Barınamıyoruz Hareketi: Çözüm Kapsamlı ve Katılımcı Bir Gençlik Politikası
Üniversite öğrencilerinin artan kiraları ve yurt yetersizliğini protesto ettikleri park eylemlerinde bir hafta geride kaldı. Gençler 11 ilde parklarda sabahlayarak “barınamıyoruz” diyor.
Özgürlükçü Gençlik Hareketi’nden Güney Mengen ve Gençlik Örgütleri Forumu’ndan Baran Şengül ile üniversiteli gençlerin yaşadığı barınma sorunlarını ve talepleri hakkında görüştük. Mengen, dünyanın içinden geçtiği ekonomik krizden en çok etkilenen kesimlerden birinin de üniversite öğrencileri olduğunu ifade ediyor. Baran Şengül ise barınma hakkının herkes için olduğunu hatırlatıp, çözümün kapsamlı ve katılımcı bir gençlik politikasının ortaya konması ve bunun uygulanmasında yattığını belirtiyor.
‘Önce Eğitim Şimdi de Barınma İmkanlarından Mahrum Kaldık’
Pandeminin var olan krizi daha da keskinleştirdiğinin altını çizen Mengen, önceden nitelikli eğitim hakkına erişemeyen öğrencilerin artık herhangi bir eğitim hakkından mahrum kaldığını söylüyor ve şunları ekliyor: Eğitime erişememenin yanında yurt ve burs imkanlarının yetersiz olmasından dolayı nitelikli barınma koşullarına da erişemeyen üniversiteliler bugün barınamaz hale geldi.”
Bir haftadır Türkiye’nin çeşitli illerinde öğrencilerin parklarda sürdürdükleri eylemlerin kamuoyundan büyük destek gördüğünü belirten Mengen’e göre bu destek gayet normal: “Park eylemleri kamuoyunda büyük karşılık buldu, elbette bu tesadüf değil, barınma bugün milyonların ortak sorunu. Toplumsal bir soruna toplumsal bir cevap vermeliyiz. İnsanlara bizim derdimizin barınma değil başka şeyler olduğunu söylüyorlar. Bazılarımızın evi var evet bunu hiç saklamadık, ancak birileri villalarda, adalarda yaşarken bizler bodrum katlarında güneş görmeden yaşıyoruz ve bu adaletsizliği kabul etmiyoruz.”
‘Pandeminin de Ekonomik Krizin de Faturasını Ödemek İstemiyoruz’
Mengen, pandemi başında başlayan sorunların yüz yüze eğitime dönüldüğünde farklı biçimde devam ettiğini anlatıyor: “Pandemi başında üniversitelerin ve yurtların kapanması bizleri yaşadığımız şehirleri aniden terk etmek zorunda bıraktı. Şimdi yüz yüze eğitim kararlarının açıklanmasıyla şehirlere döndüğümüzde adeta ekonomik krizin de pandeminin de faturası biz üniversitelilere kesiliyor. Yüz yüze eğitim kararının açıklanmasından hemen sonra ev, apart ve özel yurt kiralarına yapılan fahiş zamlar bizleri fırsatçı mülk sahiplerine, fırsatçı emlakçılara, tarikat yurtlarına, üniversitelerden ve kentlerden uzakta, güneş görmeyen, rutubetli küçük evlerde tıklım tıklım yaşamaya mahkum ediyor. Bizler artık pandeminin de ekonomik krizin de faturasının bizlere kesilmesini kabul etmiyoruz.”
Kendi gözlemleri ve çevresinden aldığı bilgilerle kira artışlarının en az iki katına ulaştığını söyleyen Mengen’e göre İzmir depremi sonrası İzmir’deki kira fiyatlarında artışlar başlamış: “Pandemiden önce 1000 TL olan evler son 3 haftada en az 2000 TL oldu. İzmir’de özel olarak deprem sonrası yaşanan bir zam durumu da var. Bu haliyle öğrenciler ya çok kötü evlerde kalmak zorunda kalıyor ya da deprem bölgesindeki hasarlı evlerde.”
Talepler: Yeni Yurtlar Yapılsın, Burslar Zamlansın, Kira Artışları Denetlensin
Barınma ihtiyaçları için park eylemlerine devam eden Güney Mengen ve öğrenci arkadaşlarının yetkililerden talepleri şunları içeriyor: “Yeni yurtlar açılmasını, burslara zam yapılmasını, ev kiralarına üst sınır getirilip denetlenmesini ve emlak komisyonlarının mülk sahipleri tarafından karşılanmasını talep ediyoruz.
Eğitim-Sen: Yurt Olanağı Sosyal Devletin Temel Sorumluluğudur
Eğitim-Sen de yayınladığı basın açıklamasında eğitimin bir ayrıcalık değil, temel insan hakkı olduğu vurgusuna ve yurt olanağı sunmanın sosyal devlet olmanın temel şartlarından biri olduğu ifadelerine yer verdi: “Ekonomik olanakları yetersiz öğrencilerin eğitim alma haklarını kullanmalarını sağlamak sosyal devlet olmanın ve toplumsal adalet ve fırsat eşitliği ilkelerinin temel gereklerindendir. Bunun için talep eden tüm öğrencilere her kademede, ama özellikle orta ve yükseköğretimde yurt olanağı sunmak sosyal devletin temel sorumluluğudur. Eğitim bir ayrıcalık değil, temel bir insan hakkıdır. Öğrencilerimizin insanca yaşayabilecekleri beslenme ve barınma hakkı, anayasal bir hak, kamusal bir sorumluluktur.”
‘Özel Yurtlar ve Ev Sahipleri Krizi Fırsata Çevirme Derdinde’
Gençlik Örgütleri Forumu Proje Asistanı Baran Şengül, devam eden park eylemlerinin arka planında ekonomik krizle genel anlamda pahalılaşan hayat, ev kiralarında ve özel yurt ücretlerinde süregelen artışlar ve gençlere/öğrencilere sağlanan devlet yurtlarındaki kapasite yetersizlikleri olduğunu söylüyor. Baran Şengül; “Pandemi sürecinde kimi zaman maddi sebeplerle kimi zaman da yurtların kapatılmasıyla evlerini terk etmek zorunda kalıp çoğunlukla aile yanına dönmek zorunda kalan öğrenciler/gençlerle beraber yeni kayıt yaptıranlar da okudukları/okuyacakları şehirlere geldiler. Devletin sunduğu yurtların yetersizliği on binlerce öğrenci ve genci alternatifler aramaya iterken özel yurtlar ve emlak piyasası bir anda artan talebi bir fırsata dönüştürmüşe benziyor.” diyor.
Gençlerin halihazırda pahalılaşan hayat, pandeminin hiddetlendirdiği eşitsiz koşullardan çok ciddi anlamda etkilendiklerini ifade eden Şengül, Gençlik Örgütleri Forumu (GoFor) olarak süreçle ilgili attıkları adımları şu sözlerle anlatıyor: “GoFor bu süreçte yaşanan hak ihlallerini haritalandırmak için covid.go-for.org adresinde Covid Problem Haritası’nı uygulamaya koymuş ve ihlalleri izleme faaliyetine girişmişti. Burada barınma hakkının ihlali altında evden çıkarıldığını, kalmadığı halde ev/yurt parası ödemek durumunda kaldığını ifade eden genç bireyler oldu. Durum okulların açılmasıyla beraber çok daha kötüye gitti. Barınma sorununa dikkat çeken gençlik hareketleri halihazırda mevcut bir durumu ve bunun Eylül-Ekim ayında üniversitelerin açılışıyla giderek kötüleşmesini son derece görünür hale getirmiş ve bu sorununa yönelik çözüm taleplerini yüksek sesle dile getirmişlerdir.”
Baran Şengül de park eylemlerine katılanlar arasında. Yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Hareketin ortaya çıktığı ilk günlerden bu yana olup biteni halihazırda kişisel inisiyatifimle parklarda bulunarak izlemekteyim. Ekip arkadaşlarımla beraber bir yandan da sosyal medyayı aktif olarak takip etmekteyiz. 27 Eylül’de Türkiye genelinde çeşitli şehirlerde gençlerin toplantı ve gösteri hakkı polis müdahalesi yoluyla ihlal edilmiştir. Bu müdahalelerin İzmir Karşıyaka ayağında parkta bulunan diğer arkadaşlarımla beraber kanunsuz bir şekilde göz altına alındım.”
‘Barınma Hakkı herkes İçindir’
GoFor’un sosyal medya hesabından da yayınladığı bir gençlik hakları bildirisi bulunuyor. Gençlik Hakları içerisinde barınma hakkı da mavcut. Şengül, barınma hakkını önce tanımlıyor sonra da içerdiği başlıkları sıralıyor: “Barınma hakkı kişinin kendisi ve ailesinin sağlık ve refahı için yeterli standartlara sahip olması bağlamında ele alınır ve şunları içermektedir:
- Herkes için yeterli ve uygun fiyatlı konutlara erişim
- Evsizliğin azaltılması ve nihai olarak ortadan kaldırılması
- Tüm dezavantajlı kategorileri hedefleyen konut politikalarının oluşturulması
- Zorla tahliyelerin sınırlanması
- Vatandaş olmayanlar için sosyal konut ve konut yardımlarına eşit erişimin sağlanması
Barınma hakkının ihlale uğradığı durumlar ise şöyle: “Gençler arasında yetişkinlere kıyasla yüksek evsizlik oranları, öğrencilerin yaşadığı kira tutarı eşitsizliği, gençlere ev kiralanmaması, zorla tahliye, yurttan çıkarılma ve benzeri durumlar barınma hakkı ihlaline girer. Kira ve özel yurt ücretlerinin adil rekabet koşulları ve barınma hakkına erişim ilkesi dahilinde denetime tabii olmaması burada kontrolsüz artışların önünü açmaktadır. Son kiracı ile yeni kiracı arasındaki farklar üfe tüfe oranlarına tabii olmaksızın belirlendiği için ücretler, toplu öğrenci geri dönüşleriyle birden bire yükselişe geçmiş durumda. Bunlarla beraber gençlerin sırtına binen mali yükler ve bu durumun getirdiği başka zorluklar ücretsiz yükseköğretim imkanları sunma iddiasına rağmen gençler ve ailelerinin üstüne yıkılmaktadır.”
‘Yurt Kuralları Kadın ve LGBTİ+’lara Karşı Koza Dönüştürülüyor’
Barınma hakkına erişememenin farklı grupları farklı şekillerde etkilediğini belirten Şengül, bu hakka ulaşamadığı için eğitimine devam edemeyen gençlerin olduğunu belirtiyor: “Barınma hakkına erişememe eğitim hakkına erişememeyi de beraberinde getirmektedir. Kalacak yer bulamadığı için okuduğu şehre gidemeyen ve dolayısıyla üniversiteye gidemeyecek olan gençlerin olduğunu duymaktayız. Bu gençlerin durumları akut ve acil eylem gerektirmektedir. Genç kadınların barınamama sorununun da dikkat edilmesi gereken başka boyutları var. Yurtlar giriş çıkış saatlerinin kontrollü olması ve kişinin yetişkinlik durumu gözetilmeksizin bunları ebeveynlere ileten takip sistemleriyle aileleri cezbetmektedir. Aileler ve özel yurtlar arasında çoğu yazılı olmayan anlaşmalarla yürütülen bu mekanizmalar ücret pazarlığında yurt yönetimlerinin ellerinde tuttuğu ciddi bir koza dönüşmektedir. Yurtlarla ilgili yönetmeliklerin LGBTİ+ bireyleri de kapsamadığını biliyoruz. LGBTİ bireylerin barınma sorunları da kendine has çözümler ve politikalar gerektirmektedir.”
Şengül, gençlerin taleplerini sıralarken öğrenci olsun olmasın herkesi bu konuyu gündeme getirmeye ve öğrencilerin yanında durmaya çağırıyor:
“Gençlerin taleplerini şu maddelerle anlatabiliriz:
- Öğrencilere kira desteği sağlansın
- Kira denetimleri arttırılsın; kontrolsüz ücret artışlarının önüne geçilsin. Son kiracı ile yeni kiracı arasındaki ücret artışı tefe-tüfe’ye tabi olsun
- Gençlerin/öğrencilerin ev kiralamada ayrımcılığa maruz kalmasının önüne geçilsin.
- Ev/yurt bulamadığı için eğitim hakkından mahrum kalacak gençlere yönelik özel, acil çözümler geliştirilsin
- Bursların miktarı ve sayısı arttırılsın
- Özel yurt ücretleri denetlensin, kampüs içlerindeki özel yurtların ücretleri devlet desteği ile KYK seviyesine indirilsin veya üst sınırlar belirlensin.
- Öğrenci evlerine maddi destek sağlansın
- Yerel yönetimler ellerindeki konut stoğunu öğrencilere yurt olarak tahsis etsin
- Herkes ama herkes çalıştığı ve örgütlendikleri yerlerde bu konuyu gündem edinsin ve öğrencinin yanında olduklarını gösteren eylemlerde bulunsun.”
‘Kapsamlı ve Katılımcı Bir Gençlik Politikası Belirlenmeli’
Son olarak sorunların çözümü için GoFor adına Baran Şengül’ün önerileri şöyle: “Sorunun çözümü eylemciler tarafından da sıkça dile getirildiği üzere merkezi yönetime düşmektedir. GoFor’a göre bunun çözümü kapsamlı ve katılımcı bir gençlik politikasının ortaya konması ve bunun uygulanmasında yatmaktadır. Barınma hakkı, eğitim hakkı ve diğer bütün haklar birbirinden ayrı düşünülemezler. Gençlik politikası barınma ve başka gençleri ilgilendiren bütün meseleleri haklar temelinde bütüncül bir şekilde ele almayı sağlar. Parklarda gençler bu sorunu yalnızca görünür hale getirmekle kalmayıp politika çözümleri de önermektedir. Gençler yalnızca barınma konusunda değil karşılaştıkları zorlukların bir çoğu için çözümler üretecek kapasiteye sahiptir. Bugün bu sorunu görünür kılan da hak talebiyle gelen de yine onlardır. Bu konuya ve diğer haklara ilişkin çözüm önerilerinin yansıtıldığı bir gençlik politikası en büyük ihtiyacımızdır.”
Bizi Takip Edin