Doğaya Güç Kat Ağı, Eğitimler Aracılığıyla STK’ları Birçok Yönden Destekleyecek
İzmir'de gerçekleşen Doğaya Güç Kat Ağı Çalıştayı'nda görüştüğümüz Doğa Araştırmaları Derneği’nden Ezgi Karataş, STK'ların karar alma süreçlerine aktif katılım gösterebilmesini hedeflediklerini ve bunun için çeşitli eğitimler tasarladıklarını söyledi.
Türkiye’nin doğasının korunması için habitat ve tür koruma çalışmaları yürüten, doğa koruma ile ilgili politika yapım süreçlerine katkı sunan ve yerelde doğa koruma alanında çalışan örgütlerin kapasitelerinin güçlendirilmesi hedefiyle çalışmalar yürüten Doğa Araştırmaları Derneği (DAD), İzmir’de Doğaya Güç Kat Ağı Çalıştayı gerçekleştirdi. Çalıştay katılımcılarından Batman Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Hasan Argunağa, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nden Çevre Mühendisi Zeynep İlhan ve çalıştayın organizasyonunu gerçekleştiren Doğa Araştırmaları Derneği’nden Ezgi Karataş ile Doğaya Güç Kat Ağı Çalıştayı’nı konuştuk.
Doğaya Güç Kat Ağı Çalıştayı’nın, DAD olarak yedi proje ortağıyla birlikte Ocak 2020’den beri yürütülen Avrupa Birliği tarafından desteklenen Doğaya Güç Kat Projesi kapsamında gerçekleştirildiğini belirten Ezgi Karataş, İzmir’de düzenledikleri toplantıya 42 ilden 80 STK’nın katıldığını, bu yoğun ilgi ve katılımın kendilerini mutlu ettiğini söyledi.
Ağ Yapılanmasının Önemi
İki gün süren toplantıda Türkiye’de ve özellikle yerelde çevre ve doğa koruma alanında çalışan sivil toplum kuruluşları arasındaki iş birliğinin nasıl kurulabileceğini, bu STK’lar arasındaki iletişimi güçlendirecek bir ağ yapılanmasının nasıl olması ve bu ağın nasıl çalışması gerektiği üzerine konuşulduğunu, çünkü proje hazırlık sürecinden önce yaptıkları çalışmada ortaya çıkan sonuç ve bu alandaki örgütlerin sıkça dile getirdiği konunun STK’lar arasındaki iletişimsizlik olduğunu söyleyen Karataş, proje hazırlık sürecinde iki önemli sorun tespit ettiklerinin altını çizdi. Bu sorunların ilkinin, STK’lar arasındaki işbirliği ve iletişim eksikliği, diğerinse karar mekanizmalarına katılımın yetersizliği ve proje hazırlık sürecinde görüştükleri STK’ların iletişim eksikliği nedeniyle bilgi ve deneyimlerini paylaşımı yapamadıklarını ve çevre alanında çalışan diğer yapılarla ortak hareket etme olanağı olmadığını ekledi: ‘STK’ların bu tespiti bize uzun süredir üzerine düşündüğümüz ağ yapılanmasının ne kadar gerekli olduğunu gösterdi.’
Proje hazırlık sürecinde gördükleri ve uzun zamandır dikkatlerini çeken bir diğer başlığın ise Türkiye’de doğa koruma alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının karar süreçlerinde yer almaması ve karar süreçlerini yeterince etkileyememesi olduğuna değinen Karataş, Türkiye’de yeterli olmasa da doğa koruma alanında faaliyet gösteren STK’ların karar süreçlerine katılımını öngören üç önemli katılım mekanizması olduğunu ekledi: ”Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’nin öngördüğü Ulusal Sulak Alan Komisyonu ve mahalli sulak alan komisyonları, Kara Avcılığı Kanunu uyarınca kurulan Merkez Av Komisyonu ve il/ilçe av komisyonları ile Tarım ve Orman Bakanlığı tebliği ile kurulan havza yönetim heyetleri. Ancak bu katılım mekanizmalarına STK düzeyinde katılım ne yazık ki yok denecek kadar az. Bununla birlikte Türkiye’de özellikle yerel düzeyde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının karar mekanizmalarında yer alması ve kararları etkileyebilmesi için kapasitelerinin, özgüven ve müzakere bilgi beceri yeterliliklerinin güçlendirilmesi gerekiyor.”
Bir sulak alanın korunmasının talep edilebilmesi için o sulak alanın değerlerinin bilimsel bir raporla ispatı çok önemli.
Doğaya Güç Kat Projesiyle çalışamaya, Akçay Sazlığı ve Sulak Alanının Korunması Dayanışması çerçevesinde bu yılın başında Doğa Araştırması Derneğiyle iletişim kurarak başladıklarını ve onların yönlendirmesiyle bir STK’lar konsorsiyumu oluşturup 6 STK olarak, Akçay Sazlığı ve Sulak Alanının mahalli sulak alan olarak tescil edilmesi için adımlar atmaya başladıklarını belirten Zeynep İlhan, öncelikle bu alanda imar faaliyetlerinin durdurulması ve verilen imar ruhsatlarının iptali için davalar açtıklarını anlattı: ”Aslında Doğaya Güç Kat Projesiyle, ağ kurulmadan ağın küçük bir parçasını kurduk, örneğin DAD uzmanlarının hazırladığı ‘Kuş Üreme Gözlem Raporu’ ile bir sulak alanın korunmasının talep edilebilmesi için o sulak alanın değerlerinin bilimsel bir raporla ispatı çok önemli. Bu deneyimle Doğaya Güç Kat Ağı’nın bir parçası olmamız kaçınılmaz oldu, küçük bir ağ ile buradaki savunmayı yaparken Türkiye genelinde böyle bir ağın ne kadar önemli ve gerekli olduğuna otomatikman ikna olduk çünkü tek bir dernek olarak gerekli uzmanlıkların tamamına sahip olamayabilirsiniz, bir ağın, platformun parçası olduğunuz zaman o platformun üyesi olan diğer derneklerden farklı insan kaynağı, uzmanlık alanı ve deneyimlerden yararlanabilmek için o ağın bir parçası olmak önem kazanıyor, bu sebeple ağın bir parçası olma çağrısına hemen olumlu yanıt verdik.”
‘Karar Alma Süreçlerinde Olmadığımız Bir Yapıyla Çalışmıyoruz’
Doğaya Güç Kat Çalıştayı ve daha önce Ankara’da bazı etkinliklerine katılım sağladıklarını belirten Batman Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Hasan Argunağa, Batman Çevre Gönüllüleri Derneği olarak karar alma süreçlerinde olmadıkları bir yapıyla çalışmadıklarını belirterek başladı söze: ”Orada yeni bir ağ, yani üst çatı yapısı oluşturulmasında fikir birliğine vardık. Doğaya Güç Kat Ağı’nın temel hedefleri, önceliği, ülke genelindeki doğa ve çevreye yönelik tehditlerin bertarafı için mücadeledir. Ağ, bu temelden hareketle yeni yönetimin alacağı kararlarla hareket edecektir.”
Zeynep İlhan, platformun kurulması fikrinin proje sırasında değil; proje yazılırken böyle bir ihtiyaç tespiti ile ortaya çıktığını söyledi: ”Bu platformla odaklanılmak istenen, Türkiye’de bulunan ve mevzuatta geçerliliği olan üç tane komisyonda (avcılık, sulak alan ve su havzalarıyla ilgili komisyonlar) STK’ların yer alması. Bu mümkün ancak ya STK’lar kendilerini yeterli hissetmiyor ya da gerçekten yeterli olmayabiliyorlar, bunun sağlanması için bu projede çalışacağız mesela biz bu yılbaşı itibariyle yaptığımız çalışmalar sayesinde Balıkesir’deki Mahalli Sulak Alan Komisyonu’na kabul edildik. 8 aylık bir çalışma sonrasında Valiliğe kendimizi kabul ettirdik. Aslında bu projenin en önemli getirilerinden birisini yaşayarak görmüş olduk.”
STK’ları savunuculuk, lobicilik, stratejik plan, gönüllü yönetimi, kaynak geliştirme, müzakere yöntemleri, çatışma yönetimi gibi başlıklarda çeşitli eğitimler aracılığıyla destekleyeceğiz.
Doğaya Güç Kat Ağı ile yerelde faaliyet gösteren ve doğa koruma çalışmalarında yer almak isteyen STK’lar arasında iletişim ve işbirliklerini desteklemeyi, bu STK’ların kapasitelerini güçlendirmeyi ve karar alma süreçlerine aktif katılım gösterebilmesini hedeflediklerini söyleyen Ezgi Karataş, bunun için de Ağ’a katılan STK’ları savunuculuk, lobicilik, stratejik plan, gönüllü yönetimi, kaynak geliştirme, müzakere yöntemleri, çatışma yönetimi gibi başlıklarda çeşitli eğitimler aracılığıyla destekleyeceklerini söyledi: ”Doğaya Güç Kat Ağı’nda doğa korumayı odağına alan, çevre ve doğa koruma alanında çalışan sivil yapılarla (sivil topluluklar, birlikler, kolektif hareketler, platformlar gibi) birlikte olmayı istiyoruz. Yine çalışmalarına “doğa koruma” başlığını yerleştirmiş yapılar da Doğaya Güç Kat Ağı’na katılabilirler.”
Bizi Takip Edin