Değişmeyen Kader: Parti Kapatmalar
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in HDP’nin kapatılması istemiyle hazırladığı iddianame Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından oy birliği ile kabul edildi. AYM’nin kabulü ile HDP’nin kapatılmasına dair dava süreci resmen başlamış oldu.
HEP, DEP, HADEP, DEHAP, ÖTP, DTP şimdi de HDP. İlk kez 1991 seçimlerinde Sosyal Demokrat Halkçı Parti ile yaptığı ittifakla Türkiye’de legal siyasete giren Kürtler, o günden bu yana siyaset arenasında.
90’lardan günümüze Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebiyle her defasında Anayasa Mahkemesi (AYM) Kürt partilerini kapattı. Gerekçe ise hep aynı oldu: “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozma amacını taşımak” ve “yasaya aykırı siyasi faaliyetlerin mihrakı olmak”.
Şimdi de sırada HDP var. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin tarafından 7 Haziran’da HDP’nin kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne gönderilen iddianame oy birliği ile kabul edildi.
İddianamede, “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiği” suçlaması yöneltilen HDP’nin “temelli kapatılması” isteniyor. Ayrıca HDP’nin Hazine yardımlarından tamamen yoksun bırakılması, varsa banka hesabının bloke edilmesi, Hazine yardımı ödenmişse Hazine’ye iadesine karar verilmesi talepleri de söz konusu iddianamede yer alıyor.
HDP’ye üye kayıtlarının durdurulması gerektiği belirtilen iddianamede, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Mithat Sancar, Pervin Buldan gibi isimlerin de aralarında bulunduğu 451 siyasetçiye, temelli kapatılmaya ilişkin kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından itibaren beş yıl süreyle siyasi yasak konulması istendi.
Anayasa Mahkemesi, savunmaların alınmasından sonra HDP’nin kapatılarak, iddianamede hakkında siyasi yasak istenen 451 yönetici veya üyesinin tümüne veya bir kısmına siyaset yasağı getirebileceği gibi, sadece hazine yardımının kesilmesi yönünde de karar verme hakkı bulunuyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ilk olarak 17 Mart’ta hazırladığı iddianameyi AYM’ye göndermişti. Ancak Yüksek Mahkeme, iddianamede eksiklikler bulunduğu gerekçesiyle ilk iddianameyi iade etmişti. HDP’nin temelli kapatılması talebine “suçların odağı” olması gerekçe gösteriliyor.
Süreç Nasıl İşleyecek?
AYM’nin iddianameyi kabul etmesi ile HDP hakkındaki kapatma davası süreci de resmen başlamış oldu.
HDP’nin ön savunmasını vermesinin ardından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, esas hakkındaki görüşünü AYM’ye sunacak.
Şahin’in sözlü görüşünün HDP’ye iletilmesinin ardından, HDP’liler de sözlü savunmalarını yapacak. Sözlü açıklama ve savunmaların tamamlanmasının ardından görevlendirilen AYM raportörü, gerekli bilgi ve belgeleri toplayarak esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu süreçte gerek HDP, gerekse Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı mahkemeye ek savunma ve ek delil sunabilecek.
Anayasa Mahkemesi bu sürecin ardından toplanarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kapatma talebini esastan görüşmeye başlayacak.
Anayasa Mahkemesi, siyasi parti kapatma davalarında üyelerin üçte iki çoğunluğunun oyuyla karar alabiliyor. Buna göre HDP hakkındaki kapatma davasında da partinin temelli kapatılması ya da Hazine yardımından yoksun bırakılması kararları 15 üyenin en az 10’unun kabul yönündeki oyuyla mümkün olabilecek.
Siyasi parti kapatma davası sonucunda verilen karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili siyasi partiye tebliğ edilecek ve Resmi Gazete’de yayımlanacak.
AYM’nin Önündeki İki Seçenek
AYM’nin önünde iki seçenek bulunuyor. AYM, HDP’nin temelli kapatılmasına karar verebilir. Böyle bir durumda, söz ve eylemleriyle partinin temelli kapatılmasına neden olan parti yöneticisi deneticisi veya üyelerine 5 yıllık siyasi yasak getirecek, partinin malvarlıkları da Hazine’ye devredilebilecek.
Mahkemenin önündeki ikinci seçenek ise HDP’nin kapatılması yerine hazine yardımından yoksun bırakılması. Buna göre parti faaliyetine devam eder ve yöneticileri ve üyeleri için siyasi yasak söz konusu olmaz. Suçun ağırlığına göre Mahkeme, partinin Hazine yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.
Hem Destek Hem Tepki
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı’nın HDP’nin kapatılmasına dair iddianame hazırlaması ve AYM tarafından kabul edilmesine siyasi partilerin bir kısmı destek verirken, bir kısmı da “siyasi bir dava” olduğunu söyledi.
Hakkında kapatma davası açılan HDP’lilerin asıl ne söyleyeceği merak konusu oldu. HDP’nin Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, kapatma davasının arka planında “siyasi, tehdit ve şantaj kampanyası”nın yer aldığını vurguladı. HDP’nin kapatılması davasının siyasi olduğunu söyleyen Sancar, “Nasıl bu davanın savcısı iktidarsa, bu davanın avukatı da halkın kendisidir” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bugüne kadar kaç siyasi parti kapatıldı ve hangi sonuç elde edildi? Düşüncenin ifade edilmesinden korkmayacaksınız. Siz Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na talimat verip parti kapat diyorsanız orada demokrasi olmaz. Parti kapatmaya yönelik hiçbir eylemi doğru bulmuyoruz” diye konuştu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da HDP’nin seçimlerde aldığı oy oranlarını hatırlatarak, “Siyasi meşruiyet toplum desteği ile sağlanır” vurgusu yaptı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da “Siyasi partileri kapatmak, seçilmiş milletvekillerinin haklarını ellerinden almak Türkiye’nin önünü açmaz; toplumsal barışı bozar” değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise, HDP’nin kapatılması istemine “Ben hukukçu değilim” şeklinde yorum getirdi.
HDP’nin kapatılması için sık sık çağrı yapan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli de HDP’nin kapatılmasını “namus görevi” olarak gördü.
Önceki dönemlerde sık sık HDP’yi “Terör” ile ilişkilendiren AK Parti’den ise herhangi bir açıklama gelmedi. Ancak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 8 Haziran’daki partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda “7 Haziran 2015 seçimlerini unutmayın” sözleri, HDP’nin kapatılmasına yönelik görüşünü de ortaya koyuyordu.
Bizi Takip Edin