Dayanışma Suçlusu: Luventa Davası
"Eğer zor durumdaki insanları kurtarmak bir suçsa, o zaman suçumu kabul ediyorum." Libya’dan İtalya’ya göçü kolaylaştırmak ve “kaçakçılarla işbirliği yapmakla” suçlanan Luventa adlı geminin mürettebatından Dariush dahil 3 kişi daha 20 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya... Rebecca White tarafından Uluslararası Af Örgütü için kaleme alınan yazıda, Avrupa genelinde, bireylerin ve STK’ların yalnızca mültecilere ve göçmenlere denizde ve karada yardım ettikleri için tehdit edilmesine ve “dayanışma suçu” işleyerek mahkemelere sürüklenmesine dikkat çekiliyor.
Bu yazı 05.08.2021 tarihinde Uluslararası Af Örgütü sitesinde yayınlanmıştır.
Dariush Beigui, Hamburglu. Bir mavna kaptanı ve punk rock hayranı. Sascha Girke, Berlin’in yakınlarındaki Potsdamlı. İtfaiyede uzun yıllar boyunca sağlık görevlisi olarak çalıştı. Dariush ve Sascha aynı zamanda arama ve kurtarma gemisi Iuventa’nın da gönüllü mürettebat üyeleriler. Yani, öyleydiler; çünkü Iuventa yaklaşık 4 yıldır İtalya’nın Trapani kentinde karaya oturtulmuş halde.
Nisan 2015’te, sadece 1 hafta içinde Orta Akdeniz’deki iki büyük deniz kazası bin 200’den fazla can alarak Avrupalı liderlerin Ekim 2014’te aldığı, İtalya’nın hayat kurtarıcı arama ve kurtarma faaliyetlerine son verme kararının ölümcül sonuçlarını gözler önüne serdi. Bu feci boşluğu doldurmak amacıyla sivil toplum örgütü gemisi Libya yakınlarındaki sulara açıldı. Iuventa da 2016’da onlara katıldı. Gemi, denize açıldığından beri 14 binin üzerinde insanı boğulmaktan kurtardı.
Ancak İtalya makamları 2017’de gemiye el koydu ve mürettebattan 10 kişi hakkında soruşturma başlattı. Libya’dan İtalya’ya göçü kolaylaştırmak, yani aslında kaçakçılarla işbirliği yapmakla suçlandılar. Halbuki böyle bir şey yapmıyor; sadece hayat kurtarıyorlardı.
Ocak 2021’de altı mürettebat üyesi hakkındaki suçlamalar düşürüldü, ancak Sascha ve Dariush da dahil olmak üzere kalan dördü hala 20 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya. Ne yazık ki, bu istisnai bir vaka değil. Avrupa genelinde, insanlar ve sivil toplum örgütleri, yalnızca ihtiyacı olan mültecilere ve göçmenlere denizde ve karada yardım ettikleri için tehdit edildi, taciz edildi ve mahkemelere sürüklendi.
Iuventa sadece bir kurtarma gemisi değil; Akdeniz’i dünyanın en ölümcül sınırlarından birine dönüştüren Avrupa politikalarına itirazın da bir sembolüdür. Aynı zamanda savaştan, zulümden ve yoksulluktan kaçan insanlar için de dayanışmanın ve insanlığın bir sembolüdür.
“İnsanlar boğuluyor. Neden kimse denizde her gün yaşanan bu kabus hakkında konuşmuyor? Neden insanların Avrupa’ya ulaşmaması, hayatta kalmalarından daha önemli?”
Dayanışmanın bir suç olmadığını hepimiz biliyoruz. Peki tam olarak nedir? Mürettebat üyelerine dayanışmanın onlar için ne anlama geldiğini sorduğumda anladım ki bunun tek bir tanımı yok.
“Dayanışma, insanların yanında durduğum anlamına gelir. Onları tanıyor olmamın veya onlarla tamamen aynı siyasi görüşlere sahip olmamın hiçbir önemi yok.”
Dariush ekliyor: “Dayanışma, yalnız olmama hissidir.”
Sascha için dayanışmanın göz ardı edilemeyecek bir siyasi boyutu da var. Hareket halindeki insanlarla dayanışıyor çünkü bunu yapabilir ve çünkü yetkililer yapmıyor.
“Dayanışma bir arada durmaktır. Onlara bir ses vermiyoruz; onların zaten sesi var. Çığlık atıyorlar ama kimse dinlemiyor.”
Dayanışma sınırların ötesine, bölgelerin ötesine, farklılıkların ötesine uzanır. Görmek istediğimiz geleceği hayal etmemizin ve onu talep etmemizin bir yoludur. Lola Olufemi, 2020’de yayımlanan “Feminism, Interrupted” kitabında dayanışmayı ‘eyleyen sözcük’ olarak tanımlıyor. Ve bu, duyduğum tüm tanımlarda tekrarlanan bir ortak nokta. Dayanışma sizin için ne anlama gelirse gelsin, önemli olan ‘eylemek’tir.
Bunu Iuventa mürettebatının yanında durarak ve davanın düşürülmesini talep ederek yapabilirsiniz. Böylelikle Avrupa’da güvenlik arayan herkesle dayanışma içinde olacaksınız. Yapanlar ve yapmayanlar. Sascha’nın bana söylediği gibi:
“Hiçbir zaman bizimle ilgili değildi. Bu yolculukları yapan insanlarla ilgiliydi ve hâlâ da öyle.”
Bizi Takip Edin