vaatler de bulunması anne babalar için kafa karıştırıcı, çeldirici mi olur? Onların duygusal davranmalarını mı sağlar demek istiyorsun?
– Evet, biraz.
Ceren: Aslında bunlar zaten sizin haklarınız, hangi aday olursa olsun, bunu yapmalılar. Yine de anne babaların kafasını karıştırır mı sence? Yani iyi bir şey yapmasını neden kafa karıştırıcı olarak düşünüyorsun?
-Bizim için iyi ama adaylar için bir taktik
Ceren: Ama her şey bir taktik değil mi? Her aday aslında vaatlerini insanları etkilemek için söylemiyor mu? Aynı şey değil mi?
– Çocuk haklarından bir tanesi iyi bir çevrede yaşamak, oyun parklarını yapması elbette iyi bir şey. Ama yapmazlarsa ve anne babaları duygusal olarak etkilemek için kullanırlarsa diye endişe ediyorum.
– Ben çocukların oy kullanasını hem isterim hem istemem. 18 yaşında olmadığım için oy kullanmanın beni de ilgilendirmediğini düşündüm. Ama seçim sonucundan çocuklar da etkileniyor. Çocukların da hayatı değişiyor. Bazı şeyler bizi ilgilendiriyor ama bazı şeyler de ilgilendirmiyor.
-Bence her şey bizi ilgilendiriyor. Yetişkinlerin aldığı kararların sonuçlarını biz yaşıyoruz.
Ceren: Sizi etkileyen ve etkilemeyen şeyler ne mesela?
-Okul saatleri, tatiller, oyun parkları, okulların sabahçı/öğlenci olması bizi ilgilendiren şeyler ama biz oy veremiyoruz.
– Tamam bizi ilgilendiren konularda biz karar veremiyoruz ama ailemiz veriyor bizim yerimize. Ailemiz bizim için en iyi kararı verebilir diye düşünüyorum.
– Açıkçası çocukları ilgilendiren ve ilgilendirmeyen konular var. Mesela ekonomi çocukları ilgilendirmeyen bir konu. İlgilendirse bile nadiren ilgilendiriyor. O konularda biz doğru karar veremeyebiliriz çocuk olduğumuz için ama yine de hak tanınmalı oy vermek için. Çünkü çocuklar da gayet iyi kararlar verebilir. Sadece unicornları düşünmezler.
– Ekonomi bizi çok ilgilendiriyor diye düşünüyorum. Okulumuz, harçlığımız, yaşadığımız ev ve kıyafetlerimiz, birçok şey ekonomi ile ilgili. Ülke doğru bir sistemle yönetilemiyor, iyi yönetim yapamıyorlar sonra da ekonomi zor diyorlar.
– Ekonomi bizi ilgilendiriyor çünkü okul formalarının fiyatı geldi bugün ve çok pahalanmış. Paramız yetmeyebilir. Ama öğretmenler bunu düşünmüyor. Sadece zamları söylüyorlar.
– Onlar da para kazanmalılar. Onlar para kazanacak diye bazen çocuklar okuyamıyor.
– Ekonomi çocuklar arasında konuşulunca bu hoş görülmeyebilir. Bizim sınıfta herkes konuşuyor. Çocuklar arasında ekonomi çok konuşulur.
– Evet teneffüste, okuldaki arkadaşlar sürekli ekonomi konuşuyor.
Ceren: Peki neden hoş karşılanmadığını düşündün, madem çocuklar çok konuşuyor bunu?
– Ne zaman konuşsak, öğretmenler konuşmayın bu sizi ilgilendirmez, diyor. Bu da benim beynime işliyor sanırım.
– Sosyal dersinde siyaset ile ilgili konuşuyorduk, öğretmenler kızdı. ‘Beni konuşturmayın’ diyorlar. Bir de okul ortamında hocaların siyaset konuşması yasak; belki ondan da olabilir.
Ceren: Çocuklara yakıştırılan konular, yakıştırılmayan konular var gibi.
– ‘Bu Çocuklar için uygun değil, yaşın büyücünce konuş’ diyor öğretmenler.
Ceren: İyi bir şey bulduk. Ekonominin, siyasetin aslında çocukları ne kadar çok etkilediğini ama “çocuklar sizi ilgilendirmez” denildiği için beynimize böyle kazındığını bulmuş olduk. Bunun dışında kalmak zorunda hissediyoruz demek ki.
Şu an oy verebilseydiniz neyi düşünerek oy kullanırdınız, oyunuzu neyi hesap ederek verirdiniz?
– Ben çocuklar için ne yapacağına göre oy verirdim. Şu an “Adalet getireceğiz” diyorsa oy verirdim.
– Ben bizim için yapılan iyilikleri düşünürdüm. Çocuklara daha iyi gelecek sunan için oy verirdim. Ama X Partisi oyun parkı sözü verse ama Y Partisi iyi gelecek sözü verse; iyi geleceği tercih ederdim.
– Birisi sizin geleceğiniz iyi olacak dese bile belki vaatlerini yerine getirmeyebilir, o nedenle ona göre hareket etmezdim. Ben şunu düşünürdüm, şu anki hayatımızdan memnun muyum değil miyim, memnun değilsem ona göre oy kullanırdım. Sözler önemli değil, şu an ki durumum, gerçekte olan, yaşadığım şeyler önemli.
-Ben de vaatlere bakmazdım. Benim için önemli olan insanın kişiliği. Ben ona göre karar verirdim. Yani o sözü tutup tutmayacağı aslında kişiliğinden de çıkar. Mesela, biz okul seçiminde gıcık bir arkadaşımıza oy vermiştik, çünkü vaatleri çok iyiydi. Ama sonra hiçbir şey yapmadı. Bizim isteklerimizi yerine getirmedi. Burada da insanın kişiliği önemli. İkna edici davransa da kendimize dur demeliyiz, bu kötü biri buna oy verme demeliyiz. İkna olmayı bekleme. İyi bir insan olup olmamasına bak. Ben buna bakardım.
– Ben karar alırken şunu düşünürdüm; herkes hata yapabiliyor. Biz de eski okuldayken sınıf başkanına gökten şeker yağacak dediği için oy verdik ve o sırada meteorolojik olarak gerçekte gökten asit yağmıştı! Yani vaatlere bakmaya gerek olmayabilir.
Seçim yaparken ben, herkes hata yapabilir esasına göre kendi istediğimi değil, ülke için daha iyi ne olacaksa ona bakarım. Mesela ben A partili olabilirim ama eğer B partisi yurdumuz için daha iyi olabilecek planlardan bahsediyorsa, onu tercih etmek gerekir. Ben de öyle yapardım.
Hangi partiyi tuttuğumuz değil, onların ülke için ne kadar faydalı olacağı önemli bence.
Ceren: Şu anki adaylara ne mesaj verirdiniz?
-Bizim için daha iyi gelecek istiyorum, çocuklar hiç düşünülmüyor gibi şu an çünkü.
– Adalet hakkında iyi şeyler söylemesini isterdim.
-Sizden adalet ile ilgili iyi şeyler duymak isteriz, derim.
– Söylediklerinizi yapın, derim. Cumhurbaşkanı olurlarsa sözlerini tutmazlarsa, Öğle yemeklerinde dondurma getireceğiz deyip getirmezlerse bir daha seçilmezler.
– Söyledikleri sözün arkasında dursunlar. Sözlerini gerçek hale getirmeliler. Oy kullananlar da duygusal davranmasınlar, objektif davransınlar, soğukkanlı davransınlar.
– Şimdi başkan olan ‘şunu yapacağız bunu yapacağız’ derse tuhaf oluyor, çünkü zaten şu an başkansın şimdi yapsana vaatlerini!
-Kişiliğinize bana tanıtın, nasıl insanlar olduğunu görmem lazım, derdim. Yapacaklarını garanti altına almaları ve nasıl insanlar oldukları önemli.
Bizi Takip Edin