Deprem Bölgesinde Umudun Taşıyıcısı Sivil Toplum ve Gönüllüler! (2)

07 Nisan 2023
Depremin üzerinden 2 ay geçti fakat afetten doğrudan etkilenmeyen bizler depremi ve afetzedeleri unutur gibiyiz. Oysa bölgede acılar hala çok taze, ihtiyaçlar hala çok ve acil! 6 Şubat’tan bu yana bölge insanının acılarına ortak olan ve onlar için gönüllü emek veren binler var. Onlar, umudun taşıyıcı kolonu; deneyimlisi, deneyimsizi, tüm gönüllüler, afet gönüllüleri... Bu yazıda, onlardan sadece dördü yer alıyor. Bölgede koşullar o kadar ağır ki, onlar o kadar can-ı gönülden çalışıyor ki, tüm gönüllüleri saygıyla kucaklamak ve tabii dayanışmayı sürdürmek gerekiyor. 

Antakya’da Afet Platformu’nun koordinasyonunda Hatay Expo çadırında farklı STK’lar adına Türkiye’nin çeşitli kentlerinden gelen çok sayıda gönüllü var. Bazıları daha önce hiçbir gönüllü faaliyette bulunmadan, depremin ardından kendi olanaklarıyla dayanışmaya dahil olmuş. Bazıları ise hâlihazırda sivil alanda gönüllük deneyimi ile sahaya katkı sunmak için gelmiş. TOG adına Buse Toraman ve Fehmi Toktay, İhtiyaç Haritası adına Vasfi Göndoğdu, Nef Vakfı adına Burak Şentürk ile konuştuk. Her biri, neden afet gönüllüsü olmayı seçtiğini, hala neden gönüllü ihtiyacı olduğunu ve gönüllüğün kendilerine ne kattığını anlatıyor. 

Buse ToromanBuse Toraman Fikir Değirmeni adlı Türkiye’nin ilk çocuk ve genç girişimcilik merkezi kurucusu ve TOG Hatay Gönüllü Koordinatörü. 10 yıldan bu yana gönüllük deneyimine sahip. Depremin 4. günü İstanbul’dan Hatay’a gelmiş. İlk günlerde depoda 400 civarında gönüllü olduğunu ve ortalama 10-15 tırın geldiği alanda daha yoğun olduklarını anlatıyor. 

Buse, gönüllülerin motivasyonunu şu sözlerle aktarıyor: “Sabah uyandıktan sonra deponun içerisine girdiğimizde, bugün kaç kişiye yardım ulaştıracağımızı düşünüyor ve gün sonunda ulaştığımız datalar bizi çok mutlu ediyor. Motivasyonumuzu daha da arttırıyor.”

Buse, verilen emeğin karşılığının ölçülemeyeceğini ise şu sözlerle özetliyor:  “Profesyonel hayatta bir şirkette, bir kurumda çalışanlarına “günde 15-18 saat çalış, üzerine bu kadar yok şartlarda konakla, ihtiyaçlarını gider” deseler hiç kimse buna evet demez ama burada gönüllerin hepsi her işin ucundan tutuyorlar, canla başla çalışıyorlar.”

Bölgeye destek ihtiyacının sürdüğünü vurgulayan Buse, “herkesin yardımı bırakmadan devam ettirmesi gerekiyor. Afet Platformu üzerinden bizlerle iletişime geçin.” çağrısında bulunuyor. 

Biz parayla birilerini tutsak desek ki ‘burada bu işleri yapın’, emin olun ikinci günü burada çalışacak kimseyi bulamayız.

‘Biz Buradan Umudu Yeşerteceğiz!’

Yine İstanbul’dan bölgeye gelen Vasfi Göndoğdu mühendis ve DJ. Hatay Expo çadırında afet gönüllü olarak depo şefliği yapıyor. Daha önce hiçbir gönüllü faaliyette bulunmamış ya da STK’da görev almamış. Deponun Hatay’da en sistemli işleyen depolardan olduğunu ve günde 400 aile ve yaklaşık 8-10 bin kişiye ulaştıklarını söylüyor. 

Buse gibi Vasfi de gönüllülerin motivasyon gücüne vurgu yapıyor: “Biz parayla birilerini tutsak desek ki ‘burada bu işleri yapın’, emin olun ikinci günü burada çalışacak kimseyi bulamayız.”

Vasfi’nin gönüllü olarak bölgeye gelmek isteyenlere mesajı da şu şekilde: “Lütfen umutsuz olmasınlar, onların umudu bizim enerjimiz oluyor. Biz buradan umudu yeşerteceğiz!” Vasfi bölgede kalarak gönüllüğe devam etmek konusunda kararlı:  “Bu iş devam ettiği sürece biz burada olacağız. Desteklerini bizden esirgemesinler, en çok onların desteğine ihtiyacımız var.” 

‘Biz Bunu Yapmazsak Kimse Yapmayacak’

Expo çadırında gönüllük yapan bir diğer gönüllü ve avukat olan Burak Şentürk,  Ankara’dan “büyük bir ailenin parçası olmak için” bölgeye gelmiş. Vasfi gibi Burak da ilk defa gönüllü faaliyette bulunuyor. Burak da diğer gönüllüler gibi bölgede hayatın normale dönmediği ve uzun süre ihtiyaç duymaya devam edeceğini söylüyor.

Birbirimizle dayanışmak zorundayız! Bizim bunları sağlamamız gerekiyor. Biz bunu yapmazsak kimse yapmayacaktı. Onların bize, bizim onlara ihtiyacımız var.” diyen Burak, Afet Platformu çatısı altında, bir kaosun içinde bir sistem kurarak hızlı bir şekilde insanlara ulaşmaya çalıştıklarını, bir kişi eksik olduğu zaman bir rolün eksik olduğunu belirtiyor.

Afet gönüllüsü olmanın kendisi için anlamını ise şu sözlerle ifade ediyor:  “Burada işe yaradığımızı hissediyoruz çünkü hazırladığımız her malzeme bir kişinin hayatına dokunuyor. Burada olmaktan dolayı mutluyuz. Ekip olarak çalışıyoruz. Burada olmanın verdiği huzur yadsınamaz.” Diğer gönüllüler gibi Burak da imkânı olan herkesin gönüllü olmasını tavsiye ediyor. 

‘Bitti Sanıyoruz ama Daha Yeni Başlıyoruz!’

Expo çadırında tanıştığım gönüllülerden biri olan Fehmi Toktay, İzmir’den Hatay’a gelmiş ve 13 Şubat’tan itibaren bir ay boyunca sahada kaldı.

Afet gönüllülüğü tecrübesi olmayanların bilinçli olması gerektiğini vurgulayan Fehmi, bazı uyarılarda bulunuyor: “Onlarla konuşmalı, onların dertlerini dinlemeli fakat bazen de susmak gerek. Acıma duygusuyla değil de empati duygusuyla yaklaşmaları gerek. Bir söz verilmeyecek, çünkü bu onlara umut veriyor. Sonra yapamadığımızda o umutları yıkılıyor.”

Fehmi de bölgeye verilen desteğin ve gönüllülerin sayısının azaldığına dikkat çekiyor: “Normalleşmeye başladığımızı düşünüyoruz ama asla normalleşmemesi gereken bir durum. Hala ihtiyaçlarımız var. Gönüllü sayısı azaldı, gönüllüye çok ihtiyaç var.”

Yazının ilk bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.