İklim Şeffaflığı Raporu 2021: ‘G20 Ülkelerinde Emisyonlar Yükseliyor’
Küresel düzeyde en kapsamlı yıllık değerlendirme içeren ve G20 ülkelerinin iklim eylemlerini karşılaştıran İklim Şeffaflığı Raporu’nun (Climate Transparency Report) 2021 bulguları açıklandı. Rapora göre, COVID-19 salgınıyla kısa bir düşüş görülen sera gazı emisyonları G20 genelinde yeniden yükselişe geçti. Bu nedenle rapor, küresel sera gazı emisyonlarının %75’inden sorumlu olan G20 ülkelerinin mevcut iklim eylemleriyle küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırma hedefine ulaşmasının zor olduğunu tespit ediyor.
İklim Şeffaflığı Raporu, G20 üyesi 14 ülkeden 16 araştırma kuruluşu ve STK tarafından geliştiriliyor. Rapor, G20 üyelerinin iklim değişikliğine uyumu, etkisini azaltma ve finansman çalışmalarını karşılaştırmak, siyasi gelişmeleri analiz etmek ve iklim konusunda G20 hükümetlerinin faydalanabileceği fırsatları ortaya koyuyor. Yeni yayınlanan 2021 raporu, G20 iklim eylemlerinin değerlendirildiği yıllık gözden geçirmenin 7.cisini oluşturuyor.
İklim Şeffaflığı Raporu’nun 2021 verilerine göre, G20 ülkeleri, net sıfır taahhütleri ve güncellenmiş ulusal katkı beyanlarına rağmen, mevcut iklim eylemleriyle küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırma hedefine ulaşmaktan uzaklar. Sera gazı emisyonları, pandemi sayesinde kısa bir düşüşe geçmiş olsa da G20 genelinde yeniden yükselişe geçti. Hatta, Arjantin, Çin, Hindistan ve Endonezya’nın 2019 emisyon seviyelerini aşması bekleniyor.
Türkiye’nin 2053 net-sıfır hedefine ulaşabilmesi için, kömürden çıkış politikası hazırlaması ve fosil yakıt teşviklerinden vazgeçmesi gerekiyor.
Raporda Türkiye’ye ilişkin veriler de yer alıyor. Türkiye’nin elektrik üretiminde kömürün payının %35 olduğu; fosil yakıtlara yılda 5 milyar dolar tutarında bir teşvik aktarıldığı belirtilen raporda, Türkiye’nin 2053 net-sıfır hedefine ulaşabilmesi için kömürden çıkış politikası hazırlaması ve fosil yakıt teşviklerinden vazgeçmesinin gerektiğinin altı çiziliyor.
1999 ve 2018 yılları arasında dünya çapında iklim değişikliğinin etkileri sonucu yaklaşık 500 bin ölüm ve 3,5 trilyon ABD dolarına yakın ekonomik kayıp yaşandı.
Raporun öne çıkan bulguları şunlar:
- Pandemi tedbirleri sayesinde nedeniyle, enerji sektörünün CO2 emisyonları 2020’de %6 oranında azaldı. Ancak 2021’de CO2 emisyonlarının G20 genelinde %4 oranında yükseleceği, Arjantin, Çin, Hindistan ve Endonezya’nın 2019’daki emisyon seviyelerini aşacağı tahmin ediliyor.
- G20’nin yenilenebilir enerjideki payı 2019’da %9 ; 2020’de Toplam Birincil Enerji Arzı’nda (TPES) %10’a yükseldi. Bu eğilim, 2021’de %12’ye yükselerek öngörüsü yapılıyor.
- 2015 ve 2020 yılları arasında G20’nin enerji karmasında yenilenebilir enerjinin payı %20 arttı ve 2020’de G20’nin enerji üretimindeki payı %28,6’ya ulaştı. 2021’de ise bunun %29,5’e ulaşacağı tahmin ediliyor.
- 2015’ten 2020’ye kadar G20 genelinde enerji sektörünün karbon yoğunluğu %4 azaldı.
- Kömür tüketiminin 2021’de yaklaşık %5 artacağı; bu artışın başta Çin (%61) olmak üzere, ABD (%18) ve Hindistan (%17) tarafından kaynaklanacağı öngörülüyor.
- 1999 ve 2018 yılları arasında dünya çapında iklim etkileri nedeniyle yaklaşık 500 bin ölüm ve 3,5 trilyon ABD dolarına yakın ekonomik kayıp yaşandı. 2018’de en büyün kaybı Çin, Hindistan, Japonya, Almanya ve ABD aldı.
- G20 üyelerinin çoğu, sera gazı azaltım hedeflerini yaygınlaştırmak için COVID-19 kurtarma paketlerinden yararlanma fırsatlarını kaçırdı. Toplam 1,8 trilyon ABD dolarlık kurtarma harcamalarının sadece 300 milyar ABD doları “yeşil” toparlanma sürecine gitti; fosil yakıtlar sübvanse edilmeye devam etti.
- Emisyonların düşürülmesi için çözüm olarak “etkili karbon fiyatlandırma programlarıyla düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş” teşvik edilmeli. Ancak, G20 üyelerinden sadece 13’ünde net bir ulusal karbon fiyatlandırma programı bulunuyor. Brezilya, Endonezya, Rusya ve Türkiye buna benzer bir program başlatmayı planlayan ülkeler arasında yer alıyor.
Haberin detaylarına Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği’nin hazırladığı bu içerikten ulaşabilirsiniz.
Bizi Takip Edin