“Medyada Erkek Egemen Uzman Temsiliyetinin Değişmesine Katkıda Bulunmak İstiyoruz”
Kadınların medyada uzman ve katkı sunan bireyler olarak görünürlüğünü artırmak; sivil toplum ve özel sektör toplantılarında da kadın uzmanlara eşit seviyede yer verilmesini sağlamak amacıyla başlatılan Sensiz Olmaz Sessiz Olmaz kampanyasının ekibiyle; Türkiye'de Kadınların Medyada Görünürlüğünü İyileştirme Projesi’ni konuştuk. Proje ekibi, "Yazılı ve görsel medyada danışılan uzmanların oluşturduğu erkek egemen resmin değişmesine katkıda bulunmak istiyoruz." diyor.
Proje fikri nasıl oluştu? “Sensiz Olmaz Sessiz Olmaz”la hedeflenen nedir?
Türkiye’de her alanda pek çok konuda uzmanlaşmış kadınlar var. Çalışma alanlarında, içinde bulundukları örgütlenmelerde sözcülük yapabilecek nitelikte, iletişim becerileri son derece gelişmiş, konusuna hâkim; bilgisini, birikimini, mesajını doğru ve tam aktaracak kadınlar her yerdeler. Ama maalesef medyada hak ettikleri şekilde yer bulamıyorlar.
Biz de farklı alanlarda uzmanlıkları olan, bilgisini, birikimini kamuoyuyla medya aracılığıyla paylaşmak isteyen kadınları bu veri tabanına üye olmaya davet ediyoruz. Amacımız, medya mensuplarının, konferans ya da panel organizasyonları düzenleyenlerin programlarına, haberlerine, toplantılarına kadın konuk, konuşmacı bulmakta “zorlanmalarını” önlemek, kamuoyunda kadınların daha fazla görünmesini, seslerinin duyulmasını sağlamak. Şu an veri tabanımızı geliştirme, zenginleştirme aşamasındayız. Önümüzdeki dönemde bu projeyi medyaya ve kamuoyuna sunacağız.
Aynı zamanda mesleki tüm bilgi ve birikimlerine karşılık medyada görünme konusunda çekimser ya da isteksiz olan kadınlar için onların medyada görünmeye ya da topluluk önünde konuşmaya dair kaygılarını giderecek eğitimler de planlıyoruz.
Proje ekibinde farklı alanlardan kadınlar var; bir araya nasıl geldiniz?
Aslında medya alanında çalışan toplumsal cinsiyet sorununa duyarlı, bunu yansıtmadığında hazırladığı içeriğin eksik olduğunun bilincinde olan her bireyin hayali, bir gün böyle bir çalışma yapılsa da, biz de faydalansak yönündedir.
Ekibimizdeki Ayşe Karabat ve Semin Gümüşel Güner de bu hayali kurmuş olanlardan. Benzer bir hayali sivil toplumun çeşitli alanlarında yıllardır farklı çalışmalar yaparken kuran Ayşe Yırcalı, Özge Genç, Sabiha Senyücel Gündoğar ile bir araya gelince deneyimlerini birleştirmeye karar verdiler. Beş kadının işbirliğiyle hayalimiz kartopu gibi büyüdü ve kâr amacı gütmeyen, tek hedefi kadınları hak ettikleri şekilde medyada daha görünür kılmak olan girişimimizi hayata geçirmeyi başardık. Proje ete kemiğe bürünürken aramıza tüm enerjisi ve becerisiyle Berfin Coşkun de katıldı.
Kadınların medyada uzmanlık alanlarıyla ilgili yer bulamayışının arkasında hangi dinamikler var? Ya da yalnızca niye toplumsal cinsiyet kodları geçerli oluyor ve kadınlar magazin, yemek, çocuk bakımı gibi konularda yer bulabiliyorlar?
Bunun bizce bir temel nedeni ve iki pratik nedeni var.
Temel nedeni, kamusal hayatın her alanında olduğu gibi, medya alanında da eril bakış açısının baskın olması nedeniyle kadınların uzmanlıklarıyla medyada yer bulamaması. Kadınlar siyasette nasıl hak ettikleri gibi temsil edilmiyorlarsa, medyada da aynı nedenle temsil edilmiyorlar.
İki pratik sorundan birincisi, hemen her medya mecrasındaki haber merkezlerinde görev alan prodüktöründen muhabirine, konuk koordinatöründen editörüne hemen herkesin konuk, uzman veya yorumcu ararken halihazırda oluşmuş erkek ağırlıklı iletişim listelerine başvurmaları. Sürekli olarak zamanla yarışma baskısının da etkisiyle en iyi uzmanları aramak yerine, genellikle en kolay erişilebilen, en müsait olan ya da muhtemelen daveti kabul edecek olanları tercih ediyorlar. Toplumsal cinsiyet dinamiklerini, hazırladıkları haber ve programlara yansıtmadıklarında, sundukları içeriklerin, aslında eksik olduğunun farkında değiller ya da değillermiş gibi yapmayı tercih ediyorlar.
Medya ortamının böyle olması bizi ikinci pratik nedene götürüyor. Pek çok kadın uzman televizyona çıkma, kamuya açık konuşma, günlük gazetelere veya internetteki haber sitelerine görüş verme ya da haberlerde yer alma konusunda isteksiz ve deneyimsiz. Her alanda olduğu, medya alanındaki baskın kültürde ve işleyişte kadınlar için cam duvarlar ve kadın olma deneyimlerinden kaynaklanan türlü çeşit sorunlar var. Örneğin, yazar Rebecca Solnit’in “mansplaining” olarak lügatımıza kazandırdığı “erilbilmişlik” meselesi. Bir tartışma programında ya da bir panel ve açık/kapalı toplantıda kadınlar erkeklerin aşırı özgüvenli, kadın uzmanlar ya da değil, karşısındakilerin aklını küçümseyerek yaptığı yorumlara maruz kalabiliyor.
Biz, yazılı ve görsel medyada danışılan uzmanların oluşturduğu erkek egemen resmin değişmesine katkıda bulunmak istiyoruz. Şöyle bir iddiamız da var; toplumsal bütün kutuplaşmalara inat, burası her siyasal görüşten, her toplumsal kesimden, bugün önümüze ayrımcılık yapma, kutuplaştırma bahanesiyle çıkartılan her türlü çizgiyi yıkmaya niyet etmiş, bütün kadın uzmanları bir araya getiren bir yer olacak. Medyanın da bizdeki bu çeşitliği yansıtarak, asıl işini yani herkesin ve her kesimin sesi olma görevini yerine getireceğini umuyoruz.
Kadınların medyadaki görünürlüğü neden önemli? Bu, diğer alanlarda kadınların etkin olmasını nasıl etkileyecek?
İster konvansiyonel olsun, ister yeni, medya gerçekliği yeniden inşa ediyor. Bizim yalnızca bilgilenmemizi sağlamakla kalmıyor, neyin haber olup olmadığına karar vermekten başlayarak, bize bir düşünce tarzı da sunuyor. İstesek de istemesek de, bize sunulanı belli ölçülerde benimsiyoruz. Medyada gördüğümüzü normalleştiriyoruz. Kullanılan dil de aynı şeyi yapıyor, dil yalnızca düşüncelerimizi ifade etmemize yaramıyor, onu şekillendiriyor da.
Kadınların uzmanlıklarıyla hak ettikleri biçimde medyada yer almasının, baskın eril kültürü ve onunla gelen bütün sorunları doğrudan ve dolaylı bir biçimde değiştireceğini biliyoruz. Kadın uzmanların daha çok temsil edildiği bir medyanın, kız çocuklarının eğitiminden tutun da kadına yönelik şiddetle mücadeleye kadar birçok alanı olumlu yönde etkileyeceğine inanıyoruz. Uzman kadınların görünürlüğünün artmaya başlamasıyla, her şeyin temelinde olan kadınlar üzerinden iktidar kurma çabası sarsılabilir ve iktidar kurma meselesi sarsıldığında kadına yönelik şiddet azalabilir…
Proje kapsamındaki eğitimlerle ne amaçlanıyor?
İkincil bir pratik sorun olarak kadınların medyada görünür olma konusundaki kısmi deneyimsizliklerinden ve çekincelerinden söz etmiştik. Eğitimler tam da bunu kırmayı amaçlıyor. Bir yandan gönüllü kadınlara bu eğitimleri verip onları medya ile iletişim konusunda da uzmanlaştırıp, onları ekranda ya da kamusal alanda topluluklar karşısında güçlendirmeyi planlıyoruz.
Bu eğitimlerde, medyaya haber kaynağı ya da uzman olarak görüş vermek ya da programlara konuk olmak konusundaki süreçleri ve beklentileri anlatacağız. Katılımcılara sosyal medyayı fark yaratacak biçimde kullanmaya ilişkin ipuçları vereceğiz.
Sensiz Olmaz, Sessiz Olmaz” platformundaki uzmanlar arasına katılmak için tıklayınız.
Bizi Takip Edin