Mino’nu Şarkısı: ‘Bu Benim Bedenim, Hayır Diyebilirim!’
'Bu benim bedenim, hayır diyebilirim; bana sormadan sarılamazsın.' Mimoza Çocuk Çalışmaları Ekibi’nin hazırladığı Mino’nun Şarkısı, şimdiden çocuk ve yetişkinlerin dillerine pelesenk oldu. Mino ve arkadaşları, çocukların kendi bedenleri üzerinde söz hakları olduğunu eğlenceli, korkutmayan bir dille ve şarkı eşliğinde anlatıyor. Ayrıca, yetişkinlerin değiştirmesi gereken tutumlara ve karar alıcıların atması gereken adımlara dikkat çekiyor.
Yeni ve cinsiyetsiz karakterler olan Mino ve arkadaşlarını tasarlayan Mimoza Çocuk Çalışmaları Ekibi, öncelikle çocukların bedensel söz hakları konusunda güçlenmelerini, yetişkinlerin ise bu konudaki sorumluluklarını fark etmelerini sağlamayı hedefliyor. Ekibin gönüllü emeği ile hazırlanan Mino ve diğer tasarımlar telifsiz olarak herkesin kullanımına açık. Mino’nun Şarkısı adlı web sitesinde çocuklar, yetişkinler ve eğitimciler için, özel gereksinimli çocuklar dahil, yeni içerikler yer alacak. Mimoza Çocuk Çalışmaları ekibine yönelttiğimiz sorulara, Mino da katkı sundu…
Neden Mino karakterini oluşturma ihtiyacı duydunuz? Mino’nun benzeri projelerden farkı ne?
Mino karakteri Mimoza Çocuk Çalışmaları Ekibi tarafından oluşturuldu. İhtiyacı anlatmadan ekibin oluşma hikayesini anlatmak iyi olabilir. Ekip, “Çocuklar için daha iyi bir dünyanın mümkün olduğuna” inanan yedi kadından oluşuyor. Ekibimizden Nilüfer Atalay ve Emine Noyan İngiltere’de yaşıyor ve çocuklarının okullarında yürütülen “bedensel hak” eğitimlerinde kullanılan şarkı eşliğinde, eğlenceli, korkutmayan bu koruyucu-önleyici çalışmanın çocukları üzerindeki etkisini fark edince “keşke Türkiye’de de böyle çalışmalar yapılsa” diye düşündüler. Türkiye’den çocuk hakları alanında çalışan Emrah Kırımsoy’a ulaştılar ve o da aynı alanda çalışmalar yaptığı Efsun Sertoğlu, Hatice Kapusuz, Melda Akbaş ve Gözde Durmuş’a ulaştı. Böylelikle yedi kişilik Mimoza Çocuk Çalışmaları Ekibi oluştu ve çalışmaya başladı.
2020’nin Ekim ayında yoğun bir şekilde birlikte düşünmeye, tartışmaya, mevcut durumu ve ihtiyacı anlamaya çalıştık ve ardından Mino karakteri ve şarkısı üzerine çalışmaya başladık. Türkiye’de çocuklar için koruyucu-önleyici çalışmaların sayısı oldukça az. Var olan materyallerde çoğunlukla kurulan dil korkutucu, ürkütücü ya da ‘ayıp’ kavramlarına odaklanıyor. Çocukların bedenleri ile olan ilişkilerini desteklemiyor ve çocuklara ne yapacağını dikte ediyor. Bir kısmı ise bir tür cinsiyetçi ve ahlakçı perspektiften besleniyor ve bedenin belli bölgelerine odaklı mesajlar veriyor. Alandaki bu mevcut durumu ve ihtiyaçları düşünerek Mino’nun Şarkısı’nın bu alanda alternatif bir içerik olarak sunmaya niyet ettik.
Hak sahibi özneler olan çocukların özellikle bedensel söz hakları konusunda güçlenmelerini, onların çevrelerindeki yetişkinlerin ise bu konuyla ilgili sorumluluklarını fark etmelerini sağlamak ana hedefimiz. Çocuğu odağa alan, bütüncül, çocuğu güçlendirirken etrafındaki yetişkinleri de destekleyen ve yetişkin, devlet sorumluluğunu ayıran bir yaklaşımı ile hareket ediyoruz. Aynı zamanda Mino’nun çocuklarla eşdeğerli bir dille konuşmasını, hazırlanan şarkı ve videonun ise çocukların kendilerini neşeli ve rahat hissetmelerini desteklemesini önemsedik.
‘Şiddete Zemin Hazırlayan Her Söz ve Eylemin Çocuklar İçin Hayatı Daha Güvensiz Kılıyor’
Çocukların ‘iyi ve güvende hissetmesi’ için yetişkinlerin ve karar alıcıların öncelikle yapması gerekenleri nasıl özetlersiniz?
Mino’nun Şarkısını yaratırken/hazırlarken çocukların bilmesi gerekeni, yetişkinin değiştirmesi gerekeni ve kamu idaresinin/karar vericilerin sorumluluklarını birbirinden ayırarak bir çerçeve çizmeye çalıştık.
Çocukların haklarını bilmeleri; bu hakları koruma ve geliştirme sorumluluğuna sahip yetişkinlerden ve devletten haklarını talep etmeleri, yanı sıra maruz bırakıldıkları bir hak ihlalini tanımlayabilmeleri, bu tür durumlarda destek talep edebilmeleri bakımından önemli. Çocuğa doğumundan itibaren, kişisel sınırlarını tanımlayıp ifade edebilmesi yönünde rehberlik ve destek vermek ise aslında bir anlamda çocuğun kendi içini dinlemesini, ihtiyaçlarını fark edip anlamasını ve bunları dile getirebilmesini sağlıyor.
Kişisel sınırlarını tanımlayıp ifade edebilmek çocuğun kendilik algısını, özgüvenini, özsaygısını güçlendiriyor, başkalarının sınırlarını fark etmesini kolaylaştırıyor, sağlıklı ve güvenli ilişkiler kurmasını destekliyor, yanı sıra kendisini koruma ve savunma becerileri geliştirebilmesini ve ihtiyaç duyduğunda bu becerileri kullanabilmesini sağlıyor.
Ancak hiç şüphe yok ki bu sınır ihlallerini yapan da önlemesi gereken de yetişkinler; çocukların haklarını ve sınırlarını bilmesi yetişkinlerin bu sınırlara saygı göstermesi, devletin de çocukların tüm haklarının yaşama geçmesi için yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekiyor. Devletin, hak ve destek imkanlarını sağlaması, koruması ve ihlalleri önlemesi öncelikli. Bunun için ilk olarak çocuklara dair bakış açımızı sorgulamamız ve değiştirmemiz gerekiyor. Karar alıcıların söz ve söylemlerinde şiddetin hiçbir türünü meşrulaştırmaması, çocukların bugününü yok sayan söylemlerden kaçınmaları atılabilecek ilk adımlardan.
Toplumda şiddete zemin hazırlayan her söz ve eylemin çocuklar için hayatı daha güvensiz kıldığı unutulmamalıyız. Cezasızlık bu alanda yaşadığımız en önemli sorunlardan biri. Bir yanda istismar vakalarına karşı idam tartışmaları yürütülürken diğer yanda cezasızlık bu suçlara davetiye çıkarıyor.
Mino Çocuklara Eşdeğer Seviyeden Seslenen Bir Karakter!
Mino nasıl bir karakter? Mino’nun Şarkısı nasıl devam edecek?
Mino 5-8 yaş grubundaki çocuklara eşdeğerli bir şekilde seslenen bir karakter. Öncelikle 5-8 yaş grubunu hedeflememizin bir sebebi de anlatmak istediğimizi en yalın hali ile anlatabilmek, sadece 5-8 yaş için değil herkes için de daha anlaşılabilir bir içerik üretebileceğimizi düşünmemizdi. Mino ve arkadaşlarından oluşan karakterlerimiz yepyeni karakterler. Herhangi bir cinsiyet atamasının olmamasına ve hedef yaş grubundaki çocukların kendilerinden de bir şeyler bulmasına özellikle dikkat ettik. Bir de bu çalışmanın bu coğrafyaya özgü (yanakları çekme vb.) çocukların karşılaştığı yaygın yetişkin davranışlarını da içermesini de önemsedik.
Mino’nun Şarkısı 20 Kasım’da yayınlandı. 20 Kasım’dan bu yana çocuklara, ebeveynlere, eğitimcilere ve ilgili kurumlara ulaşmasını sağlamak için yaygınlaştırma çalışmalarına devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte öncelikle eğitimcilere yönelik içeriklerimizi tamamlamak istiyoruz. Web sitemizde çocuklar, bakımverenler/ebeveynler ve eğitimciler için farklı içeriklerimiz olacak ve giderek kapsamı genişletmeye çalışacağız. Aynı zamanda Mino’nun Şarkısı’nın özel gereksinimi olan çocuklar ve Türkçe dışında çeşitli dillerde konuşan çocuklar için erişilebilir hale getirmek önceliklikli hedeflerimizden. Diğer yaş gruplarına yönelik de çalışmaya devam etmek istiyoruz ama önceliğimiz bu materyalin hedef kitlesine ulaşabilmesi.
Diğer önemli bir konuyu da açıklamak isteriz. Mimoza Çocuk Çalışmaları Ekibi’nin oluşumuna destek veren ve ev sahipliği yapan kurumlar olmakla beraber; ekibin bir tüzel kişiliği yok ve Mino’nun Şarkısı bağımsız uzmanlar tarafından telifsiz (copy-left) şekilde üretildi. Tek bir kurumun materyali gibi algılanmaması, bu alanda çalışma yapmak isteyen, bu konuya dertli olan kurum ve kişilerin kullanımına açık olması özellikle üzerinde durduğumuz bir konu. Bu nedenle alandan gelen talep, geribildirim, öneri ve ihtiyaçlar da Mino ve arkadaşlarının yolculuğunu şekillendirecek.
Mino, kapsayıcılığı, neşesi, şefkatli olması, korkutmayan, ürkütmeyen, bedensel söz hakkını ahlaki ya da cinsiyetçi söylemle aktarmayan bir çalışma.
Mino’ya nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Çok uzun süre emek verdiğimiz ve her bir detayı üzerine çok düşündüğümüz bir çalışma Mino’nun Şarkısı. Geri dönüşler de gösteriyor ki dert ettiğimiz noktalar doğruymuş, 1 yıllık uzun çalışma, tartışma ve görüş geliştirme süreci yerini bulmuş. Çalışmanın kapsayıcılığı, neşesi, şefkatli olması, korkutmayan, ürkütmeyen, bedensel söz hakkını ahlaki ya da cinsiyetçi söylemle aktarmayan bir çalışma oluşu sıklıkla ifade edildi geri bildirimlerde.
Okullarında, sınıflarında, evlerinde kullanan çokça eğitimciden ve ebeveynden mesaj aldık. Şarkı’nın çocukların diline dolandığını ebeveynlere ya da öğretmenlerine yanıt niteliğinde kullandığını iletenler oldu. Hatta geçtiğimiz günlerde bu şarkıyı sadece okulda söylemek olmaz, sesimizi tüm köy duysun diye eylem yapan ve sokaklarında Mino’nun Şarkısı’nı söyleyen çocukların olduğunu bilmek bizi çok mutlu etti. Tabii ki hayalimiz çocukların Mino’nun Şarkısı’na ihtiyaç duymadıkları, bu sınırların çocukların doğumundan itibaren gözetildiği bir yaşam, ancak o güne kadar hep birlikte Mino’nun Şarkısı’nı söylemeye devam…
‘Mino, Yetişkinlik Hallerinin Değişmesine ve Dönüşmesine Rehberlik Ediyor’
Mimoza Çocuk Çalışmaları’nın yetişkinlere Mino ile verdiği mesaj nedir? Yetişkinlerden ne bekliyorsunuz?
İlk beklediğimiz kendi yaklaşım, davranışlarını ve ezberlerini sorgulamalarını sağlamak. Çocuk ve yetişkin arasında bu kadar belirgin bir güç ilişkisi varken, söz hakkı her daim yetişkindeyken, toplumda çocuklar hak sahibi özneler olarak görülmezken sadece çocuklara “hayır diyebilirsin, kimse senin sınırlarını ihlal edemez” demek büyük çelişki.
Çocuklar bebeklik döneminden itibaren sınırlarını çok çeşitli biçimlerde ifade ederler aslında. Bu sınırları tanımayan, sistematik olarak ihlal eden ve çocuklar için onlar adına yeni sınırlar belirleyenler çoğunlukla yetişkinlerdir. O nedenle Mino çocuklara seslenirken diğer yandan da yetişkinlerin kendilerine dönmelerine, kendi “yetişkinlik hallerinin” değişmesine ve dönüşmesine rehberlik ediyor.
Yetişkinlerden diğer beklediğimiz nokta ise çocuklarla bedensel söz hakkı, onay kavramı, kişisel sınırlar, duygularını/ihtiyaçlarını/sınırlarını ifade edebilme, hayır deme hakkı, sınır ihlalleri fark etme, özkoruma ve özsavunma hakkı, yetişkinlerin çocuklarla kurdukları ilişkinin nasıl olabileceği/olamayacağı, destek talep etmenin önemi gibi konuları konuşmak/çalışmak. Çünkü bu yetişkinler için bir sorumluluk. Ancak bu konuları çocukları korkutmadan, hak temelli, güçlendirici bir dil ve yaklaşımla ele almak gerekiyor.
“Kendini koru, hayır de” gibi mesajlarla sorumluluğu bütünüyle çocuğa yükleyen, ahlaki ve çoğu zaman cinsiyetçi bir yaklaşımla verilen, “özel bölgelerine kimse dokunamaz, böyle bir şey olursa çığlık at ve oradan kaç”tan öteye gitmeyen eğitimler çocuklar açısından korkutucu ve kafa karıştırıcı. Ebeveynlerin/bakımverenlerin, eğitimcilerin, psikolojik danışmanların, sosyal çalışmacıların ve hepimizin öncelikle bu tür yaklaşımlardan kaçınmaları gerekiyor.
Son olarak Mimoza Çocuk Çalışmaları ekibi olarak hatırlatmak isteriz: İstismardan korunmak çocuğun sorumluluğu değil, hem istismar etmemek hem de istismarı önlemek yetişkinin ve devletin sorumluluğu.
Mino Desteğinizi Bekliyor
Size ve Mino’ya destek vermek isteyenler ne yapabilir?
Mino’yu İnstagramdan takip edebilir ve başkalarına önerebilirler. İnternet sitesini takip edebilir ve içeriklerine göz atabilirler. İnternet sitesinde yer alan içeriklere dair görüş ve önerilerini bize sunabilirler ve içeriklerin yaygınlaşmasına destek verebilirler.
Videoyu çocuklarla kullandıklarında deneyimlerini bizimle paylaşabilirler. Öğretmen, ebeveyn gruplarına ulaşmasını sağlayabilirler. İçinde yer aldıkları kurumlarındaki 5-8 yaş grubu çocuklar, öğretmenler ya da ebeveynlere yönelik eğitim programlarının içeriğine Mino’nu Şarkısı ve diğer içeriklerimizi dahil edebilirler. Bunlar hızlıca aklımıza gelenler. Şu an aklımıza gelmeyen, birlikte yapmamız gereken çok şey olduğunu biliyoruz. O nedenle destek sunmak isteyen herkesin görüş ve önerilerini de duymak bizi oldukça sevindirir.
Mino’nun Şarkısı’nı buradan izleyebilirsiniz.
Bizi Takip Edin