‘Demokratik Teamüllere, İnsan Haklarına Uygun Bir Seçim Süreci Sağlanmalı’
Kalkınma Atölyesi Uzman ve Yöneticisi Ertan Karabıyık, seçim sürecine dair beklentisinin demokratik teamüllere, insana saygıya, insan haklarına uygun bir seçim sürecinin olması ve özellikle deprem bölgesinden başka bölgelere göç etmiş insanların oy kullanabilmesinin adil olarak sağlanması olduğunu söylüyor.
Kurumunuzun güncel faaliyetleri nelerdir? Özellikle son dönemde odaklandığınız çalışma alanını nasıl anlatırsınız?
Kalkınma Atölyesi olarak biz son dönemde iki konuya yoğunlaştık. Bir tanesi depremden önce iş dünyası ve insan hakları konusunda bir program geliştirdik ve önümüzdeki yıllarda bu kapsamda neler yapacağımızı ortaya koyduk.
İkincisi tabii hepimizin malumu, deprem konusunda yoğunlaştık. Deprem konusunda da Sağlık ve Kalkınma ortak programı oluşturduk ve bu kapsamda deprem alanlarında sağlık ve kalkınmaya dair çeşitli program ve projeler
uygulama sürecine başladık.
Seçime yaklaşırken faaliyetlerinizde bir değişiklik oldu mu? Seçim süreci kurumunuzun faaliyetlerini nasıl etkiledi?
Kalkınma Atölyesi bir kooperatif, kooperatif olarak bizim böyle güncel, reel siyasetle ve bu konularla ilgili bir
ilişkimiz yok, bu sebeple seçim sürecine yaklaşırken faaliyetlerimizde herhangi bir değişiklik olmadı. Bizim faaliyetlerimizi etkileyen bu tür şeyler yerine dünyada ve Türkiye’de ortaya çıkan çeşitli değişimler, örneğin dünyada iş dünyası ve insan hakları bağlamında yeni kanunlar, yeni süreçler, yeni rehberler, yeni düzenlemeler…
Bir de Türkiye’de deprem gibi afet konuları etkiledi. Nitekim son beş altı yıldır afetler Kalkınma Atölyesi’nin faaliyetlerini etkiledi ve bu faaliyetlere yönelik şekillendik.
Seçim sürecine özgü, sivil toplumda ve/veya kendi çalışma alanınızda nasıl adımlar atılıyor, neler gözlemliyorsunuz?
Özellikle sağlık ve kalkınma konusunda neler yapılması gerektiğine dair araştırmalar, gözlemler, altyapı çalışmaları gibi süreçlere dahil oluyoruz. O yüzden bu konuda bizim dışımızdaki sivil toplumda neler yapılıyor, hangi adımlar atılıyor onu gözlemleyemedik. Kendi çalışma alanımızda biz herhangi bir adım atmıyoruz. Artık deprem sürecine özgü olarak gerçekleştiriyoruz bütün çalışmalarımızı.
Bu sürece bakıldığında, sivil toplumda ve/veya kendi çalışma alanınızda neler eksik kalıyor, neler gözlemliyorsunuz?
Altı Şubat’tan itibaren hemen hemen gündemimiz, programlarımız, çalışmalarımız, toplantılarımız, faaliyetlerimiz, hayatımızın önemli bir kısmı deprem süreciyle olduğu için seçim sürecinden uzak kaldık. Sadece kendi sohbetlerimizde bu süreci anlatıyoruz. Okuma imkanımız, izleme imkanımız da çok azaldı. Başkalarıyla konuşma imkanı bulduk, ziyaretler yaptık. O yüzden nelerin eksik kaldığını gözlemleme imkanımız bile zor.
Seçim sonrası süreçle ilgili kurumsal olarak atmayı düşündüğünüz bir adım var mı?
Benim bireysel olarak beklentim demokratik teamüllere, insana saygıya, insan haklarına uygun bir seçim sürecinin olması ve özellikle deprem bölgesinden başka bölgelere göç etmiş insanların oy kullanabilmesini adil olarak sağlamak. Bu oy kullanma sürecine erişimin sağlanmasına dönük altyapının güçlendirilmesi ve Türkiye’nin şaibesiz bir seçim yürütmesi en büyük beklentim.
Ortaya çıkacak olan tabloda kim seçimi kazanırsa kazansın Türkiye’nin demokratik, laik ve hukuk devleti olmasını sağlayacak, örgütlenme özgürlüğünü kolaylaştıracak süreçler ve Türkiye’nin kalkınmasına, adil olmasına, eşitlikçi olmasına ve gelir dağılımının daha akılcı, rasyonel olmasına dair çalışmalar yapılması, bu süreçte de
Türkiye’nin yenilenmesine ihtiyaç olduğunu ifade etmek isterim.
Seçim sonrası süreçle ilgili kurumsal olarak atmayı düşündüğünüz bir adım var mı?
Bizim atmamız, atmayı düşündüğümüz adımlar seçimle ilgili değil. Hangi iktidar gelirse gelsin biz seçim öncesi ve seçim sonrası aslında iş dünyası ve insan haklarına dair Türkiye’nin daha hızlı adım atması ve bu konuda ilerlemeler sağlamasını öngörüyoruz. Aynı zamanda depremle de ilgili olarak yeniden yapılanma sürecinin daha bilimsel, rasyonel, katılımcı ve yerel yönetimleri dikkate almaya dair bir çalışma yapması için, savunma çalışmaları yapmayı öngörüyoruz. Bunun için planlarımız var.
Seçim sonrası süreçte kendi çalışma alanınızla ilgili en ivedikle değiştirilmesi/dönüştürülmesi gereken hususun ne olduğunu düşünüyorsunuz? Yeni yönetimden ne talebiniz var?
Yeni yönetimden talebimiz, Türkiye’nin daha demokratikleşmesi yerelleşmesi ve merkezi gücün yerele devredilerek yerel çözümlerin üretilmesi, katılımcı planlamaların yapılması, sivil toplum kuruluşlarının daha aktif hale gelmesi ve kamusal alanında daha önemli bir rol üstlenmesi. Bunun yanı sıra tabii çocuk işçiliğiyle mücadele, iş dünyası ve insan haklarına dair dünyada küresel ölçekte ortaya çıkan değişimlerin Türkiye’ye yansımalarını ve buna yönelik olarak da önlemlerin alınmasını sağlamak. En ivedilikle değiştirilmesi, dönüştürülmesi gereken husus olarak bu iki konuyu görüyoruz.
‘Bu içerik Friedrich-Ebert-
Bizi Takip Edin