‘İBB’nin Sosyal Politikalarıyla Belediyeciliği Yeniden Şekillendiriyoruz’
'Son araştırmada, yüzde 57’lik kesim son 6 ayda yerel yönetimlerden destek aldığını ifade ediyor. Belediyecilik anlayışını insan ve ekosistem odaklı tekrar tekrar güncellememiz gerekiyor.' İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Sosyal Politikalar Merkez Koordinatörü Zelal Yalçın ile pandemiyle daha da derinleşen kriz ve artan ihtiyaçlar karşısında İBB’nin sosyal politikalarını yeniden şekillendirme gayretini konuştuk.
İBB’nin sosyal politika yaklaşımını nasıl özetlersiniz?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi aslında dünya ölçeğinde konulmuş olan bir vizyonla hareket etmeye çalışıyor. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda, katmanlı eşitsizliklerle ayrı ayrı mücadele eden, kadınları, gençleri, yoksulları, engellileri, yaş almış vatandaşları, yaşlıları, mültecileri gözeten özel politikalarla sosyal çalışmalar geliştirmeyi; bu anlamda da sürdürülebilir eşitsizlik veya yoksulluk politikası değil, eşitsizliklerin sonlandığı, yoksulluğun sonlandığı bir sosyal politika anlayışını hayata geçirmeye çalışıyor.
İBB, eşitsizliklerin ve yoksulluğun sonlandığı bir sosyal politika anlayışını hayata geçirmeye çalışıyor.
Bir yandan sosyal yardımlarla ve çeşitli sosyal destek mekanizmalarıyla sosyal hizmet mekanizmalarıyla kişileri güçlendirirken diğer taraftan Bölgesel İstihdam Ofisleri gibi çok önemli istihdam ve iş gücüne katılımın sağlanmasıyla ilgili yürütülen çalışmalarda insanların kendi hayatlarını sürdürebildikleri, yönetebildikleri bir sosyal politika anlayışını hayata geçirmeye çalışıyor.
İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) İBB’nin sosyal politikasının şekillenmesindeki rolü nedir?
Bir pandemi krizinin içerisinden geçtik. Dolayısıyla aslında bu çok büyük değişikliklerin ve ihtiyaçların çeşitlendiği, daha da derinleştiği ortam bize daha radikal önlemler ve tedbirler alınması gerektiğinin işaretini gösterdi. İPA tam da bu noktada, sorunların çözülmesi için çeşitli araştırmalarla modeller oluşturmaya, bu fotoğrafı çok daha görünür kılmaya çalışıyor.
Örneğin en son gerçekleştirdiğimiz raporlar içerisinde pandemi döneminde geride bırakılanlar, eğitimde geride bırakılanların fotoğrafını çıkartmaya çalıştık. İPA, İstanbul’un genel fotoğrafı içerisinde arada, geride ve güncelde yeni çıkan durumlara ilişkin raporlar çıkartmaya çalışıyor ve alınabilecek tedbirlere ilişkin çeşitli önermeler geliştiriyor.
Kadın istihdamı ve kadın yoksulluğu konusunda neler yapılıyor?
İSMEK’ler hem eğitim anlamında hem de içerik anlamında güncellenerek Enstitü İstanbul İSMEK, kadınların ve gençlerin güvenceli bir şekilde istihdam edilebilmesine yönelik meslek edindirme kursları eğitimleri vermeye devam ediyor. Daha ev eksenli üretim yapabilen kadınlara ise İstanbul Gönüllüleri vasıtasıyla ulaşılıyor. Kadın ürünleri pazarları kuruluyor meydanlarda; o kadınların günlük- haftalık kazanç sağlamaları destekleniyor. Tarım alanında çalışan kadın tarım işçilerine ve genel olarak tarım sektörü çiftçilerinin hepsine fide desteği sağlanıyor.
İstanbul Planlama Ajansı’nın yürüttüğü araştırmalarının, sosyal politikalarda yarattığı sosyal etkiye dair ne söylersiniz?
Birebir operasyonel süreç ile akademik sürecin ve entelektüel sürecin bir arada yüzde yüz örtüşmesi her zaman için çok mümkün değil. Bu noktada, İstanbul Planlama Ajansı ara yüzü oluşturuyor. Çünkü bir yandan sahanın ihtiyaç duyduğu hızlılık ve pratiklik; diğer yandan da akademinin ve uzmanların sahip olduğu derinliğin bir ortak havuzda buluşturulması ve eritilmesi gerekiyor.
İBB sosyal etki araştırmaları yapıyor. Pandemi döneminde özellikle hayata geçirilen Askıda Fatura, fatura dayanışma ağının özellikle bir incelemesini gerçekleştirdik. Burada eksikleri fark edebilmek için hem etki hem kamuoyu araştırmalarıyla fotoğraf çekmeye ve var olan eksikleri gidermeye geliştirme noktalarının da sağlanmasıyla ilgili adımlar atmaya çalışıyoruz.
‘Yerel Yönetimlere Yeni ve Dinamik Roller Düşüyor’
İBB’nin sosyal politikalarına yurttaşların geri dönüşleri nasıl?
Bizim en son yapmış olduğumuz araştırmada görüş verenlerin yüzde 57’si son altı ay içerisinde yerel yönetimlerden destek aldığını ifade ediyor. Bu kadar büyük bir etki varken elbette ki yerel yönetimlere çok daha yeni, daha aktif ve daha dinamik rollerin düştüğü; buna dair beklentilerin olduğu da bir gerçeklik.
Askıda Fatura hem dayanışma gösterebilen hem de bu dayanışmadan faydalanabilen vatandaşlar açısından büyük bir memnuniyet kazandırdı ama sadece sosyal yardımlar ve destekler üzerinden değil, yanı sıra kamu kolaylaştırıcılığı karşılığı olan yurtlar, kreşler gibi çalışmalarda da çok takdir toplayan özel çalışmalardan belli başlı iki tanesi. Hem ailelerin eğitim üniversite öğrencilerine yönelik eğitim yardımı hem hanelerin giderlerini azaltan hem de öğrenci gençleri bu anlamda bağımsız olarak destekleyen çok önemli bir sosyal politika faaliyeti olarak karşımıza çıktı.
İhtiyaçlar çok fazla. Kriz gittikçe derinleşiyor ve talepler daha da fazla artıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de kendi bütçesi aynı şekilde bu yorgunluğun içerisinde.
İBB’nin sosyal politikasının şekillenmesinde yurttaşlar ne düzeyde katılabiliyor?
Şunu belirtmek lazım; ihtiyaçlar çok fazla. Kriz gittikçe derinleşiyor ve talepler daha da fazla artıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de kendi bütçesi aynı şekilde bu yorgunluğun içerisinde.
Yapılan pek çok araştırmanın aslında yurttaşların katılım aracı olma fonksiyonu ve karşılığı var. Neden? Çünkü bu araştırmalar beklenti, ihtiyaç, talep ve önerileri gösteriyor. Bütün bunları duyabildiğimiz araştırmalar yapmaya çalışıyoruz. İBB’nin Ekrem İmamoğlu Başkanlığı döneminde yurttaşların katılımı içim iki önemli katılım aracı oluşturuldu. Bunlardan bir tanesi İstanbul Kent Konseyi; sivil katılımı destekleyecek şekilde bir diğeri de İstanbul Planlama Ajansı. Her iki araç akademik ve uzman katılımı desteklemek ve güçlendirmek için yapıldı. Bu anlamda İBB’ye yurttaşlar için güçlü bir katılım alanı var. Bir başka unsur da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çok uzun yıllardır hizmet verdiği Alo 153 talep, şikâyet ve önerilerin iletildiği çözüm merkezleri. Bunlar bugün çok daha dinamik, çok daha aktif.
İnsanı ve Diğer Canlıları Kapsayan Yeni Bir Belediyecilik Anlayışı!
İBB’nin sosyal politikasının kısıtları neler? Hangi konularda eksik kaldığınıza dair özeleştiri yapar mısınız?
İBB’nin yapması gerekenleri tam olarak yaptığını söylemek güç çünkü bütün ihtiyaçların giderilmesini tabii ki bütçeyle, planla, koordinasyonla beraber konuşmak gerekiyor. Ayrıca, doğru bir iş birliğiyle beraber konuşmak gerekiyor.
İhtiyaçların çok daha fazla olduğunu, çok daha büyük desteklere ve dayanışma noktalarına ihtiyaç olduğunu, ciddi mekanizmaların kurulması gerektiğine inanıyoruz. Tam da bu yüzden aslında sosyal politikaları geliştirmeye ve değiştirmeye çalışıyoruz. Örneğin okul gıdası bunlardan bir tanesi; devreye almamız gereken önemli bir mücadele aracı. Ama bütün bunlar da tabii ki imkanlarla sınırlı olan konular. Belediyeciliği tekrar kurmak, tekrar düşünmek, tekrar planlamak ve bunları yaparken de insan odaklı düşünmek gerek.
Aynı zamanda diğer canlıları ve ekolojiyi de es geçmeden yeni bir belediyecilik anlayışını tekrar tekrar güncellememiz gerekiyor. Biraz İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin stratejik planında da bunu koymaya çalıştık ama İstanbul Planlama Ajansı’nın yakında paylaşacağı Vizyon 2050 çalışmasıyla bunlara çok daha fazla yer verdiğimiz noktaları görüyor olacaksınız.
Bizi Takip Edin