“Kod-29’la İşten Atılmak Bir Hak İhlalidir”
Mağaza Market-Sen ve DİSK, haksız suçlamalarla uygulanan, işverenin işçiyi ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranmakla itham ederek, kıdem tazminatı, işsizlik ödeneği gibi tüm haklarını elinden alarak işten çıkartmasına izin veren Kod-29’a dayalı işten çıkarmalara karşı işçileri birleşmeye ve haklarını geri almak için dava açmaya çağırıyor.
Pandemi döneminde işten çıkartmaların yasaklanmasıyla birlikte kimi işverenlerin Kod-29’u gerekçe göstererek işvereni sözleşmesini tazminatsız olarak feshetme yoluna gitmesi, işçi sendikalarını ve iş hukuku üzerine çalışan avukatları harekete geçirdi.
Kod-29, işverenin işçiyi ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranmakla itham ederek, kıdem tazminatı, işsizlik ödeneği gibi tüm haklarını elinden alarak işten çıkartmasına izin veren bir düzenleme. Sendikalar ve hukukçular bu kodla işten atılan işçilere haklarını aramaları için çağrıda bulunuyor.
Mağaza Market-Sen: İşçiler Zincir Marketlerin Kar Politikalarına Teslim Edilemez
Mağaza Market Sendikası, İşten çıkarma yasağı ve diğer düzenlemeleri, market çalışanları açısından yetersiz ve güvencesiz bulduklarını ifade ediyor. Mağaza Market-Sen Örgütlenme Koordinasyonu Üyesi Doğan Can Aras; “Evet, patron işçiyi işten atmıyor ama istediği zaman ücretsiz izne gönderiyor. İşe çağırıyor. Kod 29’dan 25. Maddeden işten çıkarıyor” diyor. Aras, görüşlerini; “Covid-19 kapsamında işçiyi ücretsiz izne çıkarıyorsunuz ve işçinin buna itiraz etme hakkı yok. İşçiye günlük 39 lira kadar bir miktar ödeme yapıyor devlet bunun karşılığında, bunun da amacı güya işçiyi korumak… Çünkü işçilere gerekli düzeyde bütçe ayrılmadı. Bu süreçte patronların borçları silindi. Patronlara hazineden teşvik kredileri verildi. Ama işçiye sadece günlük 39 lira reva görüldü. Bu 39 lira da yine işçinin işsizlik ödeneğinden yani kendisinden yapıldı.” sözleriyle ifade ediyor.
Aras’a göre günlük 39 TL gibi bir ödemeyle market işçileri, salgınla mücadele edemez. Mağaza Market-Sen Örgütlenme Koordinasyonu Üyesi Aras; “Patronlar kendilerini devlet tarafından güvence altına alırken, işçiler çalıştığı yerlerde salgınla burun buruna kaldı. Denetim yok, koruma yok, test yok, vaka var ise çalışmaya devam. Basına açıklanırsa, şikayet olursa Kod-29 ile kapının önüne koy işçiyi. Çalışmadıkları vakit “evde kal 1170 lira vereceğiz al bununla geçin” dendi işçiye. İşten çıkarma yasakları daha sonra da Kod-29 ve 25. maddeden işten atmaları ortaya çıkardı. İşçi hiçbir hakkını talep edemeden kapının önüne kondu. İş bulması zorlaştırıldı. İşçiler çalışmadan veya salgın boyunca ihtiyaçları doğrultusunda bir destek almadan 1170 lira ile evinde kalmaya devam edemez” sözleriyle yaşanan sorunları dile getiriyor.
“Emirlere Uymazsak Kapının Önüne Koyulmakla Tehdit Ediliyoruz”
Aras, Kod-29’un doğurduğu skıntıları ve bu uygulamaya neden karşı olduklarını anlatırken patronların, “emirlerimize uymazsanız sizi kapının önüne koyarız” dediklerini söylüyor: “Salgın döneminden önceki durumu düşünecek olursak, işçi işten çıkarıldığı zaman kıdem tazminatı, ihbar tazminatı veya içeride kalan ne kadar hakkı var ise bunları alıp ayrılabiliyordu. Pandemide işçi açısından bunların genişletilmesi ve korunmasını beklerken tam tersi yaşandı. Patronlara işçiyi tazminatsız işten çıkarma kolaylığı sağlandı. Şimdi sürekli market işçilerine, “bizim emirlerimize uymazsanız, istediğimiz saatte işe gelmez ve mağazayı açmazsanız sizi kapının önüne koyarız” diye tehdit ediyorlar. İşçi mesaisi bitiyor ama sorumluların istediği mesaileri tamamlamak zorunda kalıyorlar. Eğer bunu yapmazlarsa kendilerinden türlü suçlar üretilerek savunmalar isteniyor. Bunlar artarsa işçiyi işten atmaları daha da kolaylaşıyor.”
“Salgınla İşçinin Elindeki Tüm Hakların Gasp Edileceği Bir Ortam Doğdu”
Aras’a göre salgından önce meclisten kıdem tazminatının fona devredilmesini geçiremeyen işverenler bu taleplerine Kod-29 ile ulaştılar: “Patronlar salgınla işçinin elinde ne hakkı varsa gasp edebilme hakkını elde etti. Modern kölelik daha da yaygınlaşmaya ve uygulanmaya başlandı Kod-29 ve 25. Madde ile.”
Kod-29 patronun işçiyi istediği koşullarda da çalışmasını ve esnek çalışma saatlerini de uygulayabilmesinin önünü açtı. Patron sizi istediği kadar çalıştırıp hakkınızı ona göre ödüyor. 15 gün çalışıyorsunuz geri kalan günler ne olacak peki? Kimse bir ayın yarısı kadar kira ödemiyor, geçinmiyor sonuçta.
Mağaza Market-Sen Örgütlenme Koordinasyonu Üyesi Doğan Can Aras, bu süreçte yaşananlara örnek olarak ETS Tur acentası Niris Turizm işçilerinin Kod-29 ile işten çıkarılıp haklarının gasp edilmesini anlatıyor. Aras; “İşçiler bizimle iletişime geçti. Ve yaşadıklarını başından sonuna kadar anlattılar. Hem haklarını vermediler hem de ücretsiz izinlere gönderdiler. İşçilere pandemi başında verilen sözlerin hiçbiri tutulmamış. Bahsettiğimiz tüm sorunları yaşamışlar neredeyse. Kendileri için elimizden geleni yaptık ve işçilerin haklarının bir kısmını aldık” diyor.
“Devlet Patronlara Sağladığı Teşviği Çalışana da Sunmalı”
Mağaza Market-Sen Örgütlenme Koordinasyonu Üyesi, işçilerin haklarını salgın sürecinde korunması ve sağlıklarının güvence altına alınması için beklentilerini şöyle sıralıyor: “Öncelikle vatandaşların aşılanması ve tam kapanma ile salgının etkisi kırılmalı. Devlet bunu yaparken çalışanlarına sahip çıkmalı gerekli tüm desteği eksiksiz vermelidir. Bu salgında insanların tek bir beklentisi var. Virüse yakalanmamak ve salgınla mücadele edebilmek. Evet, devletin yöneticileri şu anki yüksek rakamlardan çalışanları sorumlu tutuyor. İnsanlar çalışmak zorunda her ne olursa olsun. Çünkü 1170 lira veriyorsunuz vatandaşa. Devlet hazinesinden patronlara sağladığı desteği ve teşviği vatandaşına adil bir şekilde sağlamalıdır. Bugün virüsün etkisini kıran ve salgın rakamlarını en alt düzeye düşüren ülkeler bunu yapıyorlar ama Türkiye’de normalleşme başlığı virüsün önü kesilmedi, virüsün yayılma hızı ilk döneme göre de daha da fazlalaştı.
“Patronların Bu Kadar Hakkı Varsa İşçilerin de Sendikası Var”
Aras, market çalışma saatlerinin devlet tarafından denetlenmesi gerektiğini, işçilere serbest çalışma saatlerinin kağıtlar imzalatılarak kabul ettirilmeye çalışıldığını söylüyor. İşçilerin zincir marketlerinin kar politikalarına kurban edilemeyeceğini vurgulayan Doğan Can Aras, Rekabet eden marketlerin kendilerine dayattıkları insanlık dışı çalışma koşullarını kabul etmek zorunda bırakılamazlar. Mağaza Market Sendikası olarak devletin bu önlemleri alması ile ilgili beklentilerimiz var ama sadece beklemiyoruz. İşçileri sendikaya üye olmaya, bu sefalet düzeninden kurtulmaya davet ediyoruz. Patronların bu kadar hakkı varken, işçinin de kendi haklarını koruyabilecek bir sendikası vardır” sözleriyle tamamlıyor açıklamalarını.
2020’de 177 Bin İşçi Kod-29 Sebebiyle İşten Atılmış
DİSK-AR, SGK’dan aldığı verilere dayanarak, 2020 yılında Kod-29 gerekçe gösterilerek toplamda 177 bin işçinin işinden çıkarıldığını belirtiyor. Bu sayının 34 bin 145’i kadın, 142 bin 517’si ise erkek işçi. DİSK, Kod-29’u çalışma yaşamının kanayan yarası olarak tanımlıyor.
DİSK-AR, yaptığı açıklamada CİMER’e başvuru yaparak 2015-2019 yılları arasında Kod-29 nedeniyle işten çıkarılanların sayısını öğrenmek istediklerini ancak bu taleplerinin reddedildiğini vurguladı ve bilgi edinme hakları için hukuksal mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti.
Avukat Necder Okcan: İşverenlerin Yaptığı, Haksız Fesihtir
DİSK Hukuk Dairesi Müdürü Av. Necdet Okcan, pandemi koşullarında fesih yetkisi sınırlanan işverenlerin, iş sözleşmesini feshetmek istedikleri işçiler üzerinde öncelikle ücretsiz izne çıkartma tehdidi ile baskı kurarak işçileri istifaya zorlamaya başladıklarını söylüyor. Okcan; işçilerin buna direnmesi halinde de, işverenler işçileri Kod-29 uygulaması ile işten çıkartmaya başladıklarını ifade ediyor.
Avukat Okcan Kod-29’la feshin hukuksal açıdan tanımını şu sözlerle açıklıyor: “Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı mevzuatına göre işten ayrılış nedenleri tablo halinde düzenlenmiş olup, bugüne kadar yapılan değişiklik ve eklemelerle birlikte 39 adet (birden, 41’e kadar) işten ayrılış nedeni belirlenmiştir. İşverenler, iş sözleşmesini feshettikleri işçilerin işten ayrılış bildirgelerini Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirirken, bu tabloda yer alan işten ayrılış nedenlerinden birine dayanmak zorundadır. E-Devlet üzerinden yapılan bu işlemi sistemdeki entegrasyon nedeniyle Türkiye İş Kurumu, İŞKUR’da gördüğü için, bildirilen işten ayrılış nedenine göre işçinin işsizlik ödeneğine hak kazanıp, kazanamadığını da bu koda göre belirleyecektir. Bu tabloda yer alan Kod-29 “İşveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih – 4857 sayılı Kanun Madde 25-II” olarak tanımlanmaktadır.”
Okcan’a göre 25/II. Maddede yazılı haller gerçekleşmediği halde bu gerekçeleri gösteren işverenlerin yaptığının haksız fesih olduğunu söylüyor: “İşverenin pandemi koşullarında fesih yasağı içeren kanun maddesini (Geçici 10. Madde) dolanmak, fesih nedeniyle ödemek zorunda olduğu kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi yükümlülüklerden kurtulmak için yaptığı bu fesih, kanuna aykırı, haksız fesihtir. Esasen, bu husus uzun yıllardır, işverenlerin yaygın olarak başvurdukları bir yöntem olmasına, rağmen pandemi döneminde fesih yasağı nedeniyle görünür hale geldi. Zira, bir işçinin iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17 ve 18. Maddelerine göre (bildirimli ve geçerli bir nedene dayanan, işçinin ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanacağı fesih) feshedecek olan işverenler, işçinin fesihten doğan ihbar ve kıdem tazminatı haklarını ödemekten, fesih için geçerli bir nedenin bulunmadığı halde işe iade davasının hukuki sonuçlarından kaçınmak, işçilerin sendikal örgütlülüklerini kırmak için çoğunlukla kod-29, yani 4857 Sayılı İş Kanunun 25. Maddenin II. Bendinde sayılan “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” nedeni ile fesih işlemi yapmaktadır. Bu durumla karşılaşan bir işçi öncelikle, hak ettiği halde ihbar ve kıdem tazminatını alamadığı gibi, işsizlik ödeneğinden de yararlanamamaktadır.”
“Kod-29 Mağdurları İşe İade Davası Açmalılar”
Avukat Okcan, Kod-29 ile hakları gasp edilen işçilere haklarını geri alabilmeleri için bir aylık süre içerisinde işe iade davası açmalarını öneriyor: “İş sözleşmeleri Kod-29 ile, yani “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” nedeni ile feshedilen işçiler için, koşulları varsa, 4857 sayılı İş Kanunun 19. Maddesine göre, geçersiz ve haksız fesih nedeniyle, iş sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiği tarihten itibaren bir aylık süre içerisinde işe iade davası açılması veya beş yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ihbar ve kıdem tazminatı alacağı davası açılması için öncelikle 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. Maddesine göre, zorunlu olarak arabulucuya başvurmak zorunludur. Arabulucuya başvurulmasından sonra işverenle herhangi bir anlaşmaya varılamaması halinde, son tutanağın imzalanmasından sonra iki hafta içerisinde işe iade davası veya beş yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ihbar ve kıdem tazminatı alacağı davası açılması olanaklı olabilecektir.”
Kod-29’un Yanına Başka Kodlar Eklendi
DİSK Hukuk Dairesi Müdürü Okcan son olarak, Nisan ayında Kod-29’un yanına yeni kodlar eklendiği bilgisini veriyor: “Kamuoyunda Kod-29 tartışmalarının çok fazla gündeme gelmesi üzerine 2021 Nisan ayının ilk haftasında, SGK mevzuatında yapılan yapılan değişiklik ile ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerin tamamı (Kod-29) için ayrı ayrı kodlar belirlenmiştir. Söz konusu düzenlemeyle farklı kodlarla farklı fesih sebepleri de tanımlandı.”
Okcan’ın aktardığı bilgilere göre yeni kodlar şunlardan oluşuyor:
Kod 42- Gerçeğe aykırı CV sunma, Kod 43- Şeref ve haysiyet kırıcı isnadda bulunma, Kod 44- Cinsel tacizde bulunma, Kod 45- İşyerine sarhoş gelme ve işveren ya da işçilere sataşma, Kod 46- Hırsızlık ya da mesleki sırları ortaya atmak, Kod 47- İşyerinde 7 günden fazla hapisle cezalandırılan suç işlenmesi, Kod 48- İzinsiz haklı sebebe dayanmayan devamsızlık, Kod 49- Ödevli olunan işleri hatırlatıldığı halde yapmamak, Kod 50- İşin güvenliğini ve makineleri hasara uğratma.
Bizi Takip Edin