‘Nefret Söylemi ve Ayrımcı Dil Acilen Sonlandırılmalı’
Türkiye'de artan göçmen ve mülteci karşıtı söylemler ile Ankara Altındağ'da Suriyelilere yönelik saldırıya ilişkin 18 kurum ortak açıklama yayınladı. Bildiride "toplumdaki gerilimi geri döndürülemez noktaya götüren nefret söylemleri ve ayrımcı söylemlerin acilen sonlandırılması" çağrısında bulunuldu.
Aralarında STK’ların ve bazı üniversitelerin göç birimlerinin de olduğu 18 kurum tarafından yapılan ortak açıklamada şu hususlar öne çıkıyor:
“Altındağ’da Emirhan Yalçın’ın hayatını kaybetmesinin ardından hızlıca örgütlenen grupların ilçede Suriyelilerin evlerine ve iş yerlerine saldırması, etkili ama sorumsuz kişiler tarafından kışkırtılan mülteci karşıtlığının önlenemez boyutlara ulaşabileceğini gösterdi. Bu linç ve saldırı olayları pandemi sürecinin getirdiği zorluklar, güvenlik endişeleri, ekonomik krizin neden olduğu belirsizlikler ve uzun bir süredir devam eden siyasal ve sosyal gerilimler bahane edilerek göçmenlere yönelik nefret suçlarının, dışlayıcı ifadelerin ve uygulamaların varabileceği noktayı bizlere göstermesi bakımından da ibret olmalıdır.”
‘Göç Her Zaman Bir Sorun Olarak Deneyimlenmek Zorunda Değildir’
Farklı vesilelerle ve defalarca tekrar edildiği üzere göç, günümüz dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır. Göç her zaman bir sorun olarak deneyimlenmek zorunda değildir. Göçle birlikte ortaya çıkan ve yeni ve çeşitli durumların toplumların değişimine ve gelişimine olanak sağlaması da mümkündür. Bunu belirleyen ise göç alan ülkelerin politikaları ve göç yönetimleridir.
“Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan ve gündelik yaşamlarında sömürüyü ve şiddeti en ağır şekilde yaşayan göçmen ve mültecilerin ötekileştirilmesi ve bir günah keçisi olarak hedef alınması kabul edilemez. Kalıcı ve sürdürülebilir bir entegrasyon ve göç politikasının eksikliğine ilişkin eleştirilerin, tüm bu süreçlerde mağdur olan göçmenlere ve mültecilere yöneltilmesi, durumu daha da derinleştirmekten öteye geçmeyecektir.”
‘AB Daha Fazla Sorumluluk ve İnisiyatif Almalı’
“Her devlet göçle ilgili kendi politikalarını uygularken, altına imza attığı uluslararası hukuk kurallarına ve temel insan hakları ilkelerine de uymak zorundadır. Meselenin küresel boyutunu göz önünde bulundurarak, Avrupa Birliği’ne üye olan ülkeleri düzensiz göç ve iltica konusundaki sorumluluklarını ivedilikle yerine getirmeye davet ediyoruz.
Avrupa Birliği’ne üye olan ülkelerin, Türkiye gibi yoğun göç hareketlerinin yöneldiği ülkeleri, sadece ekonomik yardımlar ile destekleyerek göçün kendi sınırlarına yönelmesini önlemek amacıyla araçsallaştırması yerine eşit, adil, etkili ve sürdürülebilir bir göç politikasının uygulanması için daha fazla inisiyatif ve sorumluluk alması gerektiğini hatırlatıyoruz.”
İmzacı Kurumlar
- Ankara Yıldırım Beyazıt Üniv. Göç Politikaları Uyg. ve Araş. Merkezi, GPM
- Göç Araştırmaları Vakfı
- İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi
- Maya Eğitim ve Kültür Araştırma Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği
- Bahçeşehir Üniversitesi Göç ve Kent Çalışmaları Merkezi, BAUMUS
- Göçmen Dayanışma Ağı/Ankara
- İnsan Hakları Gündemi Derneği
- Medya ve Göç Derneği
- Mülteci.net
- Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi
- Göçmen Dayanışma Derneği
- İzmir Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği
- Mültecilerle Dayanışma Derneği, Mülteci-Der
- Sosyal Hizmetler Uzmanları Derneği (SHUDER) Ankara Şubesi
- Göç Araştırmaları Derneği
- Hayata Destek Derneği
- Kırkayak Kültür, Sanat ve Doğa Derneği
- Koç Üniversitesi Göç Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, (MİREKOÇ)
Bizi Takip Edin