Kürtçe Seçmeli Derslerde Kampanyaların Etkisi
'Sivil kurumlar ve hareketlerin muğlak ifadeler arkasına sığınmadan doğrudan Kürtçe'yi ifade etmeleri iş birliği, güven, heyecan ve tabii ki başarma duygusunu pekiştirdi.' Dünya Anadil Günü’nü geride bırakırken kampanyaların seçmeli derslere etkisini Platforma Zimanê Kurdî-Kürt Dil Platformu (PZK)’ndan Sedat Doğan ve Kürd Dili Hareketi Derneği (HezKurd)’nden Suphi Özgen ile konuştuk.
Kürtçe seçmeli dersler ile ilgili her sene ilana çıkılır, genelde boş kalırdı. Bu seneki artışı neye bağlıyorsunuz?
Suphi Özgen: Ortaokullar için seçmeli Kürtçe (Kurmanci, zazaki) ders hakkı 2012 yılından beri olmasına rağmen bu sene ilgi arttı. Kısa adı Hezkurd olan Kürd Dili Hareketi Derneği olarak resmen kurulduk ve doğrudan Kürtçenin yasal haklarını korumak ve geliştirmeyi hedefleyerek seçmeli Kürtçe dersinin tanıtılmasını ve tercih edilmesi için aktif çalışmalar yaptık. Sivil girişimlerin bilgilendirme ve sahada doğrudan veli ve öğrenciler ile teması ilk defa bu sene oldu.
Sahadaki çalışmalar başta Rudaw TV olmak üzere TV’de yoğun bir şekilde haber olunca bu husus da motive edici oldu. Elbette TRT Kurdî’nin de katkısını ifade etmek gerek.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Deva Patisi Genel Başkanı Ali Babacan, PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik ile Hak Par Genel Başkanı Latif Epözdemir’in hemen ilk günlerdeki destekleyici açıklamaları da önemlidir.
Sosyal medya kullanıcıları da KurdîHilbijêre tagi etrafında güzel bir motivasyon kazandılar. Elbette ki her destekleyici açıklama yapan kişi ve kurumların da pozitif katkısı olmuştur.
Dil hakkının temel bir hak olmasına rağmen hep engellenmiş ve baskılanmış olmasının toplumda yarattığı bir açlık vardı. Sivil kurumlar ve hareketlerin muğlak ifadeler arkasına sığınmadan doğrudan Kürtçe’yi ifade etmeleri de iş birliği, güven, heyecan ve tabii ki başarma duygusunu pekiştirdi.
Sedat Doğan: Meşru vatandaşlık hakları çerçevesinde Kürtler için asıl yapılması gereken, Kürtlerin Anadilleri önündeki bütün engellerin yaşamın bütün alanlarında kaldırılmasıdır. Türkçeye tanınan bütün özgürlüklerin Kürtçe için de tanınmasıdır. İnsani ve vicdani açıdan yapılması gereken budur.
Elinizde önceki yıllar ve bu yıl arasındaki seçilme oranları ile ilgili veriler var mıdır?
Sedat Doğan: Önceki yılların başvurularına dair elimizde, basına yansıyan şöyle bir veri var: 2015-2016 yıllarında Kürtçe seçmeli derslere başvuran öğrenci sayısı: 77.931 öğrenci. Bunlardan 71.616’sı Kurmanci,6.315 Kırtki/ Kirmancki. Bu öğrenciler için sadece 59 öğretmen ataması yapılmış. Bunların 48’i Kurmanci, 11’i Kirmancki.
Bu öğretmenlerin çoğu yeterli donanıma sahip olamadıkları için derslere girmemişler ve dersler hep boş geçmiş. Bu yıl yapılan başvurular da henüz kamuoyuna yansımadı ama herkesin tahmin ve beklentisi bu yılki başvuruların eski yıllara oranla kat bê kat fazla olacağıdır.
Elimizde bu konuda kamuoyuna yapılmış yeterli bir açıklama da yok. Milli Eğitim Bakanı bir soru önergesi üzerine 2021- 2021 yılında 20.265 öğrencinin Kurmanci ve Zazaki dersini seçtiğini açıkladı ama biliyoruz ki bu sene yapılan tercih önümüzdeki 2022-2023 eğitim öğretim yılı içindir.
Anadil eğitim ve Kürtçenin yaygınlaşması için ne tavsiye edersiniz?
Sedat Doğan: Dil öğrenimi ve eğitim süreci kreşlerden, anaokulundan başlar. Eğitimin bütün süreçlerinde hiç ara verilmeden Üniversitelere kadar bir eğitim ve yaşam dili olarak engelsiz, korkusuz bir şekilde varlığını sürdürür. Sonra bu süreçte öğrenilen bütün bilgiler yaşamın seyri içinde yine o dil yardımı ile pekişir, ila nihaiye devam eder. Kürtlerin coğrafyaları ve içinde var olan bütün maddi ve manevi varlıklar tekrar Kürtçe olarak tanımlanmalı. Toplumsal ve kamusal yaşamda eğitim, öğrenim, hukuk, din, siyaset, ticaret, basın, yayın, ulaşım, iletişim ve teknolojide Kürtçenin önündeki resmi ve hükmi bütün blokajlar kaldırılmalı. Devlet Türkçe’nin gelişmesi için hangi hizmetleri veriyorsa, bütçeden hangi payı ayırıyorsa, bu ülkede yaşayan herkesin toplumsal huzuru için sağlıklı bir sayımı ve oranlaması yaparak, aynı şeyi Kürtçe için de yapabilmeli.
Kürtlerin çoğunlukta olduğu yerlerde ülkedeki resmi dile paralel olarak bireysel, toplumsal ve kamusal alanda ikinci resmi ve yaşam dili, azı oldukları yerlerde ise birinci seçmeli yaşam ve eğitim dili olarak varlığını korumalı. Kürtçe dil ve kültür hizmetleri Anayasal bir güvence altına alınmalı. Devletin Kürtçe dil hizmeti seçmeli değil, kalıcı, devamlı olmalı. Bütün eğitim ve öğretim süreçleri için devlet eğitim bütçesinden gerekli payı ayırmalı. Bu pay Anayasadaki vatandaşların eşitliği ve temel haklarını koruma maddesi çerçevesinde yapılmalı.
Kürtçe için bunlar yapıldığı taktirde 60 milyon insanın günlük yaşamında, umut, hayal, rüya ak ve sevdalarında yine eskisi gibi birincil yaşam dili olmaması için hiçbir neden yoktur. Yeter ki her Kürt can-ı gönülden diyebilsin ki: Zimanê me hebuna meyi (Dilimiz varlığımızdır). Herkes için herkesin temel insani hakları ile insanca yaşayabildikleri barış, sevgi, özgürlük ve huzur dolu bir dünya dileği ile.
Suphi Özgen: Kürtçenin yaygınlaşması, kamusal alanda daha görünür olarak kullanılması ve tabii ki eğitimde kullanılması için öncelikli sorumluluk Kürtlere düşmektedir. Talep ve tercihin yazılı olarak yapılması, sesli olarak da ifade edilmesi gerekir.
Seçmeli dersin sadece ortaokullarda olması büyük bir eksikliktir ancak yasal olan bu adımın kuvvetlendirilmesi, geliştirilmesi gerekmektedir. Özellikle dil bilincinin geliştirilmesi, yasal kurumların da çoğaltılması gerekir.
Anayasal eşitlik ancak Kürtçe’nin yasal statüye kavuşması ve kamusal alanda etkin kullanılması ile mümkündür. Bu haklı ve hukuki hak için herkes sorumluluk almalıdır. Ben başaracağımıza inanıyorum.
Yılların yarattığı tahribatı onarmak mümkündür. Korkuların atılmasını, umutla, kararlı çalışmalar yapılmasını ve bu konunun sürekli gündemde tutulmasını tavsiye ediyorum.
Kapak Görseli: Rawest
Bizi Takip Edin