‘Gazeteciliği Boğamayacaksınız!’
26 Haziran 2021’de Taksim’de düzenlenen Onur Yürüyüşü’nü takip eden AFP Muhabiri Bülent Kılıç’ın kolluk güçleri tarafından boğazına basılarak nefessiz bırakılması ve ardından gözaltına alınması, basın emekçilerini harekete geçirdi. “Gazeteciliği Boğamayacaksınız” diyen 15 basın örgütü gazetecilere yönelik hak ihlallerini İstanbul, Ankara ve İzmir’de protesto ederek, sorumluların hesap vermesini talep etti.
İstanbul’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin önünden İstanbul Valiliği’ne yürüyen pek çok basın mensubu, polis şiddetine karşı “dur” demek ve meslektaşlarına destek vermek için toplandı.
‘Bu Mesleki Bir Sorun, Ötesi Berisi Yok!’
Eylemde ilk söz alan Bülent Kılıç, kendisine olayın başından bu yana destek veren basın mensuplarına ve meslek örgütlerine teşekkür ederken; şiddete maruz kalan bir gazeteciye meslektaşlarının sahip çıkmasının önemine dikkat çekti.
Kılıç konuşmasında, “1 dakikalık bir süre idi sanırım. Nefesimin kesilmeye çalışılması kadar vahşi bir durum yok. Maalesef gazeteci olarak buna şahitlik ettim. Görüntü o kadar vahşi imiş ki ben de videoyu izleyince anladım.” dedi.
Pek çok gazetecinin kendisini arayarak geçmiş olsun dileklerini iletmelerine karşın, kurumlarında konuyu haberleştirmeyen bazı gazete ve TV organlarının bu tutumundaki vahamete dikkat çeken Kılıç, gazetecilerin kamu görevi yapmakta olduğunun altını çizdi: “Polisin de bunu bilmesi lazım. Bunu çok iyi bildikleri halde bilmezden gelmeye başladılar. Bu mesleki bir sorun, bunun ötesi berisi yok. Burası Bab-ı Ali, Türkiye’nin ilk basın kurumları burada bir araya geldi. Bugün burada bu kadar gazetecinin bir araya gelmesi çok anlamlı.”
Boynuna basan polisin hala görevde olduğunu hatırlatan Kılıç, “Tüm basın emekçilerinin güvende olması için cezasızlık durumunun bir yerde bitmesi gerekiyor. Bu ülkede hukukun ve basının olduğuna inandırılmamız gerekiyor.” sözleriyle açıklamasını sonlandırdı.
‘Nefessiz Bırakılan Sadece Gazeteciler Değil Halkın Haber Alma Hakkı’
Eylemde daha sonra Gazete Duvar’dan Filiz Gazi 15 basın örgütünün basın açıklamasını okudu. Aralarında Basın Konseyi, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Disk Basın-İş ve Gazeteciler Cemiyeti gibi kuruluşların imza verdiği “Gazeteciliği Boğamayacaksınız!” başlıklı açıklamada şu ifadeler öne çıkıyor:
“Anayasa ile güvence altına alınan protesto hakkı fiilen yasaklanmış durumda. Hakkını aramak için sokağa çıkan bu yurttaşları haberleştirmek gazetecinin kamusal görevidir. Ancak meslektaşlarımız toplum adına görevlerini yürütürken ağır şiddetle karşı karşıya kalıyor. İçişleri Bakanlığı’nın gösteriler sırasında polislerin görüntülerinin alınamayacağına yönelik yasadışı genelgesinin ardından, bu şiddet çok daha tehlikeli bir hâl almış durumda.
26 Haziran Cumartesi günü LGBTİ+ bireylerin ve onlara destek veren yurttaşların düzenlemek istediği Onur Yürüyüşü’ne müdahale eden güvenlik görevlileri, uygulanan şiddeti kayda almak isteyen AFP Foto Muhabiri Bülent Kılıç’ı yere yatırıp boyuna bastırarak nefessiz bırakmak istedi. Güçlükle “Nefes alamıyorum” diyebilen Bülent Kılıç ölümden döndü.
Aynı gün başka meslektaşlarımızın da işlerini yapmaları engellendi. Darp edilen, taciz edilen, çektikleri görüntüleri silmek zorunda bırakılan meslektaşlarımız oldu.
Kolluk güçleri bu kanun tanımaz uygulamaları ile halkın gerçekleri öğrenme hakkını engellemektedir. Nefessiz bıraktıkları yalnız meslektaşımız değil, halkın haber alma hakkıdır.
Gazetecilik suç değildir ve bizler gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Gazetecilere şiddet uygulanmasını kanıksamayacağız, asla kabul etmeyeceğiz! Bu insanlık dışı yöntemlerde ısrar etmeyi düşünen memurları da uyarıyoruz: Cezasızlık zırhına güvenmeyin! Size bu kanunsuz emri verenlerle birlikte mutlaka yargılanırsınız! Gazeteciliği boğmanıza izin vermeyeceğiz!”
Ne Olmuştu?
Bülent Kılıç’ın Onur Yürüyüşü sırasında görevini ifa ederken polis tarafından yere yatırılarak nefessiz bırakıldığı anın fotoğrafları, Türkiye’de basın mensuplarına polisin sert müdahalelerinin en yakın örneklerinden biri. Bülent Kılıç, serbest kalmasının ardından Twitter hesabından “Lütfen bakılsın, sırtıma mı basmış, yoksa boynuma mı basmış, dün benim nefesim alenen kesilmeye çalışıldı” açıklaması yapmış ve “Bütün gazetecilik meslek örgütlerine çağrı yapıyorum, ortada bir can güvenliği sorunu var maalesef, ortak bir tavır alınmalı.” çağrısında bulunmuştu.
Kılıç’ın maruz kaldığı şiddetin medyada geniş yer bulması üzerine İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, Kılıç’ın basın mensubu olduğunun gözaltı işlemi sırasında anlaşıldığını açıklamıştı. Açıklamada, “Planlanan yasa dışı gösteri ve yürüyüşle ilgili olarak Beyoğlu Kaymakamlığı’nca (1) günlük yasaklama kararına rağmen ‘yasadışı gösterinin engellenmesi esnasında mukavemet gösteren’ grupla birlikte yakalanan 46 kişi arasında maalesef basın mensubu Bülent Kılıç’ın da bulunduğu tespit edilmiş ve ifadesi alınarak serbest bırakılmıştır” dendi.
Sahada görev alan basın mensupları ise özellikle Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 30 Nisan 2021’de yayınlanan genelgenin ardından gazetecilere yönelik kolluk güçlerinin uyguladığı engelleme ve şiddetin arttığını ifade ediyor.
Bizi Takip Edin