‘Ortak Amaç’ın Sivil Etki Gücü
'Etki Girişimciliği'nin gündem olduğu günümüzde insanları yeniden düşünmeye, ilişkilerini sorgulamaya başlayacak sivil bir etki üretilmelidir. Çünkü, 'kurumlar ellerinden gelenin en iyisini yapmaya devam etse de' yıkıma uğramaktan kurtulamayacaklar. Üstelik 'sadece büyümeye ve kar üretmeye yönelik anlayışın artık sürdürülebilir olmadığı' ortadadır. Bu açmazdan çıkış için sadece kârla alakalı olan mantığı bir kenara bırakmalı, sosyal etkiye odaklanmalıyız.
KalDer’in düzenlediği 30. Kalite Kongresi’nde, yaşanan sorunlara yönelik çözüm önerileri ‘sivil rol’ün önemini bir kez daha göstermiştir. Bilim, akademi, medya ve iş dünyasının önde gelen temsilcilerini buluşturan etkinlik, ‘Ortak Amacın Gücü’ne vurgu yaparak sivil etkiyi tescillemiştir. Peki, ‘hissedar kapitalizminden paydaş kapitalizmine geçiş’ sürecinde sivil etki ne şekilde sergilenecektir?
Beklenen sivil etki; ‘ekonomik büyümeyi birlikte büyümeye çevirmeyi, tüm paydaşları büyütmeyi’ hedeflemelidir. Bu açıdan ‘yasak savan değil, konuyu dert eden ekipler’in gerekliliği açıktır. Böylelikle ‘topluma, çalışanlara, müşterilere değer katan’ ve ‘şirketlerin büyümesi kadar, yoksullukla da mücadele eden’ anlayış sergilenebilir. İnsan odaklı düşünmek ve daha iyi bir gelecek için ellerimizi taşın altına koyma dönemi şimdi değilse ne zaman?
Bu süreçte sivil etki sergilenmediği taktirde ‘gelir dağılımında eşitsizliği; popülist milliyetçi duyguları körükleyen, sosyal hoşnutsuzluğu ve politik riskleri artıran’ tepkisel bir dönem yaşanacak! Az sayıda insanın tüm gelirlerin çok büyük kısmına sahip olduğu, ‘orta sınıfın eriyip alım gücünün azaldığı’ şartlar başlayacak! Ve insanlığın yaşadığı sorunlar, pandemi sonrasında bir ‘endemi’ye dönüşerek ekonomik ve sosyal olumsuzluklar derinleşecek! Artan ekonomik ve sosyal uçurum, tüm kesimler ‘kölelik düzenine hayır’ ekseninde toplayacak!
‘Hiçbir şeyin bu sistemde uzun süre ayakta kalamayacağına şahit olduğumuz böylesi bir duraklama dönemi’nde sivil inisiyatif sergilemek için köprüden önceki son çıkışa doğru ilerlemekteyiz. ‘Ortak Amacın Gücü’ne muhtaç olduğumuzu bir kez daha hissediyoruz. ‘Adil, hesap verebiliyor, çevreye ve çalışanlara şeffaf ve sorumlu’ kurumlar eliyle bir kültür değişimine kapı aralamak istiyoruz. Organizasyonlar yeniden yapılandıran ve temeli güvene dayalı ilişkiler kurarak gerçek çözümlere adım atmak zorundayız. Kısacası “toparlanın, gitmiyoruz” gibi bir çağrı sonrasında girdileri değiştirerek yeni çıktılara ulaşmalıyız.
Bizi Takip Edin