Pandemide Derin İşsizlik:
Kamu ve Özel Sektörde, LGBTİ+’ların Gelecek Kaygısı
'Türkiye’de Kamu Çalışanı Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks ve Artıların Durumu' raporuna göre pandemiyle birlikte zirve yapan işsizlik krizinden en fazla etkilenen dezavantajlı gruplar içinde LGBTİ+ bireyler de yer alıyor. Cinsel kimlikleri nedeniyle işten atılma korkusuyla çalışan LGBTİ+ bireyler, iş yerlerinde ayrımcılığa ve nefret söylemine maruz kaldıkları için geleceklerinden endişe ediyor.
Kaos GL Derneği; Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi iş birliğiyle 5 yıldır yürütülen “Türkiye’de Kamu Çalışanı Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks ve Artıların Durumu” ve “Türkiye’de Özel Sektör Çalışanı Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks ve Artıların Durumu” başlıklı raporların 2021 sonuçlarını paylaştı.
2021 raporu; Prof. Dr. Mary Lou O’Neil, Dr. Reyda Ergün, Dr. Selma Değirmenci, Dr. Kıvılcım Turanlı ve Doğancan Erkengel tarafından hazırlandı. Editörlüğünü ise Kaos GL İnsan Hakları Programı’ndan Murat Köylü ve Defne Güzel yürüttü.
Raporun editörlüğünü yapan Kaos GL İnsan Hakları Programı Koordinatörü Murat Köylü’yle raporun çıktıları üzerine konuştuk.
LGBTİ+ bireylerle ilgili bu araştırmayı, insan hakları sorunlarını dile getirmek için hayata geçirdiklerini söyleyen Köylü, “İstihdam alanında bir insan nelerden etkileniyorsa LGBTİ+ bireyler bunlara ilaveten üretilen nefret söyleminin yansıması olarak daha fazla baskıya maruz kalıyorlar. Bu raporla, yaşadıkları sıkıntıları dile getirmeleri için bir alan açmaya çalıştık. Raporda LGBTİ+ bireylerin kendi cümlelerine fazlaca yer verdik,” dedi.
‘İşten Atılma Korkum Olmadan Yaşamak İstiyorum’
Rapora göre LGBTİ+ bireylerin istihdamda karşılaştıkları ayrımcılık, çalışma hakkının yanı sıra tüm temel hak ve özgürlükleri engelleyen durumları yansıtıyor. Mesela gıda sektöründe aşçı olarak çalışan eşcinsel bir erkeğin cümleleri şöyle: “İş yerlerinde bizim gibi kişilere bir ucube gibi davranılmaması, bizlerin de herkesle aynı hak ve eşitliğe sahip olmamızı sağlamaları gerekiyor. Rahatça, tacize uğramadan, dövülme, öldürülme, işten atılma korkum olmadan yaşamak istiyorum.”
‘LGBTİ+’lar İş Hayatında Sistematik Olarak Ayrımcılığa Uğruyor’
LGBTİ+ bireylerin pandemi sürecinden nasıl etkilendiğine dair önceki yıllara ait ortaya koydukları raporları da göz önünde bulunduran Köylü, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Pandemiden, diğer kırılgan ve dezavantajlı gruplar gibi LGBTİ+ bireyler de çok etkilendi. Pandemi yardımlarının verilmesi gibi konularda yine aynı eşitsizlik söz konusu oldu. Araştırmaya göre pandemide iş bulmakta güçlük çeken LGBTİ+ bireylerin önemli bir bölümünün gelecek kaygısı iyice derinleşti. Zaten işsizlik sorunuyla sürekli mücadele etmek zorunda olan kişiler, bu durumun LGBTİ+ bireyleri daha olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor.”
“Çalışan LGBTİ+ bireyler, iş hayatında sistematik olarak ayrımcılığa uğrayan bir grup. Doğrudan ya da dolaylı, bilinçli ya da bilinçsiz karşılaşılan sorunlar var. Her sene yaptığımız bu araştırmada veriler kendini tekrar ediyor. İş yerlerinde ayrımcılığa maruz kalıyorlar, terfileri engelleniyor, nefret söylemine maruz kalıyorlar, hakarete uğruyorlar, işe alım sürecinde de zaten çeşitli toplumsal normlar yüzünden örselenebiliyorlar.”
‘İş Yerini Kapatmak Zorunda Kalan İnsanlar Var’
LGBTİ+ bireyler söz konusu olunca iş yerindeki psikolojik şiddetin bile yönü değişiyor. Bu psikolojik şiddet, genelde patronlar ya da müdürler tarafından yukardan aşağıya doğru uygulanıyor. Ancak bu durumda, “gey” olduğundan şüphelenilen bir iş veren veya müdür olunca tehdit ediliyor, aşağılanıyor, damgalanıyorlar. İş yerini kapatmak zorunda kalan insanlar var.
‘İŞKUR Aracılığıyla İş Aramaktan Kaçınıyorlar’
Zaten iş ararken türlü sorunlarla karşılaşan LGBTİ+ bireyler, hükûmet tarafından da ayrımcılığın her türlüsüne maruz kaldıkları için devlet kurumu olan İŞKUR veya özel istihdam büroları aracılığıyla iş aramaktan kaçınıyorlar. Çünkü güvenleri yok. Her yıl olduğu gibi 2021’de de çok düşük olan bu durum, LGBTİ+ çalışanların bu kanallara güvenmediklerine ve “fişlenme” riskine yönelik şüphelerine işaret ediyor. Ayrıca araştırma işsizlik sorunu yaşayan LGBTİ+ bireyler genellikle lisans ve lisansüstü eğitimli olmalarına rağmen onların işsizlik oranlarının yüksek olduğunu da ortaya koyuyor.
‘Diyanet’in Akıllara Ziyan LGBTİ+ Açıklaması’
2021 raporunda diğer yıllara göre iki olgunun dikkatlerini çektiğini vurgulayan Kaos GL İnsan Hakları Programı Koordinatörü Murat Köylü şöyle devam etti:
“Birincisi hükûmet, LGBTİ+ bireyler için uluslararası insan hakları taahhütlerine uygun bir tutum içinde değil. Nefreti körükleyen ve insanları neredeyse terörist olmakla suçlayan bir yaklaşımı var. Bu yaklaşımın, iş yerlerindeki mevcut olumsuz ortamı körüklediğine dair birçok katılımcı paylaşımı oldu. İkinci olgu ise Diyanet’in akıllara ziyan LGBTİ+ açıklaması. Diyanet, pandemilerin LGBTİ+ bireylerden ve nikahsız yaşayanlardan kaynaklandığı açıklamasını yapmıştı, ardından birçok hükûmet yetkilisi de Diyanet’i destekleyen ifadelerde bulunmuştu. Bir yandan pandemi korkusuyla yaşamak zorunda olan LGBTİ+ bireyler, diğer yandan da pandeminin nedeni gibi gösterildiler.”
‘Ayrımcılıkla Karşılaşmamak İçin Evden Çalışmayı Tercih Ediyorlar’
Katılımcılar, pandemi sürecinin hem olumlu hem olumsuz yanları olduğunu söyledi. Evlilere daha fazla alan ayrıldığı, tayinlerinin daha kolay yapıldığı, eğer mesai yapılacaksa bekârların mesaiye daha uygun olduğu gibi iş hayatı normları var. LGBTİ+ bireylerin hakları hukuken gasbedildiği için evlenemiyorlar. Evlilikle gelen resmî ve resmî olmayan haklardan bu nedenle faydalanamadılar.
Öte yandan raporda olumsuzluktan kaynaklanan olumlu bir durum ortaya çıktı. Bazı insanların iş yerlerindeki durum o kadar kötü ki pandemi döneminde evden çalışmak ve işe gitmemek olumlu bir durum olarak belirtildi. Denize düşen yılana sarılır misali erkek egemen iş ortamından fiziksel olarak uzaklaştıklarında kendilerini daha güvende hissettiklerini aktardılar. Kötü şakalar ve imalarla karşılaşacaklarına evden çalışmayı tercih ediyorlar.
‘İnsan Hakları Günün’nde Yeni Bir Metin Duyuracağız’
Bu raporu, sadece sorunları ortaya koymak adına değil, aynı zamanda bu sorunlara çözüm önerileri de getirebilmek için çalıştıklarını ifade eden Köylü, “Bu araştırmayla hem özel sektöre hem de kamu yönetimine önerilerde bulunuyoruz. Bu önerileri bilgi temelinde kurduk. 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde, hem hukuka hem de araştırma sonuçlarımıza dayandırdığımız, şirketlere yönelik bir metin oluşturduk ve onu duyuracağız. Amacımız çözüm ortağı olmak, insan hayatını kolaylaştırmak ve toplumsal barışa hizmet etmek,” şeklinde konuştu.
Ayrımcılıkla Mücadele İçin Çözüm Önerileri
Köylü, LGBTİ+ bireylerin kamu ve özel sektörde ayrımcılığa ve nefret söylemine maruz kalmamaları/bırakılmamaları için işverenler ve işletmeler için ne tür öneriler getirilebileceği konusunda raporun çıktılarını şöyle aktardı:
“Otuz kırk sene önce Türkiye’den çok daha kötü durumda olan ülkelerin hem kamu hem de özel sektör çalışanları için yapılan iyi çalışma örnekleri var. İngiltere, İzlanda ve İsveç gibi ülkeler başarabildiyse biz neden başaramayalım?”
“Buradan hareketle sistematik bir ayrımcılık olduğu için yapısal önlemler alınmalı. İş Kanunu, nefret suçlarını önleyen, eşitliği sağlayan mevzuatlar hataya geçirilmeli. Ulusal mevzuatta ayrımcılık temellerini yasaklayabiliriz. Özellikle AİHM’nin (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kararları ve Anayasa’mızın eşitlik ilkesi doğrultusunda kararlar verilmeli.”
‘’Gölge Etme Başka İhsan İstemem’ Noktasına Kadar Geldik’
Hükûmetin verdiği mesajın, kamu çalışanlarını etkileyeceğine değinen Köylü, ”Özel sektör tarafında da işverenler ve kurumlar, yaşanan sorunları araştırmalı ve hem makro hem mikro düzeyde çözümler üretmeli. Irkçılık ve cinsiyetçilik nasıl kötü bir şey ise “homofobik” ve “transfobik” olmak da benzer kötüdür. Bunları yapabilmek için de bir diyalog ortamını tesis etmek, harekete geçmek için bir adım olabilir.”
“Devletin görevleri arasında bu adımları atması zaten varken devlet adına konuşanlar çıkıp pandemi gibi bir durumu LGBTİ+ bireylere yüklemeye kalkıyorlar. Hâl böyle olunca biz neredeyse ‘Gölge etme başka ihsan istemem’ noktasına kadar geldik.”
“LGBTİ+ bireyler, güçsüzleştirilmiş ve hakları ellerinden alınmış kişiler ama onlara ‘mağdur’ veya zor durumdaki insan gözüyle bakmak yerine tam tersine ‘Bu, benim de derdim’ hassasiyetinde olarak en büyük desteği vermiş olursunuz. Ayrıca politika ve yasa yapıcıları bir yurttaş olarak iyileştirici kararlar almaları noktasında desteklemek çok değerli olacaktır,” dedi.
Türkiye’de Özel Sektör Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu Raporundan Önemli Çıktılar
– 633 kişinin katıldığı “Türkiye’de Özel Sektör Çalışanı Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks ve Artıların Durumu” araştırmasının sonuçlarına göre LGBTİ+ çalışanların sadece yüzde 17’si iş yerinde açık olabiliyor.
– 3 katılımcıdan 309 kişi (%48,8) lisans mezunu olduğunu beyan etmiştir. Eğitim durumunu lisansüstü olarak belirten katılımcı sayısı 139 (%22,0), lise olarak belirten katılımcı sayısı 100 (%15,8) ve ön lisans olarak belirten katılımcı sayısı 77’dir.
– LGBTİ+ çalışanların sadece yüzde 10’u, işe alım sürecinde açık davranıyor. Ayrımcılığa uğrama ve başvurunun kabul edilmemesi korkusu; cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve cinsiyet özelliğini saklamaya zorluyor.
– İş yerlerinin çoğunda ayrımcılığa yol açan kural ve uygulamalar yer alıyor. LGBTİ+ çalışanlar; ayrımcılık karşısında işlerini kaybetme korkusu, daha ağır bedeller ödeme olasılığı, cinsel kimliklerinin kendi kontrolleri dışında açığa çıkmasından çekinme, iş dışındaki hayatlarında karşılaşabilecekleri zorluklar ve benzeri nedenlerle haklarını arayamıyor.
– Özel sektör çalışanı LGBTİ+ bireyler; ulusal mevzuatta ayrımcılık yasağı, hükûmetin sorumluluk ile liderlik üstlenmesi ve toplumsal farkındalık kampanyaları talep ediyor.
Türkiye’de Kamu Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu Raporu’ndan Önemli Çıktılar
– 221 kişinin katıldığı kamu araştırması sonuçları ise iş yerinde gizlenmek zorunda kalmanın, kamuda daha ağır sonuçlara yol açtığını gösteriyor. Kamu çalışanı LGBTİ+ bireylerin sadece yüzde 6’sı iş yerinde açık davranabilirken raporda, iş yerinde açık olamamanın da bir ayrımcılık olduğu vurgulanıyor.
– Rapora göre kamu çalışanı LGBTİ+ bireylerin yüzde 82’si ya doğrudan ayrımcılıkla karşılaşıyor ya da kimliğini gizlemek zorunda kalarak ayrımcılığa maruz bırakılıyor.
– Anket kapsamında “Çalıştığınız kurumda LGBTİ+ bireylere yönelik herhangi bir nefret söylemiyle karşılaştınız mı?” sorusu karşısında katılımcıların yüzde 40’ı herhangi bir nefret söylemiyle karşılaşmadığını bildirirken yüzde 60’ı nefret söylemine maruz kaldığını beyan etmiştir.
– Katılımcılara sorulan, “Sizce kamu kurumlarında LGBTİ+ çalışanlara dönük ayrımcılığa karşı alınması gereken en öncelikli üç önlem neler olabilir?” sorusu karşısında LGBTİ+ hakları konusunda alınması gereken “yasal önlemler” kategorisi öne çıkmıştır. Mevzuatın evrensel insan hakları kriterlerine göre güncellenmesi taleplerini, sırasıyla “hükûmetin sorumluluk ve liderlik üstlenmesi” ve “kurum içi mevzuatta ayrımcılık yasağına” ilişkin talepler izlemiştir.
ÇİZİMLER: Gülçe-Gülnaz | KaosGL.org
Bizi Takip Edin