Gazeteciler İçin Güvenilir Bir Kaynak: Sosyal Veri Platformu
İLKE Vakfı, hayata geçirdiği Sosyal Veri Platformu'nu, Mart ayında kullanıma açtı. Türkiye toplumunun ekonomik, sosyal ve kültürel seyrini ortaya koyduklarına dikkat çeken İLKE Vakfı Başkanı Lütfi Sunar, 'Birçok şeyin rakamlarla tartışıldığı dünyada okuruna güncel verilerle farklı bakış açıları sunmak isteyen gazeteciler için Sosyal Veri Platformu önemli bir kaynak. Veriye dayalı analizler ciddi bir ihtiyaç. Veri haberlerini destekleyecek olan bu platform; gazetecinin güncel, güvenilir veriye ulaşma ve veri görselleştirme külfetini büyük ölçüde azaltacaktır.' diyor.
12 kategori, 76 konu başlığı, 250’den fazla grafikle Türkiye’nin son 10 yılının veri haritasını çıkaran İLKE Vakfı, Sosyal Veri Platformu projesiyle; tüm kurum, kuruluş ve araştırmacılar için adeta bir kılavuz vazifesi üstlenerek kullanabilir bütünlüklü veriler sunuyor. İstatiksel verilerle Türkiye toplumunun son on yılına ait panorama sunan proje, dünya basınında nitelikli haberler ortaya koyulması noktasında önemi kavranan ve Türkiye’de de son yıllarda önemi giderek artan veri haberciliği konusunda gazeteciler için önemli bir kaynak olma niteliği de taşıyor. Türkiye’nin Sosyal Veri Platformu’nu İLKE Vakfı Başkanı Lütfi Sunar ile konuştuk. Sunar, projeyi nasıl hayata geçirdiklerini ve projenin hangi alanlara katkı sunacağını Sivil Sayfalar’a anlattı.
‘Ortaya Çıkardığımız İş Aynı Zamanda Bir Gelecek Yatırımı’
Sosyal Veri Platformu nasıl bir fayda sağlama hedefiyle yola çıktı? Bu projeyi hayata geçirme amacınız nedir?
Türkiye’de veri odaklı araştırma ve incelemelerin kısıtlı olması filhakika bir sorun. Öte yandan veriye dayalı araştırma yapmak isteyen araştırmacılar ise veri elde etme hususunda ciddi problemlerle karşılaşıyor. Toplumsal meselelere dair bütünlüklü veri elde etmenin oldukça güç olduğu düzlemde istatistiksel verileri, kamu kaynaklarından, yerel sivil toplum kuruluşlarına ve uluslararası kurumlara kadar geniş bir yelpazeden derlemeniz gerekir. Ek olarak elde ettiğiniz veriler çoğu zaman analiz için uygun ve işlevsel de değil. Sizin veriyi sağlıklı analiz edebileceğiniz hale getirmeniz gerekir ki bu da ayrıca bir zaman ve motivasyon gerektirir. Tüm bunlardan hareketle Sosyal Veri Platformu, tek bir kaynakta toplumsal meseleleri bütünlüklü bir şekilde izah etmeyi hedefleyerek biraz önce bahsettiğim sorunlara kalıcı bir çözüm üretme çabasının başarılı bir çıktısıdır. Ortaya çıkardığımız iş aynı zamanda bir gelecek yatırımı. Çünkü güncel veriler sürekli olarak siteye eklenecek ve içerik zenginleşecek. Dolayısıyla yıllar sonra baktığımızda geçmişe dair verilerin tek kaynakta muhafaza edilmiş olması ve bunlara kolaylıkla erişilebilmesi, Türkiye’nin sosyal ve ekonomik seyrini anlamlandırmak ve bu doğrultuda proaktif adımlar atabilmek adına ciddi katkı sunacaktır. Bu açıdan Sosyal Veri Platformu’nun nitelikli araştırmalar için de önemli bir kaynak teşkil edeceğini umut ediyoruz. Geliştirdiğimiz ve geliştirmeye devam edeceğimiz öneriler ile müreffeh bir toplum olmak amacıyla veriye dayalı politika üretilerek geleceğin şekillendirilmesini de ayrıca önemsiyoruz ve istiyoruz.
‘Türkiye Toplumunun Son On Yılına Ait Panorama’
Bu platformda hangi toplumsal odaklara yönelik grafiklere ve verilere ulaşılabilecek? Bu meselelere odaklanmanızın temel motivasyonu nedir?
Öncelikle şunu söyleyebilirim ki toplumsal meseleler yekpare ele alınacak ve bir çırpıda genel geçer çözüm önerileri geliştirilecek bir husus değildir. Dolayısıyla farklı toplumsal alanları tüm veçheleriyle veri temelli ele almak bizi hem sorunları tespit etme hem de eğilimler ve geleceği saptama noktasında başarıya ulaştıracaktır. Bizim temel ilkemiz maddi ve sosyal gerçekliği birbirinden azade olarak değerlendirmeden Türkiye toplumunun son on yılına ait panoramayı istatistiksel verilerle gözler önüne sermekti. Bunun önemli bir adım olduğu kanısındayız.
’12 Kategori, 25 Konu Başlığı, 250’den Fazla Grafik Mevcut’
Nihayetinde Toplumun Görünümü raporunu ve Sosyal Veri Platformu’nu incelediğinizde göreceğiniz gibi on yıllık bir periyod bizlere yaşanan değişimi ve önemli kırımları tespit etme imkanı tanıdı. Biz sosyal analizin ilk aşaması olarak toplumun önemli bileşenleri olan alanları belirlemeye gayret ettik. Burada nüfus, aile ve sosyal gruplar, ekonomi ve finans, iş ve çalışma yaşamı, refah ve eşitsizlikler, eğitim, bilim araştırma ve iletişim, şehirler ve şehirleşme, sağlık sistemi ve salgın, göç, hukuk ve suç, yaşam ve kültür gibi toplam 12 kategori, 25 konu başlığı ve 250’den fazla grafik mevcut. Böylece yetkin ve tutarlı bir analiz ortaya çıktığı inancındayız. Bu meseleleri birbiriyle ilintili olarak ele almak ise bize bütüncül bir bakış sağladı ve durumu etraflıca açıklayan, istifade edilebilir bir içerik sundu.
‘Sivil Toplumun Gelecek Faaliyetlerini Besleyecek Önemli Bir Adım’
Sağlanan bu hizmet ile sivil toplum alanında hangi boşluğu doldurmayı hedeflediniz?
Gerek sivil toplum kuruluşlarının gerek resmî kurumların güncel veriyi elde etme ve veri temelli analiz yapma açısından eksikliklerinin olduğunu söyleyebiliriz. Sürekli ve tutarlı veri eksikliği geçmişe dair analiz yapmayı ve geleceğe dair çıkarımlarda bulunmayı maalesef pek mümkün kılmıyor. İLKE Vakfı’nın bugüne kadar yaptığı çalışmalara baktığınız zaman, toplumsal meselelere dair bilgi ve strateji üretmeyi ve geleceği aydınlatacak bilgi birikimi oluşturmayı esas alan temel gayeyi ve ciddi bir çabayı görmeniz mümkün. Dolayısıyla esasında bu platform, çalışmalarımızın kuşatıcı muhtevasından esinlenen aynı zamanda sivil toplumun gelecek faaliyetlerini de besleyecek olan önemli bir adım. Sivil toplum kuruluşları, toplum yararını gözeten toplumsal gelişme ve iyileşmeye ivme kazandıran bir yapıdır. Sivil toplum kuruluşlarının faaliyet alanlarının çokluğu, toplum üzerindeki pek çok ihtiyaca cevap verilebilmesi açısından önemlidir. Bu hususta toplumsal ihtiyaçları verilerle tespit etmek ve bu ihtiyaçlara binaen öneriler sunmak sivil toplumun faaliyet alanlarına doğrudan sirayet edecek bir nitelik teşkil eder. Böylece toplumun nabzını tutan bu platform sivil toplum alanında niteliksel bir gelişime de ciddi katkı sağlayacaktır.
‘Tüm Kurum, Kuruluş ve Araştırmacılar İçin Adeta Bir Kılavuz’
Bu platformu kimler, hangi amaçla kullanabilecek? Sivil toplum dünyasından özellikle takip etmelerini önerdiğiniz alan çalışanları var mı?
Kurum ve kuruluşlar işlerliklerini sürdürürken kayıt tutarak istatistiksel veri üretirler ve var olan istatistiksel verileri kullanırlar. Burada elde edilen kaydın istatistiksel kullanıma uygunluğuna ayrıca dikkat etmek gerekir. Eğer üretilen ve kullanılan veriler istatistiksel kullanıma uygunsa veri kaynağı olarak kullanılabilir. Bu noktada bizim bütüncül bakış dediğimiz şeyi bir örnekle izah edeyim. Ekonomi alanı; eğitim, sağlık, aile, kültür, göç gibi neredeyse bütün alanları etkileme potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla birbiri ile ilişkili alanlara dair de bir bilgi birikimine sahip olmamız bir zorunluluk halini alır. Bu nedenle bütüncül bakış açısı ile hazırlanan bu platform, belirli alanlarda uzmanlaşan ve diğer alanlardan haberdar olmak isteyen tüm kurum, kuruluş ve araştırmacılar için adeta bir kılavuz vazifesi üstlenerek kullanabilir bütünlüklü veriler sunuyor. Bu sebeple platformun, toplumsal alana dair veri temelli analiz yaparak toplumsal gerçekliği anlamak isteyen kurum ve kuruluşların yanı sıra, sadece ekonomik göstergelerle değil sosyal ve kültürel göstergelerle toplumsal olguları ele alarak sağlıklı bir gelecek inşa etmek isteyen politika yapıcılar ve karar vericiler açısından da istifadeli olacağını düşünüyoruz.
‘Ulusal ve Uluslararası Güvenilir Veri Kaynakları Taradık’
Verilere nasıl ulaştınız? Veriler kaç yılın istatistik bilgilerini içerecek? Veriler kaç yılın verilerini kapsayacak, süre sınırlaması koyduysanız neden koydunuz?
Belirlediğimiz geniş kategorilerdeki mevcut verileri, TÜİK, OECD, ILO, World Bank, çeşitli bakanlıklar gibi sayısını artırabileceğimiz ulusal ve uluslararası güvenilir veri kaynaklarını tarayarak görselleştirdik. Dağınık, eksik ve işlevsel olmayan verileri bütünlüklü ve analize uygun hale getirdik. Açıkça ifade edebiliriz ki bu oldukça zahmetli bir süreçti. Bunun yanı sıra verilerin neler söylediğini ve hangi bağlamda ele alınması gerektiğini literatüre de dayanarak analiz ettik. Bu sayede verilerden bir görüntü elde etmenin ötesinde görülmesi gereken toplumsal gerçekliği de yansıttık. 2010-2020 yılları arasındaki verileri bir süreklilik içinde analiz ettik ki betimsel bir analizin ötesinde yaşanan değişimi açıklayabilelim anlamlandırabilelim ve geleceğimize yön verebilelim. Analize dahil etmenin ciddi önem arz ettiği bazı alanlarda 2010 yılından daha önceki verileri de analize dahil ettik ancak araştırma kapsamının geniş olması hasebiyle tüm kategorilerde bunu yapmak, verilere erişim sıkıntısı ve bunların işlevsel hale getirilip analiz edilmesi gibi biraz önce bahsettiğim handikapları göz önünde bulundurduğumuzda takdir edeceğiniz üzere oldukça güçtü. Ancak yakın hedeflerimiz arasında birçok alanda daha önceki yılların verilerini de sitemize eklemek var. Bu sitenin gelişimini ve zenginleşmesini de içine alan dinamik bir süreç olacak.
‘Gazetecinin Güvenilir Veriye Ulaşma Külfetini Azaltacak’
Türkiye’de basının ve medyanın veri haberciliği konusundaki içeriklerini nasıl buluyorsunuz? Bu platform veri haberciliği konusunda gazeteciler için iyi bir kaynak teşkil edecek mi?
Geleneksel habercilik pratiklerinin dijital platformların gelişimi ile değişime uğradığını hemen hemen hepimiz biliyoruz. Geldiğimiz noktada veri haberciliği aslında gazetecilik müktesebatının ve dijital okur yazarlık becerilerinin bir birleşimi olarak önemi ve işlevselliğini her geçen gün artırmaktadır. Veri haberciliği, veriyi elde etmek, elde edilen veriyi analiz ve teyit etmek, bunu yaparken verileri görselleştirmek ve okura bunları etkili bir şekilde aktarmak gibi çeşitli aşamalar içerir. Türkiye’de medyanın veri haberciliği potansiyeline baktığımız zaman, gazetecilerin kullandıkları araçları ve yetenekleri birlikte değerlendirmek gerekir. Ayrıca veriye dayalı analize olan ilgi ve medyanın mevcut ekonomik politik durumu burada önemli olan bir başka etken. Şeffaf veri eksikliği gerek meslek gerek üniversite eğitimleri noktasında mevcut bazı eksikler alandaki olumsuz emarelerdir. Ancak Türkiye’de geleneksel haber araçlarını kullanma eğiliminin azalması ve çevrimiçi platformlara olan ilginin artması, dijitalleşen düzleme adapte olunduğunu gösteren ve veri haberciliğindeki içerikleri güçlendirmeyi zorunlu bir gereklilik haline getiren bir göstergedir. Birçok şeyin rakamlarla tartışıldığı dünyada okuruna güncel verilerle farklı bakış açıları sunmak isteyen gazeteciler için Sosyal Veri Platformu önemli bir kaynak niteliğindedir. Öte yandan veriyi haberleştirmek ise gazetecilik becerisi ile alakalı bir durumdur. Toplumsal gerçeklik, öznel ve ideolojik anlatılardan meydana gelmez. Bu nedenle veriye dayalı analizler ciddi bir ihtiyaçtır. Veri haberlerini destekleyecek olan bu platform aslında gazetecinin güncel ve güvenilir veriye ulaşma ve veri görselleştirme hususundaki külfetini büyük ölçüde azaltacaktır. Platformda mevcut analiz ve grafiklerin doğrudan çevrimiçi ortamlarda paylaşılabilir olması ise, habere çevrimiçi erişimin her geçen gün arttığı bir düzlemde oldukça işlevseldir.
‘Demokratik Toplumlarda Sivil Toplum Kuruluşları Önemli Güç Odaklarıdır’
Türkiye’de gazetecilerin sivil toplum haberlerine olan ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Medyanın sivil topluma olan ilgisizliğinin sebebi olarak hangi eksiklikleri sıralarsınız?
Medyanın sivil topluma ilgisizliği ifadesini aslında çok sağlıklı bulmadım. Bunu bir kayıtsızlık olarak düşünmek ve dile getirmek bence gerçek sorunları ortaya çıkarmayı güçleştirir. Çünkü medyanın sivil topluma zaman zaman artan ve azalan ilgisi siyaseti de içine alan çetrefilli bir durumdur. Çağdaş demokratik toplumlarda sivil toplum kuruluşları aslında önemli güç odaklarıdır. Türkiye odağında sivil toplumu ele aldığımızda ise karmaşık bir yapı ortaya çıkar ki bu da sivil toplumu çok boyutlu bir biçimde ele almayı gerektirir. Türkiye’de sivil toplumun önemli bileşenlerinden olan mesleki kuruluşlar, hemşeri örgütlenmeleri, dayanışma temelli kuruluşlar medya ile daha sıkı ilişkilere sahiptir. Bununla birlikte medyanın savunuculuk, hak ve düşünce temelli kuruluşlarla mesafesi biraz daha açıktır.
Medya, sürece etki ettiği gibi süreçten de etkilenir. 1980’lerin sonuna doğru sivil toplumun devletçi kimlikten sıyrılmaya başlayarak yönünü olması gerektiği gibi topluma döndüğünü ve bu sayede hem nicelik hem nitelik artışı yaşadığını söylemek mümkün. Ancak sivil toplum bugün halen hem devlet aktörlerinin hem siyasilerin etki ve söyleminin gölgesinde kalabiliyor. Sivil toplum, siyaset ve medya üçlüsünde sivil toplumu gölgede bırakan bir yapıdan bahsedersek burada siyaset ve medyaya eleştirel yaklaşmanın yanı sıra özdüşünümsel bir yaklaşımla sivil topluma da dönmek gerekir. Devlet ve siyaset sivil topluma genellikle temkinli yaklaşır ve çeşitli müdahaleler ile sivil toplumun alanını daraltabilir. Baskın devlet yapısının karşısında ise sivil toplumun bir açılım sağlaması beklenemez.
‘Medya, Çoğu Zaman Sivil Topluma Tarafsız Bir Şekilde Yaklaşmıyor’
Dolayısıyla sivil toplum, devlet ve çeşitli siyasi mekanizmalarla ilişki kurması ya da kurmaması durumunda yaşayacaklarını sürekli olarak muhakeme eder ve bu da aslında özerkliğini zedeler. Hal böyle iken sivil toplum, devletle bütünleşmesi ya da muhalif bir duruş sergilemesi gibi iki karşıt kutup arasında etkisini yitirebilir ya da amacından uzaklaşabilir. Benzer bir durum siyaset ve sivil toplumda olduğu gibi medya ve sivil toplum arasındaki ilişkide de görülebilir. Medya organları çoğu zaman sivil topluma tarafsız bir şekilde yaklaşmamakta ve iş birliği ile muhalefet arasında odaklarını kaybetmektedirler. Böylesi bir durumda siyaset yapan sivil toplum ve siyasi duruşuna göre sivil topluma yaklaşan bir medya karşımıza çıkar ki en başında ifade ettiğim gibi bunu yalnızca bir ilgisizlik olarak okumak bahsettiğim tüm bu ilişkisellikleri ve eksiklikleri göz ardı etmeye sebep olur.
‘Toplumun Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Seyrini Ortaya Koyduk’
Bu proje kapsamında diğer sivil toplum kuruluşları ile dirsek temasınız oldu mu?
Toplumun görünümü raporu ve Sosyal Veri Platformu’nu geliştirme aşamasında başka sivil toplum kuruluşları ile doğrudan bir temasımız olmadı. Ancak özellikle İLKE Vakfı bünyesinde yer alan Sivil Toplum Akademisi aracılığıyla yaygın ve yoğun bir ilişki ağımız mevcut. Bu ağ vasıtasıyla sivil toplum kuruluşlarının önemli ölçüde veri temelli bir biçimde hareket edemediğini gördük. Bu da bizim Sosyal Veri Platformu’nu geliştirirken ihtiyaç tanımlarını yapmamızı kolaylaştırdı.
Biz hali hazırda var olan istatistiksel veriler ile Türkiye toplumunun ekonomik, sosyal ve kültürel seyrini ortaya koyduk. Ancak konuşma boyunca belirttiğim gibi bu yapılmamış olanı yapmak için ilk ve büyük bir adımdı. Sosyal Veri Platformu’na ilişkin ilk çalışmalara başladığımız günden beri platformun kapsamını sürekli olarak genişletmeyi hedefledik ve bunu peyderpey yapacağız. Bu doğrultuda çeşitli sivil toplum kuruluşlarının araştırmalarına ve bu bağlamda elde ettikleri verilere, yerel ve bölgesel analizlere yer vererek içeriği zenginleştirmek adına bundan sonraki süreçte etkileşimde olmayı planlıyoruz.
Bizi Takip Edin