Diyaloğun 10. Yılı Etkinliği’nde Sivil Toplumun AB Üyelik Sürecinde Oynadığı Rol ve Katkı Öne Çıktı
2008 yılında Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ortak finansmanıyla hayata geçirilen Sivil Toplum Diyaloğu hibe programının geldiği aşama "Diyaloğun 10. Yılı Etkinliği” ile kutlandı. 9 Mart 2021 tarihinde düzenlenen çevrimiçi etkinliğe katılan STK’lar ve sivil topluma emek verenler, panel, söyleşi, sergi ve konserden oluşan bir programla bir araya geldi. Sivil Toplum Diyaloğu hibe programı ile 10 yıl içinde 400'e yakın projeye ve 650'nin üzerinde diyalog amaçlı ortaklığa yaklaşık 50 milyon avro kaynak sağlandı. Diyaloğun 10. yılı etkinliğinde, Türkiye’nin AB üyelik sürecinde sivil toplumun anahtar rolüne ve Türkiye’de sivil toplumun üyeliğe verdiği desteğe vurgu yapıldı.
Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) çerçevesinde, Avrupa Birliği Başkanlığı tarafından STK’lara yönelik geliştirilen ve sivil toplumun AB üyelik sürecine katkısının en üst düzeyde sağlanabilmesini amaçlayan bir hibe programı olan “Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) Arasında Sivil Toplum Diyaloğu’nun 10. yılı vesilesiyle, “Diyaloğun 10 Yılı Etkinliği” çevrim içi ve canlı olarak gerçekleştirildi.
Etkinliğin “Diyalog Meydanı” bölümünde Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Küresel Toplum Katılımı ve Dayanıklılık Fonu Yönetim Kurulu Başkanı ve AB Türkiye Delegasyonu Eski Başkanı Stefano Manservisi, TOBB ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Brüksel Temsilcisi Haluk Nuray konuşmacı olarak katıldı.
Sivil Toplumun Türkiye’nin AB Üyelik Sürecinde Anahtar Rolü
Kaymakçı, Türkiye’nin AB üyelik sürecine zamanla toplumun da dahil olduğunu söyleyerek dikkat çekilmesi gereken asıl hususun Sivil Toplum Diyaloğu sayesinde Türkiye’deki STK’ların Avrupa’daki sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışabilmesi ve kültürler ve ülkeler arasında iletişimin ve etkileşimin artması olduğunu kaydetti. Faruk Kaymakçı ayrıca Türkiye’de ve AB’de sivil toplum aktörlerinin siyasete kıyasla birbirine daha yakın olduğunu ve sorunlara çözüm üretmede siyasetçilerden daha ileride olduğunu vurgulayarak, tüm sorunlara rağmen Türkiye’de sivil toplumun AB üyelik sürecini kararlı şekilde desteklemesinin önemine dikkat çekti.
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Sivil Toplum Diyaloğunun Türkiye ile AB arasında karşılıklı anlayışı güçlendirecek nitelikte bir program olduğunu söyleyerek, AB ve Türkiye’de sivil toplumun bir araya gelerek karşılıklı yanlış anlama ve ön yargıları yıktığını vurguladı. Sivil toplumun desteklenmesiyle demokrasinin de desteklendiğini kaydeden Meyer-Landrut, “Sivil toplumun tüm süreçlere dahil olması demokratik anlamda AB ile Türkiye’nin aynı dilden konuşması için de çok önemli.” dedi.
AB Türkiye Delegasyonu Eski Başkanı Stefano Manservisi ise konuşmasında salgın sürecinde ve sonrasındaki dönemde kurumların atacağı adımlarda sivil toplumun önemine işaret ederek, AB ve Türkiye arasında etkili bir diyaloğun kurulması için daha güçlü AB sivil toplumuna ve Türk sivil toplumuna ihtiyaç olduğunu kaydetti. Bilgisizlikten kaynaklanan karşılıklı önyargıların birlikte çalışarak giderileceğini söyleyen Manservisi, AB ve Türkiye’de sivil toplum aktörleri arasında yoğun, güçlü ve serbest bir diyalog kurulmasının ilişkilere de yansıyacağına dikkat çekti.
Etkinliğin devamında Cüneyt Özdemir’in moderatörlüğünde “Sivil Toplum Diyaloğu Yolculuğu” bölümünde AB Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan; Ceyda Düvenci, Cem Seymen, Bünyamin Sürmeli ve Semiha Şahin’in moderatörlüğündeki “Sivil Toplum Diyaloğu Öyküleri” başlıklı panellerinde de farklı konuklar konuşmacı olarak yer aldı.
Bizi Takip Edin