“Gece Yürüyüşü Gözaltılarıyla Gözdağı Vermek İstiyorlar”
İstanbul’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yapılan 19. Feminist Gece Yürüyüşü ‘ne katıldığı için dün gece göz altına alınan 18 kadından 13'ü yurt dışı yasağı diğelreri imza ve yurtdışı yasağı şartı ile serbest bırakıldı. EŞİK Platformu’ndan Zelal Ayman, gözaltı kararını değerlendirirken, "Yıllardır olmadığı kadar çeşitli ve güçlü ve kitlesel bir 8 Mart gördük. Bu bir şekilde cezalandırılmak isteniyor, gözdağı verilmek isteniyor." dedi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü Türkiye’nin pek çok kentinde kadınların yoğun katılımı ile kutlandı. İstanbul’da 19. Feminist Gece Yürüyüşü ’ne katılan kadınlardan 12’si ise 10 Mart’ı 11 Mart’a bağlayan gece kullandıkları sloganların Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu niteliği taşıdığı gerekçesiyle evlerinden göz altına alındılar.
Çağlayan Adliyesi’nde göz altına alınan kadınları desteklemek için bulunan Feminist Gece Yürüyüşü ekibi ile yaptığımız görüşmede, ifade alma süresinin sürdüğü, yürüyüş sırasında atılan sloganların Cumhurbaşkanı’na hakaret niteliği taşıdığı gerekçesiyle, emniyet güçlerinin bu sloganı atan 18 kadın hakkında göz altı kararı verdiği aktarıldı. Göz altı kararının maskelerden tespitinden güçlük yaşanması nedeniyle söz konusu sloganları atan kadınların kolluk güçleri tarafından “ritme göre zıplaması” ile ayırt edildiği; kadınların göz altı kararı ile gece yarısı kolluk güçlerinin evlerinden alındığı ve ifadelerin savcı tarafından sabah alınmaya başlandığı kaydedildi.
Savcı tarafından göz altına alınanlara “bu sloganı atıp atmadığı” sorusunun yönetildiği ve bu kişilerin sosyal medya hesapları dahil isnat edilen suçu işlediklerine dair soruşturmada bir kanıt sunulmadığını belirten Feminist Gece Yürüşü ekibi, göz altına alınanlar arasında düzenleme komitesinde yer alan Pelin Şahin ve Barış İçin Kadın Girişimi’nden Nimet Tanrıkulu’nun da yer aldığını belirtiyor.
“Kadınların Gücünden Çekiniyorlar ve Gözdağı Vermek İstiyorlar!”
EŞİK Platformu’ndan Zelal Ayman, 19. Feminist Gece Yürüyüşü’nde binlerce kadın olduğunu hatırlatarak, kolluk güçlerinin ellerinde delil olmadan neye göre kadınları göz altına aldıklarını bilmediklerini söyledi. Türk Ceza Hukuku’nda “bir ritme uyum sağlayarak zıplama” suçu olmadığını kaydeden Ayman, göz altına alınan kadınların serbest kalmalarını beklediklerini, bununla birlikte adli kontrol ya da ev hapsi verilmesinin de ihtimal dahilinde gördüğünü aktardı.
İnsan Hakları Eylem Planı’nın ve kimsenin “evinden göz altına alınmayacağı” açıklamasının üzerinden kısa bir süre geçmişken bu olayın yaşanmasının çelişkili olduğunu belirten Ayman, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Kadınların gücünden çekiniyorlar ve gözdağı vermek istiyorlar çünkü bu yıl 8 Mart çok iyi geçti. Pandemiye ve tüm baskılara rağmen yıllardır olmadığı kadar çeşitli ve güçlü ve kitlesel bir 8 Mart gördük. Bu bir şekilde cezalandırılmak isteniyor, gözdağı verilmek isteniyor. Türkiye’nin her yerinden kadınlar, ilçeler ve köyler dahil, kadınlar eylem yaptı, halay çekti, sergi açtı, sayamayacağım onlarca çeşitli etkinlik yaptılar. Türkiye’de uzun zamandır bu çeşitlilikte ve bu kitlesellikte 8 Mart’lar kutlanmıyordu. Bu bazı kesimlerin hoşuna girmiyor. Tüm yasaklamalara rağmen oldu bunlar; kadınlar dinlemedi ve her yerden her çeşit kadın her türlü etkinliğini yaptı çünkü kazanılmış haklara karşı hamleler, tehditler, geri alma çabaları, kadınların sesini duymama hali, pandemide yapılanlar, İstanbul Sözleşmesine saldırılar… nedeniyle kadınlar çok öfkelendi, bilendi. 8 Mart’ta bu kadar geniş katılım olmasını buna bağlıyorum.”
Göz altına alınan 18 kadın, adli kontrol ve yurt dışı yasağının ardından serbest bırakıldı.
Bizi Takip Edin