‘Güçlü Bir Demokrasi İçin Bağımsız Gazetecilik Elzem’
'Bugün iktidar gücüyle bağımsız gazeteciliği boğmaya çalışanlar, yarın muhalefete düşünce kamuoyunun gerçekleri öğrenmesi ve yeni iktidarın icraatlarını denetlemesi için ona ihtiyaç duyacaklar. Güçlü bir demokrasi için bağımsız gazetecilik elzem.' Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş ve Uluslararası Basın Enstitüsü Başkanı Emre Kızılkaya ile sahada çalışan gazetecilerin çalışma koşulları hakkında konuştuk.
Türkiye’de gazeteciler için kamusal alan giderek daralıyor ve gazetecilere yönelik şiddet her geçen gün daha da artıyor. Bu durumun sahada çalışan gazetecilere yönelik yansımalarını Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş ve Viyana Merkezli Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı Emre Kızılkaya ile konuştuk.
‘Basın Özgürlüğü Hedef Haline Geldi’
TGS Başkanı Gökhan Durmuş, emniyet müdürlüğünün toplumsal olaylarda görüntü alınmasının engellenmesine yönelik genelgesinin ardından sahada çalışan gazetecilere yönelik şiddetin arttığına değinerek başladı. Bu genelge ile doğrudan gazeteciliğin hedef alındığını belirten Durmuş, “Bu genelgenin çıktığı Nisan ayından bugüne kadar 18 farklı olayda 60’ın üzerinde gazeteci saldırıya uğradı. Kimi polis, kimi bekçi, kimi vatandaş kimi de koruma saldırısına uğradı. Gazetecilere yönelik saldırılar karşısında saldırganlara ceza verilmemesi hep yeni saldırıları tetikledi. Basın özgürlüğü hedef haline geldi” dedi.
Uzun yıllardır davalarla, hapis ve para cezaları içinde habercilik yapmaya çalışan gazetecilerin son aylarda fiziki saldırıların hedefi haline geldiğini ifade eden Durmuş, “Bu saldırılar hem gazetecilere hem de halkın haber alma hakkına yapılmaktadır. Hem iktidarın hem de halkın habere sahip çıkması gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘Nitelikli Gazetecilik de Eninde Sonunda Küllerinden Doğacak’
IPI Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı Emre Kızılkaya, Türkiye’de basın özgürlüğüne karşı uzun süredir uygulanan ve son yıllarda iyice ağırlaşan baskının çok boyutlu etkilerinin var olduğunu ifade ederek, “İlgili her bir alanda gazeteciler ve meslek örgütleri bu etkilerin zararlarını seslendiriyor, özgür bir medyanın olmazsa olmaz olduğu demokrasiye dönüş için kamuoyunun taleplerini dile getiriyorlar” dedi.
Kızılkaya, “Bu baskıların üzerinde özellikle durulması gereken sonuçlarından bir tanesi de Türkiye’de nitelikli gazeteciliğin alabildiğine zorlaşmış olması. Teknoloji, iş ve ürün tarafındaki küresel dönüşümlerle zaten zorlanan Türkiye medyası, ağır siyasi ve ekonomik baskının da buna eklenmesiyle birlikte nitelikli gazeteciliğin sürdürülebilir modellerini ancak bu çok zor şartlar altında geliştirmeye çalışıyor” diye kaydetti.
Türkiye’de bugün nitelikli gazetecilik yapmaya çalışan az sayıda birey ve kuruluşun da bu baskılar nedeniyle böyle sağlıksız bir ortamda evrildiğine dikkat çeken Kızılkaya, “Bunun hepimize zararı var. Bugün iktidar gücüyle bağımsız gazeteciliği boğmaya çalışanlar, yarın muhalefete düşünce kamuoyunun gerçekleri öğrenmesi ve yeni iktidarın icraatlarını denetlemesi için ona ihtiyaç duyacaklar. Güçlü bir demokrasi için güçlü bir bağımsız gazetecilik elzem. Bu anormallik devrinden demokratik bir medyanın en azından tohumlarını koruyarak çıkmamız gerekiyor. Evet, iktidar gazetecilik ormanını bazen kendisi yaktı, bazen yakanları izlemekle yetindi. Ama yanmış ormanın bile kendi hâline bırakıldığında bir süre sonra yeşillendiğini gördük. Türkiye’de nitelikli gazetecilik de eninde sonunda küllerinden doğacak” diye konuştu.
Kapak Görseli: Basın Hayatı
Bizi Takip Edin