Aile Hekimleri Hak Mücadelesini Sürdürüyor

Aile hekimleri taleplerinin yerine gelmemesi üzerine 16 Ağustos’tan sonra bugün de bir günlük greve gitti ama sorunlar yine çözülmüş değil. Sağlık Emekçileri Koordinasyonu, yeni yönetmeliğe karşı aile hekimlerinin tepkisini,“Biriken bunca öfke ve yıpranmışlık artık eylemlilik olarak kendini gösteriyor” sözleriyle özetliyor.

Bugün (27 Ağustos 2021) yurt genelinde tekrar greve giden aile hekimlerinin talepleri üzerine görüştüğümüz Sağlık Emekçileri Koordinasyonu ile aile hekimlerinin yeni Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği ile uzlaşmadıkları noktaları ve taleplerini konuştuk.

Aile hekimleri 1 Temmuz’da yürürlüğe giren yeni Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ndeki hangi maddelerin uygulanmasına karşı? Siz koordinasyon olarak neler yapıyorsunuz? Talepleriniz neler?

Yeni yönetmelikte, özellikle aile hekimlerini “cezalandırmayı” kolaylaştırmak için yazıldığı hissedilen maddeler ciddi bir değersizlik duygusu yaratmış durumda. Pandemi döneminde aktif çalışmaya devam eden, aşılamada etkin rol oynayan ancak emekleri yok sayılan aile hekimleri, iyileştirme beklerken yeni bir cezalandırma ile karşılaştılar.

Yönetmeliğin 7. maddesi, belirlenen miktarda ihtar puanı ile cezalandırılma durumunda aile hekimliği sözleşmesinin feshini bir komisyon kararına bağlayarak keyfi bir tutum sergilemiştir. Yine 18. maddede, aile hekimlerine yapılacak ödemelere kronik hastalık taraması da bir ölçüt olarak konulmuş, uygulaması olanaksız bir platform ile sunularak hem iş yükünü arttırmış hem de mevcut gebe-çocuk izlem, aşılama vb koruyucu sağlık hizmetlerinde olduğu gibi negatif performans ile değerlendirilerek sağlık çalışanları üzerinde maaş kesintisi tehdidi ile tahakküm kurulmuştur.

‘Bu Yönetmelikle Sağlık Çalışanını Korumak Yerine, Yem Haline Getiren Adım Atıldı!’

 

Aile Hekimleri Hak Mücadelesini Sürdürüyor39.EK Ceza maddesinde, kamu görevleri hakkında basına, sosyal medyaya bilgi ve demeç vermek de 50 ihtar puanı ile cezalandırılmıştır. Aile hekimlerinin iş güvencesini ortadan kaldıran, emeklerinin karşılığını vermek yerine maaş kesintisinin önünü açan böylesi bir ceza yönetmeliğinde, olası şikâyet ve itirazların önünü alma, çıkabilecek sesleri bastırma amacı taşıyan bu madde de hekimlerin fikir beyan etme özgürlüğü önünde ciddi bir kısıtlama anlamına gelmektedir.

Son olarak, 40. Ek Ceza Maddesi’ne göre, Aile Sağlığı Merkezi’nde kişilere basit tıbbi müdahale ile giderilebilir fiili eylemde bulunmak veya tehdit etmek 50 Ceza puanı ile cezalandırılmaktadır. Sağlık çalışanlarına şiddetin bu kadar yaygın olduğu bir dönemde, tehdit etmek gibi muğlak bir kavramın suiistimale açık olduğu ortadadır.

Özellikle COVID-19 aşılaması sırasında aşı temininde, randevu açılmasında, AŞILA uygulamasının işleyişinde defalarca sistemsel sorunlar yaşanmış, her seferinde merkezi açıklama ve çözümler yerine toplumla sağlık çalışanları karşı karşıya gelmiştir. Elinde olmayan sebeplerle vatandaşa sağlık hizmetini uygun şekilde sunamayan sağlık çalışanını korumak yerine, yem haline getiren bir adım daha bu yönetmelikle atılmıştır.

Sağlık Emekçileri Koordinasyonu, aile hekimliği örgütleri (illerdeki dernekler) ve Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu’nun açıkladığı eylem ve mücadele planının parçası, yürütücüsü ve destekçisidir. Güncel net talep ceza yönetmeliğinin iptali, geri çekilmesidir.

Son yayınlanan haberlere göre kimi aile hekimlerinin maaşlarında kesintiye gidildi. Bu kararı nasıl yorumluyorsunuz?

16 Ağustos’ta yapılan bir günlük iş bırakma eylemi, gözlemleyebildiğim kadarıyla iyi hazırlanılmış bir eylemdi. Yeni yönetmeliğe karşı ciddi itirazlar yükseldi ve aile hekimleri yüksek katılımla ses çıkaracaklarını hissettirmiş oldular ki eylemden bir gün önce bir düzeltme yaparak, kronik hastalık tarama ve izlemi için uygulanacak kesintiyi “pandemi boyunca uygulanmayacak” şeklinde belirsiz bir tarihe ertelediler.

Ancak kesinti yine de uygulandı, bordroların görülebilmesiyle birlikte İl/İlçe Sağlık Müdürlüklerine itirazlar yapıldı ve kesintilerin iade edileceği bilgisi hekimlerle paylaşıldı. Bunun ne zaman ve hangi koşullarda olacağı netleşmiş değil. Pandemi hala devam ettiğine göre, kesintinin uygulanmaması gerekiyor, önümüzdeki aylarda süreci takip etmeye devam edeceğiz. Telafisi yapılsa bile yaşanan elbette ki mağduriyettir ve hak gaspıdır, ayrıca talebimiz erteleme değil iptaldir.

Türk Tabipler Birliği’nin yönetmeliğin iptali için Danıştay’a dava açmasıyla ilgili görüşleriniz nelerdir?

Yeni yönetmeliğin bazı maddeleri, özellikle ihtar ceza puanları ile ilgili olanlar mevcut kanunlara uygun değil. Hukuki çelişkileri de gözeterek yargı yoluyla da bir mücadele kanalı açılmış oldu. Dava süreci, TTB’nin de açıkladığı mücadele planının bir ayağını oluşturuyor.

Aile hekimlerinin önde gelen sorunlarından biri, pek çok birimin Aile Sağlığı Elemanı olmadan çalışması.

Bizzat aile hekimleriyle görüştüğünüzde en çok dillendirilen sorunlar neler oluyor? Şahit olduğunuz ya da dinlediğiniz örnekler var mı? Aile hekimleri, özellikle pandemi döneminde neler yaşadı? Çalışma şartlarında neler değişti, karşılığında özlük hakları aynı oranda artış gösterdi mi?

Aile Hekimleri Hak Mücadelesini SürdürüyorAile hekimlerinin önde gelen sorunlarından biri pek çok birimin Aile Sağlığı Elemanı olmadan çalışması; alımların ve görevlendirmelerin yetersiz olması. Nüfusu az olan birimlerde ücretlerin çok düşük olması nedeniyle tercih edilmemesi gibi etmenler ASM’lerin eksik personelle çalışmasına neden oluyor, bu da mevcut çalışanların iş yükünü ve stresini arttırıyor.

Kamuda çalışan hekimlerin mevcut özlük haklarını git gide törpüleyen sözleşmeler ve yeni yönetmelikte de gördüğümüz haliyle mevzuat da önemli sorunlardan biri. İş tanımının sürekli değişmesi, negatif performans baskısı da süreklileşen sorunlarımızdan sayılabilir. Pandemi döneminde aile hekimlerinin giderleri pek çok başlıkta arttı. Bazı koruyucu önlemleri, maske ve dezenfektan dağıtımı ile müdürlükler kısmen üstlense de gerek malzeme kalitesinin düşüklüğü, gerekse eldiven gibi fiyatı çok artan malzemelerin tüketiminin artması aylık masrafı önemli ölçüde arttırdı.

Ayrıca olağan giderlerde de (kira, fatura, temizlik malzemesi gibi) zamlara ve enflasyona bağlı olarak ciddi artışlar olmasına rağmen ne maaşa ne cari gider olarak ödenen kaleme böyle bir ek yapılmadı. Aşılamanın başlamasıyla beraber iş yükü artan aile hekimlerine uzun süre hem ek ödeme yapılmadı, hem de randevu çizelgelerine müdahale edilerek ASM’lerin uygunluğu gözetilmeden fazladan randevu açıldı.

Kimlerin aşı hakkı olduğuna dair tutarsız açıklamalar, aşı temininde yaşanan sıkıntılar, AŞILA uygulamasında yaşanan aksaklıklar nedeniyle aile hekimleri mesaisinin çoğunu vatandaşa açıklama yaparak geçirdi. Özlük haklarında artış veya pandemi nedeniyle ek ödeme yapılması beklenirken, yapılacağı söylenen ek ödemenin de kayıtlı nüfusun aşılanması oranına göre belirleneceği açıklandı. Hem bebek-gebe izlem gibi koruyucu sağlık hizmetlerini yerine getirmeye devam eden, hem rutin hasta bakan hem de aşılama programına etkin katkı koyan ve aile hekimlerinin emeğinin karşılığının şartlı ödenmesi kabul edilemez.

‘Aile Hekimlerinin Kitlesel Şekilde İtiraz Ettiği Bir Dönem Yakın Zamanda Olmamıştı’

Aile hekimlerinin bundan sonra da eylemleri olacak mı? Taleplerinizin yerine getirilmesi için hangi adımları atmayı planlıyorsunuz?

27 Ağustos 2021 Cuma günü yeniden 1 günlük iş bırakma eylemi ve İl Sağlık Müdürlükleri önünde basın açıklaması yapılacak. 28 Ağustos’ta ise Ankara’da büyük bir miting planlanıyor. Tüm Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının davetli olduğu miting için gidiş organizasyonu yapılmaya başlandı, katılmak isteyenler aile hekimliği dernekleri ile iletişime geçebilir.

Sağlık her daim hak mücadelesi açısından hareketli bir alandı ancak aile hekimlerinin bu kadar kitlesel şekilde itiraz ettiği bir dönem yakın zamanda olmamıştı. Biriken bunca öfke ve yıpranmışlık artık eylemlilik olarak kendini gösteriyor, “kaybedecek bir şeyimiz kalmadı” duygusunun ön planda olduğunu görüyoruz. Talepler karşılanmazsa tepkinin artacağını ve eylemlerin artacak süreceğini düşünüyorum.

Toplumda sistemin mağdur ettiği insanlar gerçek failleri görüp tanıdıkça, emeğiyle geçinen herkesin birbirine bakışı değişecek ve gerçek dayanışma bağları çok daha sıkı şekilde kurulacaktır.

Aile hekimlerinin neredeyse her şehirde derneği, birliği var. Peki, yeterli bir örgütlenmeden, hak arayışında bir ortaklıktan bahsetmek mümkün mü? Aynı şekilde aile hekimlerinin görev tanımı, talepleri, hak mücadelesi halk tarafından doğru şekilde anlaşılıyor mu? Örneğin son grev için toplum desteği sağlanabildi mi?

Sağlık çalışanlarının hak mücadelesi toplum desteği açısından hep çetrefilli bir alan oldu. İktidarların bilinçli düşmanlaştırma politikaları bir yandan, sistemin aksaklıkları nedeniyle yaşanan mağduriyetler bir yandan, genel olarak hak aramanın kriminalize edilmesinin de etkisiyle toplum desteğinin istediğimiz ölçüde olduğunu söyleyemeyiz.

Ancak bu oldukça değişken bir durum, emeğimizi görüp, bilip, hakkımızı almamızı çok içten dileyen ve attığımız adımlarda yanımızda olan hastalarımız hep oldu, olmaya da devam edecek. Özellikle aile hekimleri, kayıtlı nüfusu ile kurabildiği birebir iletişim nedeniyle toplum desteği sağlama konusunda çok daha avantajlı diye düşünüyorum. Ayrıca toplumda sistemin mağdur ettiği insanlar gerçek failleri görüp tanıdıkça, emeğiyle geçinen herkesin birbirine bakışı değişecek ve gerçek dayanışma bağları çok daha sıkı şekilde kurulacaktır.