LGBTİ Bayrağı Taşıma Davasında Öğrenciler Hakim Karşısına Çıktı

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki rektör atama protestolarında LGBTİ+ bayrağı açtıkları gerekçesiyle gözaltına alınıp haklarında dava açılan 12 öğrenci, bugün ilk defa hakim karşısına çıktı. Öğrenciler hakkındaki imza şeklindeki adli kontrol hükümleri kaldırılırken, yurtdışına çıkış yasağının sürmesine karar verildi.

Duruşma öncesi adliye önünde toplanma çağrısı yapılmıştı. Kağıthane Kaymakamlığı, adliye meydanı ve çevresindeki eylemleri bir günlüğüne yasakladığını açıkladı. İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava öncesi Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde alınan tedbirler dikkat çekti. Adliyenin önündeki meydan bariyerlerle kapatılırken, çok sayıda polis ve TOMA aracı konuşlandırıldı. Adliyeye girebilmek için medyanda koridor şeklinde bir alan boş bırakıldı.

“Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamasıyla yargılanan 12 öğrenciye destek vermek için çok sayıda kişi, adliyeye geldi.

Kalabalık bir grup adliye dışında beklerken, bir grup da duruşma salonunun önüne geldi. Duruşma salonuna sadece yargılanan öğrenciler ve avukatları alındı. Duruşma salonu küçük olduğundan ailelerin ve destek için gelen arkadaşlarının duruşmayı izlemesine izin verilmedi.

Gazeteciler ise duruşmayı, salonun kapısından takip edebildi.

İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma için mahkemenin üç dakika ayırması dikkat çekti.

Avukatların duruşma salonunun değiştirilmesi talebi ise “boş” salon olmadığından reddedildi. Duruşmanın görüldüğü salon adliyenin en küçük salonlarından biriydi.

Öğrencilerin kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, mahkeme hakimi, öğrencilerden daha önce fotoğraflarının istendiğini hatırlatarak görüntü tespit tutanağıyla karşılaştırmak için öğrencilerin fotoğraflarını teslim etmesini istedi.

Kimlik tespiti ardından savunma yapan Avukat Levent Pişkin, öğrenciler hakkında var olan imza ve yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol kararlarının kaldırılmasını istedi. Pişkin, adli kontrol hükümlerinin bir nevi cezaya dönüştüğünü söyledi. Pişkin, “Kaçma şüpheleri yoktur, savunmaları alınmıştır. Yeni bir delil de yoktur. Derhal kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi. Pişkin, öğrenciler hakkında derhal beraat kararı verilmesini istedi.

Duruşma savcısı da verdiği mütalaasında, öğrenciler hakkındaki adli kontrol hükümlerinin savunmaları alınıncaya kadar devam etmesini istedi.

Mahkeme hakimi verdiği kararında, imza şeklindeki adli kontrol hükmünün kaldırılmasına, yurt dışı şeklindeki adli kontrol hükmünün ise devamına karar verdi. Avukatların beraat talebine ilişkin de ret kararı verildi.

Davanın sonraki duruşması 28 Haziran günü görülecek.

Ne Olmuştu?

Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü’nün ana giriş kapısı üzerinde bir öğrenci 1 Şubat’ta LGBTİ+ bayrağı açmış, bu sebeple üniversitede öğrenci hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştı. 25 Mart’ta disiplin kurulu toplanacağı için bir grup öğrenci LGBTİ+ bayrağı taşıyan öğrenciye destek olmak amacıyla LGBTİ+ bayrağı taşıyarak üniversitede protesto eylemi gerçekleştirdi. Öğrencilerden dördü polislerce gözaltına alındı.

Öğrencilerin gözaltına alınmasına tepki gösteren sekiz öğrenci de Kuzey Kampüs girişinde gözaltına alındı. Öğrenciler bir gün sonra Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Öğrencilere destek için adliye önüne gelen öğrenciler gözaltıları protesto etti. Bu protestoda da bazı öğrenciler gözaltına alındı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu hazırlanan iddianamede, öğrencilerin “LGBTİ+ flamasını omzuna sardığını” ve “LGBTİ+ renkleri, bayrakları açarak eylem yapan grubun içerisinde” bulunduğunu belirtiyor. Ancak iddianamede bunun nasıl bir suç oluşturduğuna ilişkin herhangi bir tespit bulunmuyor.

İddianamede, polise direnme suçlamasıyla gözaltına alınan öğrencilerin “terör arşiv kayıtlarına” bakıldığı, kayıtlarda bir şey bulunmadığı da belirtiliyor.

İddianamede, 12 öğrenci “2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”na muhalefet etmek iddiasıyla suçlanıyor. Öğrencilerin her birinin altı aydan üç yıla kadar hapis ile cezalandırılması talep ediliyor.