Mültecilerin Yeni Sınavı: Aşı Pasaportu
Küresel göç akışı güneyden kuzeye, doğudan batıya, çevre ülkeden merkez ülkeye, sömürülenden sömürene, yoksun coğrafyadan zengine bir seyir izlerken; bu seyir şimdi yeni bir sınav ile karşı karşıya: Aşı Pasaportu! Her ne kadar kulağa hoş gelen bir söz öbeği olsa da aşı pasaportu meselesinin adil olmadığına ilişkin tartışmalar var.
Dünyada çapında yaklaşık 1 milyar uluslararası göçmen bulunuyor. Bu sayının 80 milyonu zorla yerinden edilen göçmenlerden oluşuyor. Göç gündemi ısındıkça devletler sınırlarındaki kalelere yeni taşlar ekliyor. Aralık 2019’da küresel koronavirüs krizinin patlak vermesi ile özellikle düzensiz göçmenler için sınırlar arası geçişler oldukça zorlaştı. Bunun ötesinde dezavantajlı gruplar arasında yer alan mültecilerin aşılama sürecine ilişkin bir planlama ortaya konulamıyor.
Mülteciler koronavirüs salgınında çok sayıdaki risk faktörünü bir arada yaşamanın ağır yükünü taşıyorlar. Öyle ki; ülkesini terk etmek zorunda kalan birçok insan zor ve kalabalık yaşam koşulları, evden çalışabilme imkanlarının bulunmadığı kayıt dışı istihdam, yeterli su ve hijyene erişimlerin kısıtlı olması gibi çeşitli sınavlarla karşı karşıya geliyorlar. Mülteciler ayrıca bazı ülkelerde ırkçı yaklaşımlar, güvensiz yasal statü, kısıtlayıcı politikalar, sağlık sistemleri hakkında sınırlı bilgi, dilsel ve kültürel engeller ve yetkililere güvensizlik dahil olmak üzere, kamu ve sağlık hizmetlerinin önünde çok sayıda engelle karşılaşıyorlar.
Koronavirüs Dönemi’nde Engellerden biri de Aşı Pasaportu
Küresel göç akışı güneyden kuzeye, doğudan batıya, çevre ülkeden merkez ülkeye, sömürülenden sömürene, yoksun coğrafyadan zengine bir seyir izlerken; bu seyir şimdi yeni bir sınav ile karşı karşıya: Aşı Pasaportu! Her ne kadar kulağa hoş gelen bir söz öbeği olsa da aşı pasaportu meselesinin halihazırda adil olmadığına ilişkin tartışmalar var.
Aşı Pasaportu Nedir?
Pasaport aslında yabancı ülkelere gidecek olanlara yetkili makamlarca verilen ve yabancı ülke yetkililerinin kimlik incelemesinde geçerli olan belgedir. Aşı pasaportu ise koronavirüs aşısı olduktan sonra sahip olabileceğiniz; restoran, sinema, konser gibi kalabalık alanlara, uçaklara erişime ve ülkeler arası geçişte size kolaylık sağlayan hüviyet niteliğindedir.
Aşı pasaportu Covid-19 salgınına karşı tüm dünyada önlemler alındığı dönemde uluslararası insan hareketliliğinin “daha güvenli” bir şekilde sağlanabilmesi için bir geçiş kartı niteliğinde. Aşı pasaportu uygulaması her ne kadar koronavirüsün devletler arası yayılımında engelleyici bir faktör gibi gözükse de örneğin Dünya Sağlık Örgütü söz konusu uygulama ile ilgili çekincelerinin bulunduğunu belirtiyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nden Ulusal Hükümetlere: “One Minute”
Dünya Sağlık Örgütü aşı pasaportları ile ilgili bir “pozisyon bildirisi” yayımlamış durumda. Bildiriye göre “aşılamanın bulaşıyı azaltmadaki etkinliği de göz önünde bulundurulduğunda halihazırda ulusal otoriteler ve seyahat acentaları uluslararası insan hareketliliğine karşı bir kanıt belgesi sunmakla yükümlü olmamalı! İkinci olarak aşıların sınırlı tedariği de göz önünde bulundurulduğunda, seyahat edenlerin ‘tercihli ve öncelikli olarak aşılanması’, yüksek risk altında olduğu düşünülen dezavantajlı nüfuslar için yeni riskleri ve adaletsizlikleri de beraberinde getirebilir. Bunun yanında şu aşamada [Şubat 2021 kastediliyor] aşılanmış kişiler için bile seyahat riskini azaltma önlemlerinin uygulanmaya devam edilmesi gerekiyor.”
Örgüt aşılamaya ilişkin temel endişelerini bilimsel, etik, yasal ve teknolojik olmak üzere dört boyutta tartışıyor.
Bilimsel olarak: Koronavirüs aşılarının etkinliği ile ilgili bazı belirsizlikler devam ediyor. Örneğin SARS-CoV-2 varyantları dahil olmak üzere aşıların:
- Bulaşmayı sınırlamadaki etkinliği
- Takviye dozlarının zamanlaması
- Asemptomatik enfeksiyona karşı koruma sağlayıp sağlamadığı
- Öncelenmesi gereken yaş ve nüfus grupları
- Münhasır kontrendikasyonları
- Seyahatten ne kadar önce sunulacağı
- antikorları olan kişilere yapılıp yapılmayacağı meseleleri tartışılmaya devam ettiğinin göz önünde bulundurulması gerekiyor.
Etik olarak: Halihazırda çok az kişinin aşıya erişim imkanı bulunuyor. Mart 2021 itibariyle nüfuslarını aşılamaya başlayan ülkelerin neredeyse tümü orta-üst ve üst gelir seviyesindeyken; özellikle orta, orta-alt ve düşük gelir seviyesine sahip ülkeler aşıdan mahrum durumda. DSÖ bu yönüyle COVID-19 aşılarının adaletsiz dağılımının zaten var olan eşitsizlikleri derinleştirebileceği ve yeni eşitsizlik biçimlerini ortaya çıkarabileceği endişesinin de altını çiziyor. DSÖ’ye göre “Mevcut bağlamda, seyahatin bir koşulu olarak aşılama gerekliliğinin getirilmesi, zaten sınırlı olan aşı tedarikine eşit küresel erişimin engellenmesi gibi yeni bir problem potansiyeline sahip.”
Bunun yanında aşıya erişim imkanı olan insanların uluslararası hareketlilikte muafiyete sahip olup, aşı olamayanların seyahat özgürlüğünün kısıtlanması insan haklarına da aykırı olacaktır. Bu bağlamda Dünya Sağlık Örgütü bildirisinde açıkça aşılamanın bireyler, toplumlar ve küresel sağlık için faydalarını en üst düzeye çıkarma olasılığı düşük olduğunu vurguluyor.
Yasal Olarak: Uluslararası Sağlık Tüzüğü’ne [2005] taraf olan devletlerin giden veya gelen uluslararası yolcular için aşı kanıtı şartı getirilmesine ilişkin hükümlerine uymaları bekleniyor. UST Acil Durum Komitesi’nin 14 Ocak 2021’de gerçekleştirdiği toplantı bildirgesi ülkelerin uluslararası seyahat edenler için aşı kanıtı istemesi için erken olduğunu vurguluyor. Halihazırda sadece “Sarı Humma” için ülkeler bir aşı kartı talep edebiliyor. Aşının adaletsiz ve usulsüz yayılma ihtimali tüzüğün 31, 36, 40 ve 43. maddeleri ile 6 ve 7 numaralı ekine aykırı görülüyor.
Teknolojik Olarak: Bir bireyin aşı durumunu doğrulayabilme yeteneğinin gelişmesi, güvenli veri erişimini veya alışverişini desteklemek için uluslararası işbirliği ve teknolojik alt yapının bulunması gerekiyor. Aşılama ile ilgili dijital çalışmalar DSÖ bünyesinde de devam ediyor. Örgüt, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde olası kullanıma açılabilecek bir dijital aşı sertifikası için yönetişim çerçevesi ve şartnameler oluşturmak için ortaklarla birlikte çalışmaya devam ettiğini vurguluyor.
Hangi Ülkeler Aşı Pasaportu Uygulayacak?
Mart ayında Avrupa Komisyonu Covid-19’a rağmen aşı olmuş kişilerin Avrupa Birliği içinde serbest dolaşımının mümkün olabileceğini duyurdu. Avrupa Parlamentosu ise bir yandan aşılanmış AB vatandaşlarının kıta içinde özgürce seyahat edebilmesini sağlayabilmek için “Dijital Yeşil Sertifika” isimli bir belge üzerinde çalışıyor.
Şubat ayında da Yunanistan, İtalya, İspanya ve Portekiz; Avrupa Birliği çapında aşı pasaportlarının savunucuları arasında yer alırken İzlanda’da bu yılın başında aşı pasaportlarını dağıtmaya başlamıştı. Macaristan ise iki doz aşı olanlara sokağa çıkma yasaklarına karşı muafiyet getiriyor.
Durum böyleyken The Economist dergisi aşı pasaportuna sahip olanlarına uluslararası seyahatlerde olmayanlara göre büyük bir fark “yaratacaklarını” ifade ediyor.
Mültecilerin Dezavantajlı Grupta Olduğu Unutulmamalı!
Daha geçen ay, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, mültecileri aşılama programlarına dahil etmenin “salgını sona erdirmenin anahtarı” olduğunu vurgulamıştı. Neyse ki, Ürdün ve Lübnan gibi bazı kilit mülteci ev sahibi devletler, ulusal COVID aşısı uygulamalarına mültecileri dahil ettiğini ifade etti fakat konuya ilişkin net bir eylem henüz bulunmuyor.
Nitekim dünyanın en fakir eyaletlerinde yaşayan 10 kişiden tahminen 9’unun bu yıl aşı olamayacağı tahmin ediliyor. Mülteciler için aile birleşimi ve zorunlu göç gibi durumlarda “Aşı Pasaportu” talep etmek, sığınma ve güvenliğe erişimlerinde ek bir engel oluşturacak. Bu yönüyle aşı pasaportlarının tüm insanlar için etkili olabilmesi için koronavirüs koşullarının göz önünde bulundurulduğu göçmen reformuna ihtiyaç var. Bu yönüyle bu yazı “aşı pasaportuna çıkmamakla birlikte” söz konusu pasaportun cevaplardan çok yeni soruları beraberinde getireceğini vurguluyor.
Bizi Takip Edin