Mikroçip Zorunluluğuna İlişkin Yönetmelik Ne Getiriyor?
Türk Veteriner Hekimleri Birliği ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasında hayvanlara mikroçip uygulaması konusunda yapılan protokol; hangi konularda soru işaretleri oluşturuyor?
Mikroçip zorunluluğu aslında hayatımıza yeni girmedi. 2017 yılında taslağı gündeme geldi, görüşlerimizi belirtmemiz istendi. 2018 yılında ise, belirttiğimiz görüşlerin hiçbiri önemsenmeden yürürlüğe girdi. Bugüne kadar uygulanmasına ilişkin bir adım atılmadı. Türk Veteriner Hekimleri Birliği ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasında bu konuda bir protokol imzalanmasının hazırlığının yapıldığına ilişkin bilgi, artık uygulama aşamasına geçildiğini fark etmemizi sağladı.
Peki Bu Yönetmelikteki Problemli Konular Nedir?
Birincisi; isminde ve içeriğinde geçen gelincik mevzusu oldukça soru işaretli ve problemli bir konu. Gelincik evlerimizde birlikte yaşadığımız hayvanlardan biri olmamasına rağmen, kedi ve köpekle birlikte bu yönetmelik kapsamına neden dahil edildi anlamak mümkün değil. Yönetmeliğin amacı; evlerimizde birlikte yaşadığımız hayvanları terk etmemizi önlemekse ya da bu hayvanlar kaybolduklarında onları bulabilmemizi sağlamaksa, yani mevzu hayvan haklarıysa, gelincik bakımından böyle bir ihtiyaç olmadığı aşikâr. Bu durumda aklımıza, gelincikle ilgili böyle bir düzenleme yapılmasının altında başka menfaatlerin yattığı ihtimali geliyor. Gelincik üretmek isteyen kişilere ruhsat verildiğine ilişkin haberler, başka menfaatler ihtimalini güçlendiriyor.
İkincisi; yönetmelikle böyle bir zorunluluk getirilmesi mevzusu. Türkiye hukukunda, birlikte yaşadığımız hayvanlar taşınır mal hükmünde kabul ediliyor. Taşınır mal hükmündeki hayvanlar, anayasal bir hak olan mülkiyet hakkımızın koruması altında. Bu da şu anlama geliyor; devlet birlikte yaşadığımız hayvana mikroçip takılmasını zorunlu tutamaz, bize bunu dayatamaz. Aksi uygulama, mülkiyet hakkımızı ihlal eder. Yönetmelik, bu hâliyle; anayasaya aykırı durumdadır. Bu minvalde bir düzenleme, ancak isteğe bağlı olarak getirilebilir, isteyenler hayvanlarının güvenliği için onlara mikroçip taktırabilir.
Üçüncüsü; mikroçipin ücretli olması. Bir hususu hem zorunlu tutup hem de onun için ücret talep etmek akla ve mantığa uygun bir düzenleme değil. Bu şekilde bir düzenleme, amacın hayvan hakları değil, yeni bir para kazanma aracı yaratmak olduğunu ortaya koyuyor. Bu işin makulü; böyle bir zorunluluk getirilecekse, devletin bunu ücretsiz bir şekilde gerçekleştirmesidir.
Dördüncüsü; düzenlemenin samimiyetsizliği. Mevcut mevzuatta zaten evinde hayvanla birlikte yaşayanların ve birlikte yaşadığı hayvan doğum yapanların bu durumu ilgili birime bildirme ya da hayvanı terk edenlere az da olsa bir idari para cezası uygulanması gibi düzenlemeler var. Ancak; uygulamada, bu düzenlemeler görmezden geliniyor ve etkili bir denetim yaptırım mekanizması işletilmiyor. Demek istediğim; hayvan lehine bir şey yapmak isteyene mevcut mevzuat da imkân veriyor, ancak; mevcut düzenlemeleri görmezden gelip, uygulamaya tenezzül etmeyen kurumun, sanki mevcut düzenlemeyi uygulamış da sonuç alamamış havasında, mevcut düzenlemenin adını değiştirip karşımıza aynı şeyi koyması ne samimi duruyor ne de hayvan lehine bir çaba olduğuna dair umut veriyor.
Beşincisi; Tarım ve Orman Bakanlığı’nın asıl niyeti olabilecek ihtimaller. Artık yerleşik bir uygulama hâline gelmiş; sokağımızın köpeği, apartmanımızın kedisi, kurumumuzun köpeği gibi kavramlar var hayatımızda. Bu hayvanlarımız serbest sahipli hayvanlar olarak tanımlanabilir. Onlara biz bakarız, biz tedavi ettiririz ama serbest dolaşırlar. Bu durumda; acaba Tarım ve Orman Bakanlığı, bu serbest sahipli hayvanlarımıza da mikroçip takıp onları üzerimize kaydettirip, sonrasında da serbest bıraktığımız için terk ettik muamelesi yapıp, bize idari para cezası uygulama ve hayvanımıza el koyma niyetinde olabilir mi şeklinde bir şüphemiz de var.
Görüldüğü üzere; oldukça muallak bir düzenlemeyle karşı karşıyayız, biz de nasıl bir uygulamayla karşılaşacağımızı henüz bilmiyoruz. Ama; bu düzenlemenin en ufak bir yerden de olsa hayvan ya da evinde ve sokağındaki hayvanlara ilgilenen insanlar aleyhine döndüğünü hissedersek böyle bir uygulamaya izin vermemekte kararlıyız.
Av. Barış Karlı
HAD Başkan Yardımcısı
Bizi Takip Edin