Medyada Mülteciler: Yapısal Çözümlere Odaklanmalıyız
“Haberlerin odağına mültecileri değil onların karşılaştığı ya da karşılaşabileceği problemleri koymak yahut mültecilerin parçası olabileceği problemlere ilişkin yapısal çözümlere odaklanmak bugün öznesi mülteci olan haberler üretmekten çok daha yapıcı sonuçlar üretebilir.” NLTR Research Hub Koordinatörü Dr. Sarphan Uzunoğlu ve gazeteci Akın Art mülteci odaklı habercilik konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Afganistan’da ABD ve NATO askerlerinin çekilmesinin ardından iktidar Taliban’ın eline geçti. Afganistan’da yaşanan iktidar değişikliği neticesinde Türkiye ve İran sınırına doğru ciddi bir mülteci akını başladı. Bu gelişmelerle, medyanın da etkisiyle Türkiye’de toplumda yeniden mültecilere yönelik ciddi bir önyargı ve tepki oluştu. NewsLabTurkey Research Hub Koordinatörü Dr. Sarphan Uzunoğlu ve gazeteci Akın Art ile mültecilerle ilgili haberlerin oluşturulmasında dikkat edilecek temel noktaları konuştuk.
‘Etik, Olgulara Dayanan Bir Perspektif Geliştirmemiz Şart’
NewsLabTurkey Research Hub Direktörü Dr. Sarphan Uzunoğlu, mültecilerle ilgili haberlerin yazım süreçlerinde ilk dikkat edilmesi gereken hususun mülteci tanımının olduğuna dikkat çekiyor. Dr. Uzunoğlu, 1951 tarihli Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nde yer alan mülteci tanımına atıfta bulunarak, mülteci hikayelerinde düzenli hayat yaşayan sıradan insanlardan bahsedilmediğini ifade ediyor. Uzunoğlu, haberi yazarken ya da haber fikrini oluştururken de bu sebeple farklılıkları göz önünde bulundurmamız gerektiğini vurguluyor.
Canavarlaştırma mekanizmalarının medyadaki gücü korkutucu bir hâl alabilir.
Mültecilerin farklı statülerden ve farklı hikâyelere sahip insanlardan ya da insan topluluklarından oluştuğunun altını çizen Uzunoğlu, “Özellikle köşe yazılarında insanların kafasında yaratılmak istenen mülteci fotoğrafının tektipliği ve canavarlaştırma mekanizmalarının medyadaki gücü korkutucu bir hâl alabilir. Durum böyleyken haberlerin odağına mültecileri değil onların karşılaştığı ya da karşılaşabileceği problemleri koymak yahut mültecilerin parçası olabileceği problemlere ilişkin yapısal çözümlere odaklanmak bugün öznesi mülteci olan haberler üretmekten çok daha yapıcı sonuçlar üretebilir” dedi.
Haberi yapılan kişinin güvenliğinin sağlanmasının önemli olduğuna değinen Dr. Uzunoğlu, gazetecilerle kaynakları arasındaki ilişkinin çok önemli olduğunu ifade ediyor. Uzunoğlu ayrıca kişinin özel hayatını da kamusal alandaki varlığını da ele alırken o kişinin onurunu incitmemenin mühim olduğunu belirtiyor.
Dr. Uzunoğlu, Türkiye’deki mülteci haberlerinde kötü gazetecilik performansı gözlemledikleri önemli konulardan birinin de “acıma duygusunu” harekete geçirme adına bir kişiyi yarattığı olumlu değişimler olsa dahi karanlık bir çerçeve içerisinde anlatma eğilimi olduğuna değinirken, “Elbette mültecilerle ilgili pembe tablolu haberler yapmak değil bunun çözümü; ama çaresizlik diskurunu besleyip “bu durum düzelmez” perspektifine hizmet etmek istemiyorsak, dahası muhtemelen hayatı istemediği gelişmeler yüzünden kötüye gitmiş insanların hikâyelerini sömürmüş olmak istemiyorsak, etik, olgulara dayanan bir perspektif geliştirmemiz şart” şeklinde konuştu.
‘Neyin Mülteci Haberi Olduğu Konusunda Perspektif Sahibi Olunmalı’
Gazeteci Akın Art, “mültecilerle ilgili haberler” diye bir küme tanımlamanın zor olduğunu ifade ederek, “Haberin tam olarak hangi konuda nasıl ve ne ölçekte bir mecraya yazıldığı bu noktada dikkat edilmesi gereken hususların öncelik sıralamasında belli başlı değişiklikler meydana getirebilir. Ama Türkiye’de özellikle ana akım medyada bazı genel yaklaşımlar gözlemlemek mümkün. Bu yaklaşımlardan en belirgin olanı mültecileri yalnızca bir iç güvenlik sorunu olarak ele almak. Bu aslında toplumdaki genel yaklaşımın da bir sonucu. Bu anlamda medya da toplumun genelinden farklı bir yaklaşım sergilemiyor” dedi.
Medyanın önemli bir kısmında mültecilerin ancak bir suçun öznesi olduklarında ya da sahip oldukları iddia edilen birtakım ayrıcalıklar söz konusu olduğunda kendisine yer bulabildiğini belirten Art, “Bir mültecinin işlediği suçu haberleştirirken onun mülteci kimliğini haberin başlığına çektiğinizde, işlenen suçun bir etnik gerilimle ya da belki siyaset kaynaklı bir meseleyle, kısaca kişinin geldiği yer ile ilişkili olduğunu varsayıyorsunuz aslında. Ancak bu durumlardan bağımsız adli suçlar işleyen mülteciler söz konusu olduğunda da kişinin mülteci olup olmadığını haberin merkezine çekildiğini çok sık görüyoruz” diye ifade etti.
Mültecilerle ilgili haber yapılırken, neyin “mülteci haberi” olduğu, neyin olmadığı konusunda bir perspektif sahibi olmanın en çok dikkat edilmesi gereken noktaların başında geldiğine değinen Art, “Başrolünde bir mültecinin olduğu her haber, mülteci haberi değildir. Gazetecilik başından sonuna kadar toplumsal sorumluluk duygusuyla, kamu çıkarını gözeterek yapılması gereken bir meslek. Fakat mülteci konusu gibi toplumsal çatışmaları tetiklemesi mümkün konularda bu durum daha da büyük önem taşıyor. Türkiye nesnelliğinde altı çizilmesi gereken en acil konunun bu olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Bizi Takip Edin